Kadir BÜYÜKKAYA

Kadir BÜYÜKKAYA

[email protected]

ARKADAŞIM HALİT-22.BÖLÜM

13 Temmuz 2017 - 21:43

ARKADAŞIM HALİT
YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM


 


 


Kirvem Qad’ın asabi olduğunu daha önce belirtmiştim. Bundan ötürü mahallemizin çocukları elden geldikçe ondan uzak dururdu. Fakat bazı haylaz çocuklar oyun olsun diye onunla uğraşmaya can atmaya bayılır ve işi eşek şakasına kadar vardırır, gece kapısının önüne bıraktığı at arabasını arkalarına takarak başka bir mahalleye götürür, orada tenha bir yere bırakırlardı.


 


Sabah kalkınca arabasını kapının önünde bulamayan kirve Qad bu densizliğin kimin tarafından yapıldığını hemen anlar,  başlardı ana avrat küfür etmeye. Kirve Qad’ı canından bezdiren bu tatsız şakalar yılda birkaç kez tekrarlanırdı. Çocuklar yerine kalayı yiyen anne ve babaları olurdu.


 


Kirve Qad kirvelik hukukundan ötürü beni diğer çocuklardan ayrı tutar ve bana farklı davranırdı. Tabi ki bunda namazında niyazında olan dedemin ve babamın çevredeki efendiliğinin de payı vardı. Kirvemin camiye gidip gitmediğini tam olarak hatırlamıyorum, fakat günde beş vakit camiye gidip gelen dedeme büyük saygı duyduğunu, onu fazlasıyla önemsediğini ve bu yüzden bana ekstradan değer verdiğini çok iyi biliyordum.


 


Kirve Qad’ın oğlu Celal yakın arkadaşım olduğu için, onu bahane ederek onlara sık sık gider gelirdim. Bu gidiş gelişlerim kış aylarında Siverek Kalesi kara borana teslim olduğunda daha da sıklaşırdı. Nedeni ise Celallerin evinde kış aylarında devamlı olarak pişirilen mercimek çorbasıydı. Çünkü onların kendi tarlalarında ekip biçtikleri bolca mercimeği vardı. Mercimekleri de bol olunca tüketmekte sınır tanımazlardı. Bizim evde ise her kahvaltıda peynir yenilirdi. Zira bizim de köyde hayvanlarımızı besleyen ortaklarımız vardı ve onlardan bize bolca peynir gelirdi. Böyle olunca bol bol peynir tüketirdik.Peynir yemekten bana gına gelirdi. Sabahın köründe anneme görünmeden sıvışır, çoğu zaman Kirvem Qado-yé Emkosan’ın evine tüyerdim. İşin içinde arkadaşım Celal’ı görmek olsa da aslında bunu daha çok mercimek çorbasının hatırana yapardım. Gökten lapa lapa kar yağıp Siverek’te her yer beyaza büründüğünde, ocaktan daha yeni indirilen sıcak çorbanın tadı, kokusu ve lezzeti bir başka olurdu Kirve Qad’ın evinde.


 


Bu tadı başka bir yerde bulamazdım. Hoş şimdi de bulamıyorum ya. Uzun yıllardır Avrupa’dayım. Ne zaman mercimek çorbası içecek olsam, o eski günlere gider ve o sıcacık doyumsuz çorbanın o muhteşem tadını ararım.


 


Bir fincan kahvenin kırk yılık hatırı kaldı mı kalmadı mı bilemem ama bir tas mercimek çorbasının elli yıl akıldan çıkmadığını, elli yılık hatırı olabileceğini kişisel tecrübelerimden rahatlıkla söyleyebilirim. Yüreğime ektikleri bu güzel, bu insanı duygular için Kirve Qad’ı ve emektar eşi


 


Hewé Teyze’yi büyük bir saygıyla anıyorum.


 


Devam edecek…


 


 


Kadir Büyükkaya /  Hollanda
[email protected]


 


 


Önemli not: Bu yazıya konu ettiğim aile veya şahıslarla ilgili bilgisi olanların bildiklerini benimle özelden paylaşmalarını önemle rica ediyorum.

Bu yazı 1633 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum