Darbe girişimi Türkiye’yi köleleştirmekti.

22 Temmuz 2016 - 12:27

Bu 15 yıl süre içerisinde Türkiye; İMF ‘ye olan borcunu ödedi gelişmenin can damarı olan yeni duble yollar yapıldı. Türkiye’nin gelişmesini sağlayacak silah fabrikaları ve yeni silah ve tank yapma girişimleri oldu. Yeni tanklar yapıldı. İstihbaratı sağlayacak insansız hava uçaklarını yapmaya başladı. İstihbarat bilgilerini kendisi toplamaya başladı. Turizm ve yabancı sermayeyi çekecek çalışmalar yapıldı. Hava alanları, köprüler ve deniz altında geçiş kanalları yapmaya başladı.

Büyük bir yatırım projesinin ihalesini ÇİN şirketlerine verdi. ABD’ye rağmen yapılan bu büyük yatırımlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti Bağımsız ve güçlü bir devlet olarak ortaya çıkıyordu. Bu da süper devletlerin Türkiye üzerindeki planlarını alt üst edecekti. Ortadoğu’da süper güçlere bağımlı olan Müslüman Devletlerine bir model olmaya başladı. Buda ABD’yi gölgede bırakacak güçlü bir Devletin doğuşu demekti.

Türkiye karşı özellikle de Türkiye’nin gelişmesini sağlayan öncelikle Cumhurbaşkanı Sn: Recep Tayip ERDOĞAN’ın kalemini kırdılar. Kalemini kırdıktan sonra da onu itibarsızlaştırma palanlarını devreye soktular. Diktatör dediler. Bunu tüm tarafgir yayınlarıyla devreye soktu. İşte bura da itibaren Fetö terör örgütünün yayınları ve istihbarat servisleri devreye sokuldu. 2013 tarihinde yayımlanan “BARIŞ SÜRECİ VE GEZİ PARKI OLAYLARI” adlı kitabımda; “Barış süreci Gündemi, böceklerin arkası yok mu” bir köşe yazısını yazmıştım. O yazımı bugüne dikkate çektiği için aşağıya çıkartmayı yarar buluyorum. Birlikte okuyalım.

BARIŞ SÜRECİ GÜNDEMİ

Böceklerin Arkası Yok Mu?

Başbakan’ın ofisinde bir böcek bulunuyorsa başımızı iki avcumuz arasına alarak derin derin düşünmemiz lazımdır. Bunu sıradan bir adam koymuş olamaz. Bunu yapan yerli is-tihbarat için de yapamaz, ancak Başbakan’dan gelecek bilgi¬leri değerlendirip, rotasını belirleyecek bir güç odağı vardır. Bu güç odağı bir devlet veya güçlü bir devletin görevlendir¬miş olduğu bir istihbarat birimi olabilir.

Başbakan’ın odasına korkmadan bir böcek konulabiliyor¬sa, millet olarak bu tehlikenin farkında olmamız ve ona göre hareket etmemiz gerekir. Her gelen habere balıklama dalma-malıyız, biraz düşünmemiz gerekmektedir.

Siyasileri de iktidara karşı rahatlıkla kışkırtabilirler. Bun¬lar bu bilgi ve istihbaratla ülkeyi istediği istikamete yönlen¬dirme çaba ve gayesindedirler. Bugüne kadar yaptığı gibi bun¬dan sonra da ülkenin enerjisini ve gücünü boşa harcatmaya çalışmaktalar. Bununla kalmayıp üniversite öğrencilerini de kışkırtarak bir kaos ortamı yaratabilirler. İktidar heveslileri de durumu fırsat bilip bunlara destek vererek ülkeyi tekrar uçu¬rumun kenarına götürme çabaları gösterebilirler ve de göster¬mektedirler. Tüm bu kamufle edilen planlı ve ülke üzerinde düzenlenen senaryolar, bu odaklar tarafından hazırlanmakta¬dır. Hiçbir bireyin veya bir etnik grubun menfaatine göre iş yapmazlar, ancak yüzeysel olarak o kişileri kullanarak kendi istek ve emellerini o ülke üzerinde gerçekleştirmek için yerli uşakları kullanırlar.

Bu gizli istihbarat ülkemizde at koştururken bizimkiler ne yapıyorlar? Sıradan vatandaşlar bu oyunların fakına varamaz, hatta bugünkü muhalefet de bunların yaptığı ve yapacağı se¬naryoların farkına varamaz, o da bilmeyerek bu gizli servisin oyuncusu olabilir.

Bu servisin oyunlarını tersyüz edecek ve bunlara karşı ge¬lebilecek güçlü bir servisimizin olması lazımdır. Bu konuda devleti idare edenlere rehber olacak, Kuran’da aşağı ayet buna işaret etmektedir.

“Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırla¬yın. Savaş atları yetiştirin ki bu hazırlıkla Allah’ın düşmanla¬rını, sizin düşmanlarınızı ve onların ötesinde sizin bilemeyip de ancak Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldıra¬sınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, onun karşılığı size eksiksiz ödenir, size asla haksızlık yapılmaz.” (Enfal, 8/60) Düşmana karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın; bu Müslümanlar’a Allah’ın bir emridir. Bu emre uyan Müs¬lüman ülkeleri bu konuda, yani gizli istihbarat konusunda, düşmanlardan daha güçlü bir karşı istihbarat hazırlanmalı ve onların yapacakları senaryo ve oyunlarına karşı halkı aydın¬latarak oyunlarını bertaraf etmelidir. Aksi takdirde bu gizli servislerin topladığı istihbaratı ülkemize karşı silah olarak kullanacaklardır.

Bu gizli istihbaratların oyunlarına son vermediğimiz müddetçe, bunlar her fırsatta ülkemizi çorba gibi karıştırırlar. Başımız beladan çıkmaz!

Evet, bir yazar olarak; O günden gelişmeleri dikkatlice takip ederek, bugün bu ortamın oluşmaması ve böyle bir darbe girişimine meydanverilmemesi için istihbaratı ve tüm siyasi kadroları uyarmıştım. Başbakanın makamına bir böcek konuluyorsa bu durumun çok tehlikeli olduğunu vurgulamıştım. Türkiye liderini itibarsızlaştırarak hükümetin yıkılma kararını Üst akıl vermişti. Yerli işbirlikçileri de bu kararı uygulamaya koymuşlardı. Keşke yazımız dikkate alınmış olsaydı da Bugüne kadar Türkiye’nin başına ören çorap kimin tarafından yapıldığı farkına varıp ta kamuoyu bu konuda aydınlatabilseydi ve karşı atağa geçmiş olsaydık, bugüne gelmeyebilirdik. Ondan sonra peş peşe olaylar meydana geliyordu. Düşmana karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın; bu Müslümanlar’a Allah’ın bir emridir. Bu emre uyan Müs¬lüman ülkeleri bu konuda, yani gizli istihbarat konusunda, düşmanlardan daha güçlü bir karşı istihbarat hazırlanmalı ve onların yapacakları senaryo ve oyunlarına karşı halkı aydın¬latarak oyunlarını bertaraf etmelidir. Aksi takdirde bu gizli servislerin topladığı istihbaratı ülkemize karşı silah olarak kullanacaklardır.

Bu gizli istihbaratların oyunlarına son vermediğimiz müddetçe, bunlar her fırsatta ülkemizi çorba gibi karıştırırlar. Başımız beladan çıkmaz.Oslo görüşmelerin sızdırılması, ardında, Reyhan Sınır kapısında tahminen 52 kişinin ölümü, Gezi park ı olayları, havadan 34 kişinin öldürülmesi, Tüm bunlar Türkiye’yi ileriye taşıyan Liderin itibarsızlaştırmak ve barış sürecinin sona erdirme çalışmalarıydı. Barış süreci hedefine ulaşmış olsaydı. Türkiye doğrudan, Ortadoğu’daki tüm gelişmelere müdahil olacaktı. Ağırlığı diğer Ülkelerden daha fazla olacaktı. Âmâ bırakmadılar. Ard arda yapılan bu planları çözemeyen istihbarat, tüm bu olayların vebalı Türkiye Cumhuriyetine mal oldu. Meydana gelen olaylar. Rus uçağının düşürülmesi, bu vesileyle Rusya’yı Türkiye’ye karşıkışkırtarak, Türkiye’yi yalnızlaştırdı. ABD’ köpeklerini Türkiye’nin üzerine saldırdı. Türkiye artık namlunun ağzındaydı. Tüm bu planlar ve tuzaklar başarısız olunca daha doğrusu Cumhurbaşkanımızı düşüremediklerinden dolayı yapılan tüm tuzaklar hedefine ulaşmadı. En son çareye başvurdular oda Darbe girişimiydi. Onu da Rabbim resmen yardım etti.

Bence Devlet Adalet Mekanizmasını iyi çalıştırarak, yeniden sağlıklı bir yapılanmaya gidilmeli.Kâfirler planlarına devam edeceklerdir.Ülke ve halk her zaman uyanık olmalıdır. Bu Zaferİ Rabbim Milletimize bağışladı.

Bu yazı 1414 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum