ADIM HALEPÇE

16 Mart 1988

Saat 10 suları...

Gökten Ölüm yağdı o gün…

Yaklaşık çeyrek asır önce; dede, baba ve torunun beraber öldüğü bir katliamın kirliliği bulaştı yeryüzüne…

Öyle bir katliam ki ; hangi dilde anlatılsa yürek yakacak cinsten…

Öyle bir katliam ki; 23 yıl sonra bile aynı sızıyla yüreklerimizi kanatıyor…

Yeni katliamlar olmaması umuduyla…

Halepçe’ye Ağıdımdır…


   ADIM HALEPÇE


Sınırlarla ve yasaklarla dolu dünyamda, sınırsız umutlar taşıyan bir çocuk yüreğiyim ben… adım Halepçe…

Benimde bahçelerim ve bahçelerimde koşuşan çocuklarım vardı…

Gelinlik kızlarımın kulak kabarttığı sevda türkülerim, her biri bir yürekten kopmuş, binlerce yıllık ağıtlarım vardı…

Zılgıtlarım, halaylarım, umutlarım ve geçit vermez dağlarım vardı…

Zulüm  karşısında devleşen yüreğim ve yüreğimi devleştiren inancım vardı…

Hiçbir zalimin ve hiçbir silahın baş edemeyeceği, dağlardan yüce, katlime sebep, inancım…

Ve bir gün, çocuklarım daha uykularından uyanmamışken bombalar yağdırıldı üstüme…

-gördünüz-

Görüp de sustunuz…

Unuttunuz…

Şimdi adına tarih dediğiniz çöplükten çıktım ve 23 sene öncesinden yükselen bir ağıtla geldim karşınıza…

Adım Halepçe…

Allah Zalimlere ve zulme meyletmeyin demişti…

Aleyhinize bile olsa, hakkı ve adaleti ayakta tutun demişti…

Ey müminler! Sizler kardeşsiniz demişti…

Beni kardeşten saymadınız mı?

“yoksa kitabın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmadınız mı?”

Yitik bir ülkenin yitik bir kentiyim ben adım Halepçe…

Ama yitirmedim inancımı…

Siz neleri yitirmiştiniz ki coğrafyam kana bulanırken sustunuz?

Şeyh Sait’te sustunuz… Dersim’de sustunuz… Halepçe’de sustunuz…

Yoksa dünyevi menfaatlerinizi kaybedeceğinizden mi korktunuz ?

Binlerce yıldır kulaklarınızda yükselen bir feryadım…

Adım Halepçe…

Hep kulaklarınızda kaldım…

Oysa yüreğinize işlemek ve sizi bu ölüm sessizliğinden almak isterdim…

Rabbimin ayetlerde emrettiği kardeşlik yüreklerinizde olsun isterdim…

Beni öldü sananlar ve ölümüm karşısında susanlar utansınlar…

Haksızlık karşısında susup dilsiz şeytan olanlar utansınlar…

Dünyadaki tüm Halepçe’leri kuşanıp geldim…

Ben ölmedim…

Ben ölmedim…

Ben…

Ölmedim…