GELİŞİM VE DEĞİŞİM BİR BİRBİRİNDEN AYRILMAZ BİR BÜTÜNDÜR

13 Nisan 2017 - 19:39

Gelişmek isteyen birey ve toplumlar; davranışlarından ve çalışma yöntem ve sistemlerinden ister istemez değişmeye gitmek zorunda kalabilirler. Örneğin bir öğrenci çalıştığı çalışma metoduyla başarılı olamıyorsa, yeni bir çalışma metodunu aramaya işine girişir. Araştırmayla ve denenmiş başarılı gördüğü bir metodu seçer ve o çalışmasını yeni beğendiği sistemle devam eder.

Bir esnaf iş yerini geliştirmek ve daha iyi kazanç elde etmek için onunda değişmesi gereken davranışları olacaktır. Başta müşterilerinin güvenini kazanmak için ölçüde tartıda daha dürüst çalışacaktır. Gelen Müşterilerinin; iyisiyle ve kötüsüyle iletişimini en üst seviye de olacak şekilde davranışlarını değiştirmesi gerekecektir. Daha kaliteli mal satmaya çalışması için malda değişliğe gitmesi gerekecektir. Bu tür değişimler o esnafın müşterileri çekmeye yarar sağlayacaktır. Ancak gelişmeye niyeti yoksa ne değişime gider, ne gelişme olur. Marketse bakkal olur. Bakkalsa dükkâna kilit vurur.

Zamanın birinde esnafın birisi, bilge kişiye sorar? “ ben hakiki bal satıyorum benim komşum sahtesini satıyor onun müşterisi var benim ki yoktur.” Der bilge kişi; gerçeği saklamaz “Sen hakiki bal satıyorsun ama yüzün sirke satıyor. Der bu esnafın satışlarını daha iyi yapabilmesi için iletişimde değişme gitmesi zorunludur. O zaman satışları daha iyi olacaktır.

Toplumların yaşantılarında da değişime uğramak zorundadır. Değişim; genelde özgür olan toplumlardan meydana gelir. Öğrenci misali gibi sürekli başarıya engel teşkil edebilecek bir metodu nasıl değiştiriyorsa, Devletlerde fert bazında düşündüğümüzde, gelişmek istiyorsa, ilerlemesine engel ve yavaşlatmasına sebebiyet veren sistem ve metot değişliğine gitmek zorundadır. Gelişen bir Ülkede nasıl yeni yollar, köprüler ve kentlerde yeni binalar yapmak zorunda kalınıyorsa, gelişmeye engel teşkil edecek yasalar ve sistemlerde de değişmeye gitmesi gayet normladır. Ancak gelişme niyetinde olmayan Ülkelerde de değişmeye gerek olmaz, Bağımsız ve üretken bir Ülke değilseniz, sistemin gelişmeyi nerede ve nasıl tıkandığını da bilemezsiniz.

Bugün Türkiye de sistem değişikliğine gitmek istiyorsa, mevcut iktidarın bu konuda 14 yıllık fiili tecrübeye sahiptir. Aktif bir iktidar Ülke idaresindeki işleri sürümce den kalmadan daha sağlıklı ve zamanında yapmasını engelleyen ve yavaşlatan, Türkiye deki bu çekişmeli sistemin değiştirerek daha hızlı ve daha radikal kararların almasını sağlayacak başka bir sistemle değişime gitmesi bu iktidarın başarısını göstermektedir. Daha iyi anlamak için şöyle bir örnek verelim. Dershaneye giden bir öğrenci çalışma durumuna göre dershanenin dokümanlarıyla yetinebilir. Ancak daha fazla çalıştığından kendisine dershane yetmeyince değişik kaynaklardan ders kitapları almak zorunda kalır. Sen o öğrenciye kitap alma dershaneyle yetin dediğin zaman o öğrenci kendini kötü hisseder ve elleri kolları bağlı zanneder. Nasıl ki o öğrenciden dershane dışı kaynak değişimine gitmesine engel olunmazsa, radikal kararlar almak isteyen ve Ülkenin gelişmesi için hızlı karar alması gereken durumlarda; Sürekli kavga, iletişim bozukluğuna, tabanda ayrışımlara sebebiyet veren ve güçlü iktidarların meydana gelmesini engellendiği bir sistem olarak görülen mevcut sistemin değişme isteği gayet normaldir. Güçlü iktidar derken Ülkenin gelişmesini sağlayacak, bilimde, teknolojide ve ekonomide dev adımlar atabilecek hükümetleri kast ediyorum. Diğer hükümetler de kötü değildi, ancak çekişmeli bir sistem olduğu için dış güçlerin kontrolünde bulunan bir ülke durumundaydık. Ülkesini geliştirmek isteyenlere Üst akıl tarafından kumpaslar düzenlenerek, ya lideri darbeyle düşürüyorlardı, ya da Adnan menderes, Turgut Özal gibi liderleri ölüme gönderiyorlardı. Biz bunları yaşadık ve gördük. İktidar; Ülkesini geliştirmek için sistem değişimine gitmek istiyor. Eski Türkiye yi özleyen ecnebiler dün olduğu gibi bu günde müdahale etme sevdasındadırlar. 15 Temmuz bunun canlı göstergesidir. Değişmekten ve gelişmekten sizler korkmayın, ama Türkiye’nin gelişmesini istemeyen dış güçlerin korkması ve engel koyması gayet doğal karşılarım. Düşmandan başka bir şey bekleyemezsiniz.

Bu yazı 2791 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum