KONUK YAZAR

KONUK YAZAR

[email protected]

SİVEREK VE KÜLTÜR FESTİVALİ

30 Ekim 2012 - 11:00



Bir taraftan feodal kültürün ağırlığını hissettiren geleneksel bir kasaba yapısı, diğer taraftan Batı illerinde okuyup kapitalist modernleşmeyi yakından izleyen ve kişiliğini bununla geliştirmeye çalışan üniversiteli gençlik modernizmle geleneksellik arası bir yerde konumlanırken, bu iki kesimin de kültürel dokusundan beslendiği Siverek, inatçılığını ve ısrarcılığını yaşamın her alanında hissettirmeye çalışıyor. Bir taraftan il olma konusunda ısrarcılığı, diğer taraftan olanaksızı gerçekleştirme konusundaki inatçılığı Guinesse’e girmekle son buldu. 30 bin kişiyle Ahmet Arif’in Anadoluyum Ben adlı şiirini hep bir ağızdan senkronize bir şekilde okuyarak bundan böyle bölgede biz artık etkinliğimizi koyacağız diyerek her kesime gereken mesajı da vermiş oldu.


Elbette elde edilen bu başarı çok daha başka başarılara kapı aralayacaksa eğer istenilen sona ulaşmada yararlı olacaktır. Yoksa bir süre sonra pırıltısını yitirip nostaljik bir anı olarak Sivereklilerin belleğinde yer edecek. Ve belki de siyasi konjontör uygun olursa Siverek’in il olmasına da neden olabilir. Ancak bütün bunların Siverek gibi entellektüel ve aydın potansiyeline sahip bir kenti hak ettiği konuma yükselteceğine, bölgenin gelişimine ve öncülük rolünü oynamasına gereken katkıyı sağlamasına çok fazla yararı olmayacaktır. Çağın bütün gerekliliğinin bilincinde olan bir gençlik ile mütedeyyin ve geleneksel algı çerçevesini kıramayan Siverek halkı kendi iç çelişkilerinden kaynaklanan bu iki zıt kutupla ilerici potansiyel gücünü harekete geçirmeye ve bu gelişim atağı konusunda doğrusu sorun olmaya devam edecektir. Geleneksellikle modernizmin derin çelişkisi diyalektiksel bir senteze ulaşmasına ne yazık ki, çoğu zaman yeterli olmamaktadır. Öyleyse ne yapmalı sorusu burada hayati bir önem taşımaktadır. Evet ne yapmalı?


Aslında bunun için uzun boylu düşünmeye pek gerek de yok. Önemli olan geleneksel düşünce algı kalıplarıyla modernizmin buluşacağı ortak paydayı harekete geçirmek yeterli olacaktır. Çünkü her şeyden önce Siverek, yetiştirdiği evlatlarının çağın ilerisine gidecek boyutta ürünler verirken hiç bir zaman onları dışlamamıştır. Aksine her koşulda sahip çıkmış onlarla gurur duymuştur. Dün Ahmet Arif’e sahip çıkarak 30 bin kişiyle onun şiirini okuması yarın diğer aydınlarının da eserlerine sahip çıkacağını gösteren önemli bir örnektir.


Öncelikle şu belirtilmeli; Siverek, ne sanayi alanında ne de tarım konusunda ciddi bir atılım yaparak bir marka konuma gelmesinin alt yapısına sahip olmadığı gibi böyle bölgede böyle bir şansı da yok. Hayvansal ürünleri işleyebileceği bir alt sanayi türünden olanaklara sahip olsaydı belki... Yağ, süt gibi hayvansal ürünleri , pirinç veya üzümden elde edilebilecek olan pestil, sucuk veya şarap gibi ürünleri iç pazara veya bölge ülkelerine ihracat yapabilirdi. Ama artık bu saatten sonra kısıtlı olanakları ve sermaye birikimi konusunda varlıklı ailelerin bu konuda yıllar önce girişim yapmadıkları göz önüne alınırsa bunun üzerine fazla düşünmeye gerek yok. Çünkü kapitalist üretimin bu kentin kıyısından teğet bile geçmemesi bu şansı yok etti.


Ama bu yine de Siverek’i hak ettiği konuma getirmesini engelleyebilecek bir olgu değildir bunlar. Çünkü Siverek’in tıpkı il olma konusunda ki ısrarcılığı ve dünya rekoru kırma konusundaki inatçılığı onu başarıya götürecek önemli unsurlardır. Sistemli, programlı ve özverili bir çalışmayla sonuç almak mümkündür. Bir başka şansı ise belediye başkanının genç, dinamik, enerjik ve en önemlisi kültürel çalışmaya önem veren kişiliği de kolaylaştırıcı bir unsur ve şans olarak görünmelidir.
Siverek’i bölgede önemli bir konuma getirebilecek olan ve bu konuda ciddi bir potansiyeli içinde taşıması nedeniyle ne yapmalı sorusuna şimdi rahatlıkla yanıt verebiliriz. Siverek’i bölgenin kültür merkezi haline getirmek... Bunun için hem ciddi bir aydın desteği hem de bu konuda moral olarak katkı sağlayabilecek çok önemli şahsiyetlerimiz var. Bununla beraber belediyenin olanakları da bu konuda kolaylaştırıcı olacaktır. Bu işe soyunacak olan arkadaşların tutarlı ve dışlayıcı olmayan tavırları hem sivil toplum örgütlerini hem de diğer belediyelerin de katkısını sağlayabilecektir.


Bilindiği gibi Yılmaz Güney sadece ülke genelinde değil, ünü yurt dışına taşmış çok önemli bir sinema oyuncusu, yönetmen, senarist ve yazardır. Siverekli olması nedeniyle onun anısına ve sinema sanatına yönelik bir festival düzenlenerek sanatın bu alanında sembolik bir ödülle genç sinemacıları teşvik edilir, festival sürecinde Yılmaz Güney filmleri ile beraber Cannes’da birlikte ödül aldığı Kosta Gavras’ın filmleri de ücretsiz seyredebilinir.
Mehmet Uzun ise yine yazdığı roman ve denemeleriyle ünü yurt dışına taşmış Siverekli bir yazarımızdır. Onunda anısına roman adına sembolik bir ödül konularak genç yazarlar teşvik edilebilinir.


Ve son olarak Şıwan Perwer’in müziği festival boyunca halkımıza keyifli anlar yaşatabilir. Bununla beraber Kürt müziğindeki Siverek stranları da gün yüzüne çıkartılabilinir.
Bir hafta veya on günlük festival boyunca sinema ve müzik şenliği, edebiyat okumaları, paneller, sempozyumlar, formlar düzenlenerek yurt içinden ve yurt dışından gelecek olan aydınlarla gerçekleştirilecek bir festival ve festival sürecinde imza günleri hem Siverek’in günlük yaşamında renkli esintilere neden olacak, hem de yavaş yavaş Siverek’i bölgenin kültür merkezi haline getirecektir.


Feodal yaşam tarzının yaşamın her alanında etkili olmasının, geleneksel aile yapısının ciddi anlamda yaratıcılığı geri plana itmesi riski ancak bu tür bir etkinlikle dönüşüne uğrayacak; alternatif kültür etkinliğiyle sadece yaşam biçimi değil aynı zamanda zihniyetimizde yer alan olumsuz algıların dönüşümüne de katkı sağlayacaktır. Gelişime yönelik ciddi bir potansiyele sahip Siverek’in hala yıllarca aynı konumda kalması doğrusu kabul edilemez.


Böylesi bir rüyanın gerçekleşmesi için başta Sivil Der olmak üzere diğer sivil toplum örgütlerinden, belediye başkanı sevgili Ali Bucak’tan beklentimizin olduğunu söylemek umarım çok yersiz olmayacaktır.




Mustafa Yelkenli
[email protected]

Bu yazı 2673 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum