Nurettin Gençdal

Nurettin Gençdal

Eğitimci-Yazar-Sosyolog
[email protected]

ÇOCUKLARDA MANEVİYAT SEVGİSİ

04 Ekim 2013 - 07:03


Rahman ve Rahim olan ALLAH(C.C.) Adıyla.

Çok Kıymetli okuyucularım.

Sizlerle uzmanlık alanım olan Çocuk Gelişimi Ve Eğitimi üzerine birçok eğitici makaleler paylaştım. Yine uzun bir düşünsel aradan sonra sizlerle, bizlere Rabbimizin emanet olarak verdiği çocuklarımızın, eğitimi ve dini ahlakı üzerine farklı bir makale paylaşacağım. Yazdığım konuların genellikle çocukların maddi değerleri gelişimine olan etkisi olması hasebiyle bu defaki yayınım; Çocuğun Manevi değerleri ve Çocuğumuza manevi Değerleri (ALLAH (C.C)Sevgisi, Peygamber sevgisi, Maneviyat sevgisi. v.b.)nasıl öğreteceğimizle ilgili siz ebeveynlerle önemli bilgiler paylaşmak istiyorum. Çocuğun manevi eğitimi ile ilgili bilgileri sizinle paylaşmadan önce zamanımızın yetiştirdiği islam Âlimi olan Bediüzzaman Said Nursi (r.a) ‘ nin sözleriyle başlamak istiyorum. Bediüzzaman “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi onun validesidir” (Lem’alar, 24. Lem’a)Hayatı gayr-ı müslim olarak tanımış ve İslam’dan habersiz olarak yaşamış bir insan, İslam’ı kabul etmede, benimsemede, Müslüman olmada ne kadar zorlanırsa; küçüklüğünde anne-babasından yeteri kadar iman dersini almayan bir çocuk da ileriki yaşlarda imana ve İslam’a o kadar uzak ve yabancı kalır ki, İslam’ı öğrenmede, kabullenmede ve yaşamada çok büyük zorluklar çeker. Bu zorluğu aşmanın en güzel yolu, anne-babanın çocuğa canlı bir örnek olması, çocuğa anlattıklarını, anlatacaklarını kendisinin yaşaması ve hayatına geçirmesidir. Bediüzzaman’ın deyimiyle çocuk “peder ve validesini dindar” (Emirdağ Lahikası) görmelidir. Bunun yanında bir de çocuk “dünyevi fen” olarak adlandırılan okul derslerine ağırlık verir, aklı ve zihni fen dersleriyle dolarsa iman eğitimine karşı daha çok “yabani” kalıyor, uzak düşüyor. Çocuk, eğitim süresince anne-babasından yeterli iman dersini alamaz, onları dindar olarak görmez ve sonuçta imandan, maneviyattan boş olarak yetişirse anne-babasına saygısını kaybeder, isyana girer, bir yere gelir onların varlığı bile onu rahatsız etmeye başlar. “çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur.” (Emirdağ Lahikası)Yapmış oldukları yanlışın ve hatanın karşılığını dünyada böyle acımasızca gören, yaşayan ve evladından sürekli eziyet çeken anne baba, öbür dünyada da daha farklı ve ağır bir şekilde ıstıraplar, azaplar yaşar. Çocuğu “Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur: ‘Neden imanımı terbiye-i İslamiye ile (İslam eğitimiyle) kurtarmadınız?" diye hesap sorar. (Emirdağ Lahikası)

Gelelim Konumuzun Özetine ; Eğitim ; ikiye ayrılır.Bir Formal (Planlı).Biri de İnformal(Plansız,geçişsiz) eğitimdir.İnformal eğitim de önemli olan bir öğrenme çeşidi ise modelden öğrenmedir.Öğrenme algısı sistematik olan Çocuk; Çevresinde gördüğü her canlıyı model alarak kendisinde yansıtmaya çalışır.Onun için en önemli model aracı ‘’Anne ve Baba’’’ dır.Çocuk,Doğumundan önce de Anne – Babaya karşı olan hislerini anne karnında verdiği ritmik tepkileriyle yansıtarak ifade etmeye çalışır.Peki ,Çocuğumuza öğreteceğimiz, Maneviyat Simgemiz, yaşam gayemiz olan ALLAH ve Peygamber sevgisini acaba nasıl öğretebiliriz? ‘’BESİN’’ çocuğumuzun yaşamı için gerekli olan öğelerden biriyse, çocuğumuzun gelişimi için Manevi Eğitimi de o kadar önemli bir yere sahiptir. Çocuğun bazı kavramları öğrenmesi kolay bazı kavramları öğrenmesi ise zaman alan zor bir dönem olan (0-1) yaş dönemini kapsamaktadır. Bu döneme daha önceki makalelerimde yazdığım ‘’Kritik Dönem ‘’ olarak adlandırmaktayız. Çocuğa öğreteceğimiz ilk önemli kavram’’ Sevgi’’ dir. Sevgi yeryüzünde var olan en güçlü duygudur. Eğer çocuğa sevginin ne olduğunu kavratamazsak, çevresindeki her objeye nefret ve şiddetle bakacaktır. ALLAH ve peygamber sevgisi annesinin yumuşak sesinden “İyi ki Allah seni bize verdi.” , “Allah kahretmesin senin gibi çocuğu!” şeklindeki hitaplarından sonra çocukta bir manevi kimlik oluşmaya başlar. Kritik dönemde (0-2)yaşından itibaren çocukta büyük-küçük, iyi-kötü gibi kavramlar anlam taşımaya başlar. Çocuk, çevresindeki modellerden Allah’ın büyük, hem de çok büyük olduğunu anlar. Bir yandan Allah’ın babası kadar mı yoksa bahçedeki ağaç kadar mı büyük olduğunu anlamaya çalışırken, bir yandan da annesinin sesi ile özdeşleştirerek iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlamaya çalışır. Annesinin sevgi dolu sesi çocukta güven, sevgi, merhamet gibi güzel duyguların oluşmasını sağlarken, büyük ve annesinin kızgınlıkla bağırışı kadar öfkeli bir şey onda korku, kızgınlık, umursamama gibi duygulara neden olur. Yıllar geçtikçe biri Rahman ve Rahim olan Allah’a inanıp onu severken; diğeri yalnızca Celâl ve Kahhar sıfatlarının sahibi olana inanır ve ondan korkar. Çocuğun maneviyatı için gerekli olan Peygamber sevgisini ise çocuk yine modelden öğrenerek algılar. Peygamberimizin sünnetlerini anne ve baba evde uygulayarak (Örn: Abdest, misvak kullanma, güzel söz, sesli Kur’ an okuma v.b) çocuğa Peygamber sevgisini aşılayabilir. Çocuklarımızın, isyankâr olmayan, dindar bir nesil olarak fidan vermesini istiyorsak evdeki davranışlarımıza mutlaka dikkat etmeliyiz. Evde sıkça ‘’ALLAH’’ ve ‘’Resulullah(s.a.v)’den bahsetmeliyiz.Rabbimiz bizlere ALLAH(c.c) ve Resulünü(s.a.v) bilen nesiller nasip etsin. Âmin.

Bu yazı 2688 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum