KAŞIKÇI OLAYINDA SUUDİ VE SADDAM İLİŞKİSİ

31 Ekim 2018 - 13:50

Kaşıkçı olayı; yakın geçmiş tarihte, bana bir olayı hatırlatıyor. Nedir bu olay? Saddam’ı İran’ a vurduran ve 8 yıl savaştıktan sonra binlerce ölü ve yaralı o kadar da geride öksüz bırakarak, bitap düşen bu iki ülkeyi nasıl ve neden birbirine kırdırdığı halkı tarafından hala bilinmiyor. İsrail’in korkulu rüyası olan, İran ve Irak’ı zayıflayınca artık belli bir süreye kadar kendisine tehlike arz etmediğini görünce, savaş sonlandırılıyor. Ama bu iki devlet ve liderleri de ABD’yi sevmiyordu. ABD de onları sevmiyordu. İşi bitince ipini çekecekti. Nihayet Saddam ABD’yi arkasına almıştı. Saddam ileriyi göremeyen, yabancı istihbarat gözlüğüyle olaylara bakan ona göre karar veren diktatör bir liderdi. Kendini Arapların lideri gören ve yanı başında bulunan Kuveyt’i almak için ABD ile yapılan görüşmede onayını alıyor. Ülke toprağını genişletmeye hevesliydi. Kuveyt’tin zenginliğini kendi ülkesine katacak ve belki Ortadoğu’da güçlü bir lider, güçlü bir Ülke hayali vardı. ABD bunun farkındaydı. Kuveyt’e saldırmak onun sonunu getirecek bir tuzaktı. O da kendisine hazırlanan bu tuzağın farkında değildi. İran’daki tuzağın farkında olmadığı gibi, Kuveyt’e saldırdı. ABD onu canavar gibi göstererek, “bütün dünya ülkelerini tehdit edecek olan Saddam’a gerekli dersin verilmesi ve oraya demokrasi götürmemiz gerekmektedir, “ diyordu. Bütün dünya ülkelerine yüksek perdeden ve haklı olarak seslendi. Bu konuda tüm ülkeler Saddam’ı devirmek ve Irak’ta demokrasiyi tesis etmek amacıyla ABD’ yı desteklediler. Uluslararası ülkelerin desteğini alan ABD Saddam’ı kendi ülkesinde idam ettirdi ve Ülkesini de talan ederek taş üstünde taş bırakmadılar.

Bazı okuyucularım yahu kaşıkçı olayıyla Saddam’ın olayı arasında nasıl bir ilişki kurdunuz? Diyebilirler. Bende onlara şöyle açıklayabilirim; ABD’de yaşayan ve orada bir post gazetesinin yazarı olan ABD halkı tarafından tanınan Cemal KAŞIKÇI’ nın Suudi Prensi Selam tarafından CIA ve ya MOSSAD’ın yönetiminde ipini çekmişlerdir. Bu olay açığa kavuşmayabilir; çünkü üst aklın planıdır. Bununla birkaç planı gerçekleştirmek istemektedirler. Ancak Hükümetimizin olaya temkinli yaklaşması, onların planını suya düşürdü. Çünkü Cemal KAŞIKÇI’ nın ölümünden Türkiye’yi sorumlu tutacaklardı. Amaç Suudi ile Türkiye’nin arasının açılması ve tüm Arap Ülkeleriyle Türkiye arasındaki ilişkilerin koparılmasıydı, ardında ABD Suudi Ülkesine arka çıkacaktı, Türkiye’yi köşeye sıkıştıracaklardı. Suriye’deki oluşumlara müdahil olmayı bırak, suçlu pozisyona düşürecekti. Ancak bu gerçekleştirmediler. Türkiye’nin Suriye’de müdahil olmaması için hazırlanan bu proje, onlara göre güzel bir şekilde planlanmıştı. Ancak Türkiye bu planın farkına vardığı için bu planın birinci ayağını gerçekleştirilemediler. Planın ikinci ayağı; vahşice yapılan olayda kamuoyu Suudi Kralı ve Kralın Ülkesini suçlayacaktı. ABD ’de Suudi Kralını kamuoyu karşısında destekleyerek perde arkasından da ona bedel ödetmeye çalışacaktı. Kısacası yapılan ölüm planında bile üst akıl ticari kazanç elde etmek için her zamanki gibi vahşiliği ve insanlık dışı eylemi yapmıştır. Burada tarih tekerrür ediyor. İnşallah yanılgı içinde olurum ama yanıldığımı hiç de sanmıyorum. Prens Selma’nın iplerini eline alacaklardır. Böylelikle Ortadoğu’da ABD finans ihtiyacı hiç hissetmeyecektir.. Eski Türkiye ile bugünkü Suudi benzerliği vardır. Onun için bunu öldürürken, Türkiye’yi ve Suudi Ülkesini zor durumda bırakarak burada istediğini koparmak amacını gütmektedir üst akıl. Prens Selman’a muhaliflerin ismini veren CIA istihbaratıdır. Bugün muhaliflerin çoğu ya cezaevinde ya da işkence altındadırlar. Çoğu muhalif suçu nedir bilmiyorlar. Bu Muhaliflerin hiçbirini belki Prens Selman tanımıyordur. Ama bunlar ilerde ABD veya İsrail için tehlike arz edebilir, İslam Ülkelerini ve âlimlerine seslenerek Müslüman kardeşliğine vurgu yaparak insanları etkileyebilirler. Müslümanların birlikteliğinin oluşmasından etkili rol oynayabilirlerdi. Bu da ABD ve İsrail’in Müslüman ülkeleri üzerinde kurguladığı plana ters düşebilir. Bu yüzdendir ki onları şimdiden etkisiz hale getiriliyor. Önünü görmeyen Prens Selman’a yaptırıyorlar. Dün eski Türkiye’de Muhsin YAZICIOĞLU, Eşref BİTLİSİ ve diğerlerini öldürtenler ve bu olayları planlayanlar aynı merkezden yapılmaktaydı. Müslümanlar uyanmadıkça bu, sürekli tekrar edecektir.

Bugünkü Türkiye eski Türkiye değildir. Olayları iyi analiz eden ve güçlü bir istihbarat ağı olan ülkeyiz. Her zorlukta güçlenerek büyüyen bir ülkeyiz. Zaten Türkiye ‘ye karşı yapılan saldırıların merkezinden de bu durum yer almaktadır.

Ali LALE

Bu yazı 1726 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum