Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

İNSAN NASIL BİR VARLIKTIR

19 Ekim 2013 - 14:10




 


İnsan hem iyi hem kötü olabilen bir varlıktır veya insan ne iyi ne kötü bir varlıktır. İnsanı zaafları, kusurları, hataları ve kötülükleriyle beraber ele almadıkça tanıyamazsınız. Keza insanı iyilikleriyle beraber ele almadıkça da tanıyamazsınız. İnsanın ne olduğu hakkında uydurulmuş her kalıp ve çerçeve yanlış ve eksik olacaktır. İnsan hiçbir kalıba uymaz. Onun ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz. Bunun için insan anlaşılmazdır.


İnsanlarının ruhlarının derinliğinde neler cereyan ettiğini anlamak zordur. İnsan hem en yükseklere çıkabilen ve hem en alçaklara düşebilen bir varlıktır. Dünyada en safiyane ve en gerçek dışı ayırım bazı insanları “iyi”, bazı insanları “kötü” bilmektir. Her insanın ruhunda hem iyilik, hem kötülük barınır. Bunu böyle bilmeliyiz. Bunlar birbirinden ayrılmaz ve kopmaz.


Asrımızın bilge yazarlarından İtalyan Susanna Tamaro’nun çok güzel bir benzetmesi var: “iyiliği yani Cenneti kazanmak için kupon biriktiremezsiniz”. Bir anda en aşağıdan en yukarıya çıkabildiğiniz gibi bir anda da en yukarıdan en aşağıya düşebilirsiniz. Bunun zahiri örnekleri çoktur. Barsisa gibi asrının yüce bilgini Şeytanın oyuncağı olmuş ve yine hadisi şerifte nakledildiği gibi zinakâr bir kadın susuz kediye içirdiği su yüzünden Allahın merhametine nail olmuştur.


Hangi amelimizin bizi rahmete, mağfirete ve affa nail kılacağını kesin olarak bilmiyoruz. Bir anlık övünme ve kibir hepsini battal edebilir. İyi insanlar dediğimiz kimselerde iyilikler kadar kötülükler vardır ve kötü dediğimiz insanlarda da kötülükler kadar iyilikler vardır. İnsan, içindeki iyilik ve kötülük kutuplarını birlikte görmedikçe gerçek erdeme kavuşamaz. Dışarıdan iyi bildiğimiz insanların içyüzünü tanıyor muyuz?


Freud insanlarla çok uğraşmış ve şunu itiraf etmiştir: “İnsanların pislikleriyle uğraşmaktan bıktım”. Günahkâr insanların hiç olmazsa saklayacak bir şeyleri yoktur. Bilakis bunlar erdemli bir insanla karşılaştıklarında boynunu büker ve eğilirler. Bu az bir şey midir? Ona tepeden bakan “iyi adam” acaba gerçekten iyi adam mıdır? İyilikle kötülük ışıkla gölge gibi asla birbirinden ayrılmaz. Size “büyük” diye tanıtılan adamların büyüklüğüne inanmayın. İnsanlığın nice büyük önderlerinin ne pislikleri vardır!


Freud Dostoyevski’yi ahlaksız biri sayar. Çünkü Dostoyevski ilham gelsin ve rahatça yazabilsin diye karısına ağlayıncaya kadar eziyet yaparmış. Sonra bunun üzerine pişman olur, karısına acır ve af dilermiş.  Böylece de onun İlham kapıları ardına kadar açılırmış. İşte bu sanatkârlığını yere göğe sığdıramadığımız ünlü Dostoyevski’dir.


İnsanın yaptığı her iyilik, her başarı, her güzel şey onu Allaha karşı mücadeleye sevk eder. Başarıları arttıkça insan şımarır ve Tanrıya kafa tutar hale gelir. Ancak başarısızlığa uğramasıdır ki onun burnunu yere sürter. Çünkü kimse başarısızlığıyla övünmez. İnsan bir şeyi ne kadar iyi yapmaya kalkarsa kalksın onu iyi yapamaz. Çünkü her iyi ve mükemmel şey Allah’ındır.


İnsanın nefsine ancak hata, kusur, kötülük ve günah izafe edebilir. İyilikte değil kötülükte insanın rolü ve etkisi vardır. İnsan kusurlarla dopdolu olduğu halde ara sıra iyi bir şey yaptığında nasıl da “onu ben yaptım” diyerek kabarıyor ve boynu göğe ulaşıyor!


 


 

Bu yazı 1652 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum