Cemil Yeşildağ

Cemil Yeşildağ

[email protected]

BİR ŞEHİR DÜŞÜNÜN Kİ -4 ( Şehir Halkının Karakterine İlişkin)

09 Ocak 2011 - 22:00

 
Bir şehir düşünün ki başlıklı dizi yazımızın 4. sünü Şehir Halkının Karekteristik Özelliklerine ayırdık.  Taktirlerinize sunuyoruz.


Bir şehir düşünün ki insanları sahip oldukları aşireti ya da soyadları ile övünsün. Bu övgü yetersizmiş gibi soyadlarını öz takısı ile desteklesin.

Bir şehir düşünün ki insanları bir araya geldiğinde; ilmi, sosyal, siyasal, ekonomik ve ilahiyat konuları konuşmak yerine zulmü ile meşhur olan ailelerin ve kişilerin fakir fukaraya yaptığı zulmü ve yine onlara yaptığı şakaları konuşsun.

Bir şehir düşünün ki zalimlerin yaptıkları zulmün dedikodusu yapılsın ama zalimlerin başlarına gelen bela ve musibetler konuşulmasın. Mazlumların zalimlere karşı verdiği ve kazandığı hukuk mücadelesi konuşulmasın.

Bir şehir düşünün ki halkının büyük çoğunluğu kraldan çok kralcı olsun. Yaşadığı sorunları adli makamlara iletmek yerine hukuk dışına çıkması ile meşhur kişilere iletsin. Ve en ünlü sözü KİM YAPTI YERİNE KİM DEDİ olsun. Bu söylemi ile  yapanı değil söyleyeni suçlayarak,  haksızlık yapanın haksızlık ve zülmünün devam ettirmesine yarasın.

Bir şehir düşünün ki işvereni işçisinin hak ettiği emeğinin karşılığını zamanında ve tam olarak ödemesin. Öyle ki bu özelliği ile meşhur çok sayıda kelli felli  insanı bulusun. (Oysa Peygamberimiz bir hadisinde "İşçinin Alın Teri Kurumadan Hakkını Ödeyiniz" diye özel uyarıda bulunulur.)

Bir şehir düşünün ki çalışmanın erdem, helal kazanmanın şeref olması yerine çalıp çırpma erdem ve şeref sayılsın. Çalıp çırpan insanlar gözü açık, başarılı ve övülecek insanlar olarak görülsün.

Bir şehir düşünün ki zulüm, adaletsizlik ve asabiyet üzere kurulu düzeni eleştirecek aydını, siyasetçisi, yazarı, çizeri ve alimi  yok sayılacak kadar az bulunsun. Aydını, yazarı, çizeri, din adamı kurulu düzenin devamı için çalışsın ve hukuka aykırı iş yapanların hizmetinde bulunsun. 

Bir şehir düşünün ki fakiri hor görülsün, yetimi ve öksüzü itilip kakılsın. Bedensel ve zihinsel özrü olanlar kollanıp gözetilmesi yerine günün eğlencesi olarak görülsün ve gönül eğlendirmenin figüranı olsun.
 
Bir şehir düşünün ki içinde bulunduğu ülke  insan hak ve hürriyetlerine değer verme adına olumlu değişimler yaşansın. Ama yaşanan olumlu değişimler bu şehre hiç uğramasın.

Bir şehir düşünün ki insan hayatı bir tavuğun hayatından hatta bit tek taş parçasından daha değersiz görülsün. Bir tek çöp kutusu yüzünden insan hatta insanlar öldürülsün. Bu cinayeti işleyenler övülmeye layık insanlar kategorisinde görülsün.

Bir şehir düşünün ki hakkı ve adaleti ayakta tutması ile meşhur  zengini, din adamı, eğitimcisi, esnafı olmasın.

Bir şehir düşünün ki makam sevdalısı insanı çok sayıda olsun. Yaşanan en basit sorunların çözümünde bile "MAKAMIMA GELSİN" denilerek çözüm yoluna gidilsin.

Bir şehir düşünün ki hırsızlığı övünülecek bir maharet olarak gören insanı olsun. Tefecisi azımsanmayacak kadar çok olsun. Bu hızsız ve tefeciler kendisinden korkulan, saygı duyulan zevat kategorisine konulsun.  

Bir şehir düşünün ki halkının çoğunluğu  ( ne yazık ki imamların çoğunluğu dahil)  Kuran'ı Kerimin şu ayetinden bihaber olsun. "Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Maide Süresi-8) 
                                                                                                                                                          
Bir Şehir Düşünün Ki Gözlem Yazımız  Devam Edecek...

Bu yazı 1254 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum