Diyanet Bir Sen'in Hicret Mesajı

Hicret, göç etmek, ayrılmak, yurdundan olmak, doğduğun büyüdüğün vatan-i aslisinden cebr kullanılarak ayrılmak zorunda bırakılmak, kendi yaşadığı topraklarda mağdur olmaktır. 1440 yıl öncesinde Mekkeli müşrikler Mekke'yi Müslümanlara nasıl dar ettiyse aynı zihniyete sahip zalimler topluluğu bugün de İslam coğrafyasında da Müslümanları yurtlarından göç ettirerek maddi ve manevi açıdan mağdur etmektedirler. Zaman değişse de zamanın zalimleri değişmemektedir. Zulüm ayni mekanizmalar tarafından devam etmektedir. Dün ecdatları, peygamberleri ve beraberindeki ümmetleri yurtlarından ettiler. Bugünde torunları olan zalimler guruhu ABD nin newyork kentinde uydurma 11 Eylül saldırısı bahanesiyle O günden günümüze kadar 11 yılda tam 11 milyon mazlumların canlarına kıyarak büyük katliamlara imza attılar.

Hicri 1440. yılına girerken İslam ümmetinin varlığını tehdit eden düşmanların zulümleri dinmek bilmiyor. İslâm coğrafyasında akan kan, gözyaşı, tecavüzler, aç susuz bir şekilde topraklarından olmalar büyük bir hızla devam ediyor. Bugün suriye’nin İdlib kentine sığınan mazlumlara orayı fazla görerek en ağır silahlarla tehdit etmekte ve saldırmaktadırlar. İslam âlemi, kurtuluşu hala zulmü gerçekleştirenlerden ve Yahudilerden bekliyor.

Vay halimize! Ne oldu bize de bu hale geldik? Bize yapılan zulümleri psikolojimizi rahatlatma adına kavli dualarla geçiştirmek yeterli mi? Tayland'da 12 sporcu mağarada mahsur kalırken günlerce dünyanın gündemi olabilmekteyken; neden Irak'ta, Suriye'de Yemen'de, Afganistan'da, Araka’nda, Filistin'de her gün kat be kat yaşananlar gündem olamamaktadır? Sen Müslüman! Sana Medine' de aguşunu açan Resulüllah ve Ensar'ı değil miydi? Günümüzde ise sen Beni Kaynuka'ya, Beni Kureyza' ya, Beni Nadir'e, Resulüllah'ın düşmanlarına neden sığınmaktasın?

Hicri yıldönümü gelince Yahudi ve Hıristiyan ülkelerin liderleri ve halklarından göstermelik de olsa tek bir kelime ve mesaj duyuyor musun? Sen Kurban Bayramı'nda evine kurbanlık koç götüren Yahudi ya da Hıristiyan gördün mü? Bunun yanında Miladî yılbaşında mesaj yayımlamayan ya da evine hindi götürmeyen Müslüman’ı (!) duydun mu?

Hicri 1400 sonu itibariyle Siyonist şebekenin başında İsrail, Hıristiyanların başında ise Vatikan devleti var. Diğer İslam devletleri de (!) avuçlarının içinde. Müslümanların ise 70 parçaya bölünmüş ve her parçasında kan, gözyaşı ve zulmün hüküm sürdüğü koskoca bir coğrafyaları var.

Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Ümmetim yetmiş küsur fırkaya ayrılacak, en büyüğü kendi keyiflerine göre işler yapar, helalı haram, haramı helal kılarlar.” Diye buyurdu. Zamanın ümmeti kime hizmet ettiklerinin farkında bile değiller öyle ki katil ve maktul kimin için öldüğü veya öldürüldüğü bilinmiyor.

Hicret, inançlı kadroların devlete giden yolundaki engelleri kaldıran bir fetih değil miydi? Ve hani fetihten sonra da artık hicret yoktu?

Hicrî 1440. yılının Müslümanların ferasetlerini kuşanmaya başladıkları yıl olmasını, muhacir kardeşleriyle bağlarını güçlendirerek artırmaya, hâsılı özümüze hicret etmemize vesile olmasını temenni ediyor, tüm insanlığa saadetler diliyorum.

Mahmut BOZKUŞ

Diyanet-Bir-Sen Bölge Başkanı