"Kurtuluş reçetesi: İslami değerlere dönmektir"

İlahiyatçı Eğitimci Ali İlhan, Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinde, kurtuluş reçetesi olarak öze geri dönülmesi ve İslami değerlere sahip çıkılması tavsiyesinde bulunduğunu ifade etti.

"Kurtuluş reçetesi: İslami değerlere dönmektir"
24 Mart 2019 - 15:10

Editör: Abdurahman Uğurlu 


Üstad Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 59. Yıl dönümünde, yazmış olduğu eserleri ve insanlığına sunmuş olduğu kurtuluş reçeteleri ile hatırlanmaya devam ediyor.


İlahiyatçı Eğitimci Ali İlhan, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, yazmış olduğu eserlerde, muasır bir medeniyet için İslami değerlere sahip çıkılması gerektiğini söylediğine dikkat çekti.


Üstad’ın kendi döneminde yaşanan âlim- aydın çatışmasını ortadan kaldırmak amacıyla farklı bir perspektif ile olaylara yaklaştığına dikkat çeken İlhan, Üstad’ın kâinata Allah hesabına, Kur’an penceresinden baktığına değindi.


  




Üstad Bediüzzaman Hazretlerini, vefatının 59. senesinde rahmet ve minnetle andıklarını söyleyen İlhan, “ Allah'tan Üstadımıza ve bütün müminlere rahmet ve mağfiret diliyoruz. Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili şunu 'söyleyebiliriz. Ebu Davud’da şöyle bir hadis geçiyor; ‘Her asırda bir müceddid gelecek’ şeklinde bir ibare var. Tabii bu müceddid gelme olayını anlayabilmek için o asrın özelliklerini iyi bilmek gerekiyor. Yirminci asır ve öncesindeki on dokuzuncu asır; insanlık tarihi açısından çok bunalımlı asırlardır. Yirminci asırda bütün geleneksel devlet yapıları değişmiş, ulus devletleri ortaya çıkmış, bir kısım ideolojiler revaç bulmuştur. Materyalist ideolojiler, pozitivist düşünceler, sekülerizm ve laiklik dediğimiz düşünceler revaç bulmuştur. Bunlar hem Batı dünyasını hem İslam dünyasını derinden etkilemiştir.” İfadelerini kullandı.


Bediüzzaman Said Nursi’nin yaşamış olduğu asra dikkat çeken İlhan, “Sekülerleşme, laiklik dediğimiz hadise sadece İslam dünyasına münhasır bir hadise değil; daha önce Batı dünyasında da bu süreçler başlamıştır. Bediüzzaman böyle bir asırda dünyaya geliyor. Böyle bir asırda manevi cihadını yapıyor. Neydi bu asrın özelliği; dediğimiz gibi bu asırda Osmanlı İmparatorluğu gerilemiş, İslam dünyası parça parça olmuş, batının karşısında ezilmiş ve dağılma sürecine girmiştir. Bütün İslam dünyasındaki aydınlar, bürokratlar ve devletin ileri gelenleri, kurtuluş reçetesi arayışı içerisine girmişlerdir. Osmanlı'da hakeza durum aynıydı. Tanzimat'tan bu yana, yaklaşık 150 yıldan bu yana, Osmanlı'da yenileşme ve Batılaşma çabaları revaç bulmuştu.” ifadelerini kullandı.


“Bediüzzaman muasır ve kalkınmış bir İslam toplumu olmanın yolunu İslami değerlere ve öze dönüşte görüyordu”


Üstad’ın Müslümanlara eserleri ile yol gösterdiğine değinen İlhan, “ İslam dünyasında şöyle hazır bir düşünce vardı; Eğer biz Batılaşırsak, İslami değerlerden uzaklaşırsak; medeni oluruz, ilerleriz, Batı dünyasına galip geliriz. Eğer İslam’dan uzaklaşmazsak, Batı’nın fenninden, felsefesinden ve medeniyetinden geri kalırsak bir türlü ilerlemeyi sağlayamayız. Bu bir ezber düşünceydi, İslam dünyasında. Birçok İslam aydını bu düşünceye kapılmıştı. Üstad Bediüzzaman bunun aksine bir tez ile ortaya çıkmıştır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, muasır ve kalkınmış bir İslam toplumu olmanın yolunu İslami değerlere ve öze dönüşte görüyordu Fakat şöyle bir problem vardı. Osmanlı aydını; Batılaşırken Batı’nın bilimini ve fennini örnek alıyordu. Batı’nın bilim ve fenni pozitivist bir anlayışa sahipti. Pozitivist bilim demek; ideolojik bir bilim demektir, gerçek bir bilim demek değildir. Üstat Bediüzzaman bu tuzağa düşmedi bunu gördü ve hayatı boyunca bunun mücadelesini verdi.” Diye konuştu.


“Bilim, Allah'ın kevni ayetlerinin izahının bir yansıması ve açıklamasıdır”


Yaşadığı asırda âlimler ve aydınlar arasındaki ihtilaflara vurgu yapan İlhan, “İslam coğrafyasında, medreselerde okuyan İslam âlimleri bilim ve fenne karşı çıkıyordu. Modern anlamda bilim tahsil eden aydınlar ve okumuşlar ise İslam'a karşı çıkıyordu. İslam dünyasında aydınlar arasındaki makas her geçen gün açılıyordu. Üstad Bediüzzaman bunun böyle olmadığını, ortada ters bir durum olduğunu ortaya koydu. Bilim, Allah'ın kevni ayetlerinin izahının bir yansıması ve açıklamasıdır. Din, Allah'ın kelam sıfatından gelen Kur'an'ın bir açılımı ve yansımasıydı. Bilimin kaynağı da Allah'tandı, Kur'an'da Allah'ın kelam sıfatından gelmişti. Bu iki kaynağın birbiriyle çatışması, birbirine zıt olması düşünülemezdi. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bunları telif etme yoluna gitti. Bu yeni bir düşünceydi. Bugünkü bildiğimiz anlamda dini ilimler ile fen ilimlerinin yan yana okutulması değil; bir bakıma iç içe okutulması da diyebiliriz. Üstad Bediüzzaman risalelerini yazarken bu bağlamda yazmıştır.” dedi.


“Bediüzzaman kendi çağında tam olarak anlaşılmadı”


Kâinata Üstad’ın, Allah hesabına, Allah’ın sanatı ve eseri nazarı ile baktığına dikkat çeken İlhan, “ Üstad, Risaleleri Mana-yı harfi dediğimiz perspektifte yazmıştır. Mana-yı harfi ile ilmi ve pozitif bilimleri değerlendirmiştir. Bunu hem Nur risalelerinde yapmıştı hem de bunu bir proje olarak Medresetü'z-Zehra Projesi olarak da ileri sürmüştür. Hayatı boyunca bunu uygulamak için bütün fırsatları değerlendirmiştir. Fakat maalesef bu kurumsallaşma yolunda istenilen sonucu elde edememiştir. Ne demektir Medresetü'z-Zehra projesi; din ilimleri ile fen ilimlerinin birlikte okutulduğu, aynı mana üzerine mana-yı harfi ile okutulduğu eğitim kurumları hedeflemiştir. Bu şekilde yapıldığı zaman Batı’nın pozitivist bilim tuzağına düşülmeyecekti. Fakat benim kanaatime göre Bediüzzaman kendi çağında tam olarak anlaşılmadı. Şu anda da büyük oranda kitleler tarafından da yeterince anlaşıldığını düşünmüyorum. Batı’nın İslam dünyasını mağlup ettiği nokta; bilim ve fen alanındaki bir mağlubiyettir. İslam dünyasının tekrar ilerleyebilmesi, kalkınabilmesi, hak ettiği yere gelebilmesi için bu eğitim meselesini, bu bilim meselesine aşması gerekiyor. Bunu da Üstad’ın koymuş olduğu yeni tarz, yöntem ve metotları uygulayarak yapılması gerektiğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.


www.siverekgenclik.com


 


Bu haber 2253 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Bir garip yolcu
    4 yıl önce
    Hocamiza bu guzel tespitlerinden dolayi tesekkur ederim.ALLAH razi olsun.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Harran'da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı olayla ilgili açıklama
Harran'da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı olayla...
Şanlıurfa'da uyuşturucu ile mücadele sürüyor
Şanlıurfa'da uyuşturucu ile mücadele sürüyor