Kadir BÜYÜKKAYA

Kadir BÜYÜKKAYA

[email protected]

ARKADAŞIM HALİT-18. BÖLÜM

10 Haziran 2017 - 08:00

ARKADAŞIM HALİT
ON SEKİZİNCİ BÖLÜM


 


Kabzımal Mahmut Amcaların tam karşısında Çavuşanlardan Mehmet Amca’nın evi vardı. Abdalağa taraflarında bir-iki parça tarlası ve sanırım bir de bağı vardı. Zamanının çoğunu bağ ve tarlada çalışarak geçirirdi. Üç oğlu vardı; Çavuş, Ömer, Hasan.  Beş de kızı; Safiye, Hanım, Miyeser, Ayser ve İmhan.  Çavuş  Siverek dışında polis memuruydu.  İki kardeş bağ bahçe, tarla işinde ailesine yardımcı olurken yaşıtım olan Hasan aynı zamanda okula da geliyordu.


 


Safiye  en büyükleriydi. Evliydi. Hatırladığım kadarıyla Ferman isiminde bir oğlu vardı. Başka bir mahallede oturuyordu. Ara sıra dayılarına gelir giderdi.


 


Kız kardeşler son derece kibar ve sessizdiler. Kimseyi rahatsız etmezlerdi. Böyle olmalarında sanırım babaları Mehmet Amca’nın sert mizaçlı ve disiplinli olmasının da önemli rolü vardı.


 


Mehmet Amca’nın  eşi Şefika Abla mahallede herkesle iyi geçinen muhterem bir kadındı. Ev işlerinin yanı sıra bağ bahçe, tarla işlerine de koşturduğu için işi başından aşkındı. Sabahın alacakaranlığından akşamın kör karanlığına kadar çalışırdı. Ağır çalışma koşullarından ötürü gereğinden çok fazla yıpranmıştı. Yaşama veda ettiğinde sanırım elli yaşlarında ya vardı ya yoktu. Şefika Abla ölünce Mehmet Amca yeniden evlendi. İkinci eşi İmhan Abla’dan  Serdar, Özgür ve İbrahim adlı çocukları oldu.


 


Mehmet Amca’nın kızı  Miyeser -ki herkes ona “MİYé“ diyordu- amcası Cuma’nın oğlu Aydın ile evlendi. Mehmet Amca komşuluk ilişkilerine önem veren bir insandı. Mahallede çocuk kavgası yüzünden çıkan ufak tefek sorunlara zamanında müdahale eder ve sorunu tatlıya bağlardı.


 


Mehmet-é Çavuşanların bitişiğinde Sahrık Köyü’nden Kırvarlı Ramazan Polat oturuyordu. Eşi Kudret Abla göze batacak kadar ince ve uzun boyluydu. Eşi Ramazan Dayı’nın sabit bir işi yoktu. Bu yüzden Kudret Abla para karşılığında evlere işe giderdi. Para ödeyecek  durumda olmayanlara gönüllü destek sunduğu da oluyordu. Bir-iki defa da sıva ve badana işinde anneme de yardımcı olmuştu. Bir oğlu mevsimlik işçi olarak İstanbul’a gidip gelirdi. İsmini hatırlamadığım bu oğlu Ramazan Dayı’nın sanırım ilk eşindendi. Benden epeyce küçük, Polat isminde bir oğlu daha vardı.


 


Kirada oturan Ramazan Dayı Siverek’e taşınmadan önce, yani daha köydeyken babamın iyi bir dostu ve aynı zamanda ortağıymış. Babam bakması için ona bir zamanlar birkaç katır ve at satın almış, fakat  her nedense ortaklık yürümeyince  son vermişlerdi. Ramazan Dayı 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunan bir akrabasını ziyarete giderken geçirdiği bir  trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Bugün bu aileden hayatta kimler var, nerede yaşıyorlar bilemiyorum.


 


Ramazan Polat’ın yaşadığı evin hemen bittişiğinde Muazzez  Abla ve bir de görümcesi oturuyordu. Muazzez abla kısa boylu, şen şakrak ve bol esprili bir kadındı. Yüzü hep gülerdi. İyi hatırlamamakla birlikte sanırım eşi çarşıda kahve işletiyordu. Sözünü ettiğim bu ev de daha önce kendisinden söz ettiğim Ali-é Sak’ın eşi Bedriye Abla da kalıyordu. Ve bunlar sanırım birbirine akraba oluyordu.


 


Bu evin az aşağısında köşe başında Çavuşanlardan Cımha Amca oturuyordu. Cımha Amca uzun boylu zayıf birisiydi. Herhangi bir işi uğraşı yoktu. Kulaklarından sorunluydu. Konuşulanları pek iyi duymuyordu. İki evlilik yapmıştı. İlk eşinden Nazım, Adalet ve Ayşe isminde üç çocuğu vardı. İkinci evliliğini Minevver Abla ile yapmıştı. Minevver Abla haksızlık karşısında kimseye eyvallah etmeyen, dik başlı birisiydı. Damarına basıldığında Süleyman Demirel’i bile takmazdı. Bazen yerli yersiz eşi Cımha Amca’ya bağırıp çağırırdı. Cımha Amca kulakları iyi işitmediğinden söylenenleri anlamaz,  güler geçerdı. Minevver Abla’nın  çoğu erkek, çok sayıda çocuğu vardı. Ayfer ailenin tek kızı ve kardeşlerin en küçüğüydü.


 


Ailenin büyük oğlu Aydın şofördü. Birçok meslektaşı gibi bazen gereğinden fazla alkol alırdı. Mahallemiz onun sayesinde sık sık sarhoş narasıyla sarsılırdı. Aydın Abi  içerdi içmesine ama kimseye bir zararı yoktu. Ne diyelim Aydın Abi  Siverek’in bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntılarından belki de bu şekilde içerek kurtulmaya çalışıyordu.


 


Cımha Amca’nın Aydın dışında, Kazım, Meddet, Sedat, Sezai ve Nurettin isminde oğulları vardı. Bunlardan bazılarıyla yakın arkadaştık. Aile bütçesine katkı sunan Sedat Siverek’te bir fırında çalışıyordu. Ailenin Mersin’de ikamet eden yakın akrabaları vardı. Çocuklar ara sıra Mersin’e gidip geldiklerinde bize yabancısı olduğumuz portakal ve mandalina ağaçlarını tarif ederlerdi. Mahallemizde ayak izleri olan ve her köşe başında anıları olan bu aile yüzlerce aile gibi 12 Eylül döneminde mağdur olup Siverek’ten ayrıldı. Ailenin İzmir’e yerleştiğini duymuştum. 


 


Devam edecek...


 


 


 


Kadir Büyükkaya /  Hollanda
[email protected] ARKADAŞIM HALİT

Bu yazı 1980 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum