Kadir BÜYÜKKAYA

Kadir BÜYÜKKAYA

[email protected]

CEMO (CEMİLE BÜYÜKKAYA'NIN ANISINA)-ŞİİR

06 Mayıs 2017 - 20:00

CEMO!


 


Gülüşün Malatya zerdalisi


Bakışın Şemdinli balı kokuyordu


Seninle ilk karşılaştığımızda


Sonra Amed’e vuruldun


O büyük sevda uğruna


Gül kokusu oluverdin


Diyarbakır sokaklarında


Kraliçesi oldun


Burçlarında koca bir şehrin


Bir yanın Dicle


Bir yanın Fırat


Kanatlandın Harran Ovası’nda


Sarı yeşil iki güvercin oluverdin


Siverek semalarında


Daha yeni yeni uyanırken


Toprak Ana


Sen terki diyar eyledin bizi


Bu güzelim baharda


Şimdi söyle bana


Hangi kadim kitaba uyduracağız


Senin bu ani gidişini


O hazin hikayeni


Söyle de


Bir dinleyeyim


Cemo Ablam

Dostlar methiyeler dizerken


Senin o gün be gün serpilen  sevdana


Nasıl da


Oturuverdi yüreğine senin


O meymenetsiz  yara


Nasıl düştü koyu gölgeler


Senin o cenk meydanı alnına


Nasıl kurdu kalleş felek


O viran olası otağını


Senin o gül gülistan yüreğine


Ne zaman buyur ettin sen


Ne zaman açtın yüreğini


Ve


Neden güldün


Ölüm taciri


O  mendeburın yüzüne


Şimdi söyle bana


Hangi kadim dine sığdıracağız


Senin bu erken ayrılışını


O hiç okunmamış romanını


Hüzün yüklü romanını


Söyle de


Bir dinleyeyim


Cemo ablam

Altınoluk sana ağlar şimdi


Dalgalar hırçın mı hırçın ay ışığında


Yaz kış


Kumlara gömdüğün bütün hatıralar


Kıyıya vurur kahrından


Kazdağları iki büklüm


Tepeden tırnağa bulutlara teslim bu gece


Sarı kız çoktan unutmuş


Kaz sürüsünün ahvalını


Oturmuş sana ağlar


Şimdi söyler misin bana


Söylenmemiş  hangi sözcükleri


Hangi dağa serpiştirdin bu gece


Hangi pişmanlıkları


Döktün dipsiz denize


Ve


Neleri sakladın sadece kendine


Söyle de


Bir dinleyim seni


Cemo Can


 


Biz hazırlanırken


Sevdiklerimizle avuç avuç paylaşmaya


O güzelim günleri


Vuruldu düşlerimiz


Bu bahar -nisan ortasında


Tayfun şimşek şamatasında


Tuz buz oldu


Kadim bütün düşlerimiz


Nasıl da gölgelendi güneş


Nasıl gömüldü karanlıklara gün


Ve


Nasıl da


Karacadağ’a hapsedildi özlemlerimiz


Fırat duymaz çığlığımızı


Dicle umursamaz dertlerimizi


Peki kimden soracağız


Kaybettiklerimizin hasabını


Kimden isteyeceğiz


Ziyan olmuş bir yaşamın faturasını


Anlat da


Bir dinleyim seni


Cemo can 

Bir koca şehir


Uçsuz bucaksız ovalar


Ve


Şen yaylalar


Göç eder mi hiç


Bir kişinin şahsında


Kaldırım taşları ağlar mı hiç


Çekip gidenin ardından


Bir dağ nasıl sarsılır


Ahd-u vefa sınavında


İpi göğüsleyenin karşısında


Ve


Yıldızlara tutunan bütün hatıralar


Nasıl göç eyler


Katar katar


Diyarbakır surlarından?


Bir şehir boynu bükük


Yetim kalır mı hiç


Bir kişi eksik yürüdü diye yollarından?


Bütün caddeler boğulur mu gözyaşlarına


Bir kişi el çekti diye


Dağkapı, Dörtyol


Kuruçeşme , Bağlar


Ve Kanlıkuyudan?




Karacadağ eyer mi başını


Toprak çatlar mı?


Yağmur sağanak altında?


Bütün bunlar oldu be Cemo Can


Oldu bütün  bunlar senin şahsında


Ve


Bak her şey bitti


Sen varınca yiğidine


Kavuşunca sevdiğine


Uzanınca yanına Neco’nun


Biriken onca hasret


Sona erdi bak bir gecede


Son buldu o devasa hasret


Bak nasıl da rahatsın bu gece


Sevdiklerin sağında


Özlediklerin solunda senin


Ruhun şad olsun


Sen rahat uyu şimdi


Kutsal Siverek toprağında


Rahat uyu sen


Bak kavuştun işte Neco’na


Vefa tanrıçası


Cemo Anam


 


 


 


14 Nisan 2017 / İstanbul Havaalanı


Kadir Büyükkaya

Bu yazı 3745 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum