Değişik Siyaset ve Siyasi Anlayışlar

19 Nisan 2016 - 09:00

Toplumların gelişmesini sağlayan da siyasettir, gerilemesine sebebiyet verende siyasettir. Bu nedenle siyaset; köylüyü, esnafı, memuru, fakiri, zengini olumlu ve ya olumsuz etkilemektedir. Bu yönüyle herkesi ilgilendirmektedir. İnsanlar bunun için spor taraftarı gibi siyasi taraftar oluşturmamalıdır. Bence spor taraftarıyla siyaset taraftarı farklı olmalıdır. Spor taraftarı sporcuları yenilirse de taraftarını korur genelde, bu da aslında kemikleşmiş bir anlayıştır. O konuya fazla ilgilenmediğim için detayına girmeyeceğim. Yanı daha doğrusu spor taraftarlığı bir hobidir. Taraftarlara bir şey kazandırıyor mu? Hayır, ama kazandığından taraftarın hobisini tatmin ediyor. Yanı taraftara maddi bir kazanç sağlamıyor. Ama siyaset öyle değildir. Siyaset bireyden topluma ya fayda sağlar ya da zarara sebebiyet verir. Buna bağlı olarak da ya Ülkeyi geriletir, ya da geliştirerek refah seviyesini yükseltir.

Siyasettin birey ve Ülke açısında faydalı olabilmesi için bu konuda herkesin belli bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğun daha iyi anlaşılması için de; ,” Nemrut; HZ. İbrahim’i ateşe attığı zaman, bir kuş gagasıyla su taşıyor, ona soruyorlar bu suyu ne yapacaksın? Bu suyu HZ. İbrahim’i yakmak üzere Nemrut tarafından yakılan ateşe dökeceğim.” Yanı o kuşa düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Her ne kadar o gagasıyla götürdüğü su, o ateşi söndürülemezse bile kuş gereğini yapıyor.

Toplumu ve Ülkeyi kalkındıracak siyasi anlayış; Hak için halka hizmet anlayışıyla mümkün olur. Yanı siyasetin ve siyasetçinin birinci önceliği halkı ve ülkesini severek hizmete talip olmasıdır. Bu siyasi anlayışı uygulama safhasına koyan siyaset, toplumun refahını ve ülkenin gelişmesini sağlayacaktır. Toplumu her konuda rahatlatacaktır. Ülkeye huzur ve refahı getirecektir.

Ancak Siyaset örgütü yukarıdaki siyasi yol haritasına sahip olmayabilir. O zaman siyasette iki anlayış kendini gösterir. Birinci güç kazanma diğeri de rant kazanma siyasi anlayış olarak ortaya çıkar. Bu anlayış ülkenin bütün ücra köşesinde kendisini olumsuz şekilde hissettirir.

Güç ve rant anlayışı ve bunun yanında iktidar hırsı da işin içine girdi mi? Bu siyasi anlayışla, Ülkenin gelişme yerine, her alanda durgunluk ve gerileme kendini gösterir. Bürokraside iş ehline değil de ahbap çavuş ilişkileriyle bürokrasiyi doldurur. Her taraftan idari maslahat başlar.

Üreten değil tüketici, aktif değil pasif bir bürokrasi, normal görevini yerine getirmekten aciz olması nedeniyle, normal bir iş ona yaptırmak için de birini devreye koymak gerektirir. Adamın varsa iş yürür yoksa sene kalır. Adaletsizlik ve adam kayırma diz boyu olur.

Bu siyasi anlayışlar bölgesel farklıklar da gösterebilir. Bazı bölgelerde; güç siyasi anlayış hakimken diğer bölgede ise rant ve ahbap ilişkileri ön planda olan siyasi anlayış hakim olur. Bu siyaset anlayışı hangi Ülkede ve toplumda mevcutsa ora da fakirlik, gözyaşı, zulüm ve haksızlık vardır.

Sonda söz ettiğimiz siyasi anlayış beraberinde; iktidar kavgasını getirir. Bu kavga bireysel ve grupsal çıkarlar için yapılır ki siyaset kurumunu halkın gözünde düşürecek davranışları beraberinden getirir. Bu davranışlar; beyazı siyah olarak görme; siyahı da beyaz olarak görme iddiası ve kör düğüşü başladığı noktadır. Sürekli devam eder. İktidardakilerin tüm faaliyetleri, muhalefetten olumsuz değerlendirmeye tabi tutar. Çünkü öncelikli olarak Hak için halka hizmet anlayışı olmayan siyasetten ancak bunu beklersin. Bu siyasi anlayışla hangi ülke siyaset yapıyorsa o ülkenin gelişmesi ve muasır medeniyet seviyesine ulaşması hayalden öte bir şey değildir.

Temennimiz odur ki bizim ülkede; hakkın üstün tutulduğu, iş ehline verildiği, kayırmanın yapılmadığı, insanların mutlu ve refah seviyesini yükseltecek bir siyasi anlayışın sürekli hakim olmasıdır. Bunun olması içinde, kuş misali herkese düşen sorumluluğun gereğini yapmasıdır.

Sayın okuyucularım; Allah'a emanet olun gününüz aydın kazancınız bereketli olsun.

Bu yazı 1697 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum