KONUK YAZAR

KONUK YAZAR

[email protected]

Beni Düşünme

20 Ağustos 2015 - 05:00

 
 
                                                                    Beni Düşünme...
 
       “Kendine iyi bak, beni düşünme! Su akar yatağını bulur...”
       Ben nasılsa yaşarım bi şekilde, suya sabuna dokunmam. Aramam, sormam istemezsen... Öylece çekilirim kabuğuma, varlığımla yokluğumu ayırt edemezsin sen bile! Üzülme yeter ki, sıkma canını. Hayat bu, kalleş, her zaman gülmüyor ki yüzümüze. Senin de acılar bükmüş boynunu, benim de... Belki de tutunacak tek bir dalımız kalmış hayata dair... Adı : AŞK
       “İçimdeki fırtına kör kurşunla diner mi, kavgalar kansız biter mi?”
       Çekip vursam acılarımızı alnının tam orta yerinden, gam keder kalmasa yüreğimizde zerre kadar.
       Beni boş ver, alışkınım yar; derdim sensin, sen üzülme yeter... Acıyla yoğrulmuş iki bedenin karşılıklı can çekişmelerini yaşıyoruz aslında. Sen bana üzülme diyorsun, ben de sana. Oysa ki, dile ne kolay gelir boş ver demek değil mi yar? Boş verebilir misin? Can'ının bir yerlerde yüreği kanarken sen görmezden gelebilir misin? Yapamazsın biliyorum, ben de yapamıyorum işte. Kahroluyorum, içim acıyor, kanım çekiliyor, duvarları yumrukluyorum çaresizce, kadere sitem ediyorum, herkese ve her şeye lanet ediyorum. Sonra yine usulca sineye çekiyorum boynumu eğip...
       “Bir menekşe kokusunda, bir bebek özleminde seni aramak var ya, bu hep böyle, böyle gider mi?”
       Söyle yar, gider mi?
       Bile bile acıya kucak açmak böyle yakarmış insanı... Bağrında ateşten toplarla gezmekmiş aşkın adı. Ben kendim ettim, kendim girdim bu sevdaya. Varsın yansın ciğerim cayır cayır, ses etmeyeceğim andım olsun. Düşünme sen beni, yoluna devam et. Ben çekerim kahrı da, hasreti de ikimizin yerine yar... Sen hep gül yeter ki, ay ışığında yakamozlar parlasın yüzünde. Sevda çiçekleri hep yüreğinde açsın, karanfil tadında... Mutluluk sarsın dört bir yanını, sımsıkı kucaklasın. Ben hep özlerim seni, hep severim için için. Bakma sen bana, kendimce kavrulurum bu aşk ateşinde, şikayet etmem sana bir kere bile... Ama ne olur üzmesinler seni, kırmasınlar o dünyalar güzeli yüreğini... Bakmaya kıyamadığım gözlerin buğulanmasın, yakmasınlar ciğerini... Senin saçının tek bir teline ömrümü vermeye hazırken ben, başkaları o nazenin ruhunu incitmesin...
      Bilmezler yar, görmezler aşkı sevdayı... Anlamazlar ruhu okşayan bir çift tatlı sözden, hor bakarlar yüreğine, aldırma sen onlara. Ellerindeki güzelliğin farkına varamamış insancıklar için bükme o dağ çiçeği kokulu boynunu...
      Senin canının yandığı, içinin kanadığı gün; benim öldüğüm gündür yar! Bilmez misin? Senin için nasıl da yandığımı,  her gün defalarca ölüp de, küllerimle yeniden nasıl da doğduğumu bilmez misin?
      Kendine iyi bak yar, ne olur beni düşünme!
      Ben nasılsa bakarım başımın çaresine. Hiç yapmadığım şeyleri yaparım mesela... Gündüzleri uyurum; sırf seni merakımdan kendimi yeyip bitirmemek adına... Alıp başımı giderim arada sırada, dolaşırım bir başıma. Yollar arkadaş olur belki yalnızlığıma.Beyoğlu'ndan girip, Ortaköy'den çıkarım... Kalabalığın içinde görünmez belki çaresizliğim. Donuk kentin asık yüzlü insanları arasında yürürüm bilinmeze doğru...
      Ve o an...
      Belki de o an, tutunacak tek bir dalımız kalmıştır hayata dair... Adı: AŞK !
      Benim için Sen, senin için Ben...
     

Bu yazı 1068 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum