Mustafa Karadağlı

Mustafa Karadağlı

[email protected]

DERSHANE UTANCI BİTİRİLMELİ ARTIK

11 Eylül 2012 - 06:42

 



Bu ülkenin garip ve akla sığmaz kabullenmişlikleri vardır. İnsanlar yargılamayı unutur her şeyi kabullenir. Derken saçmalıklara ve ucubeliğe alışırlar ve bu alışkanlıkların devam etmesini protestolarla isterler.



Osmanlı döneminde kazan kaldırma denilen bir hikaye anlatılır. Kazan kaldıran yeniçeriler bu kez çok kızgın bir şekilde sadrazamın evinin önünü sararlar. Danışmanlar bunun nedenini sorarlar.



Yeniçeriler, hoşafın yağının son bir haftadır katılmadığı ve hoşafın yağsız olarak servis edilmesine kazan kaldırmışlardır.


Sadrazam şaşkındır. Yahu der: Hoşafta yağ olmaz ki!


Meğer mutfağın aşçısı değişmiştir. Önceki pasaklı aşçı kızartma kazanlarını yıkamadan direkt hoşaf yapıyormuş. Asakirde bunun böyle olduğunu yıllar içerisinde kabullenmiştir. Ve bu böylece alışkanlık haline gelmiştir. Yeni aşçıda titiz olduğundan temizliğini yapmadan kazanlarda hoşaf yapmazmış. Durum bundan ibaretmiş…



Hikaye buya. Gök kubbe altında yaşanmamış olay, söylenmemiş söz yoktur. Bu kaide, Adem Babamızdan son insana kadar geçerli bir kuraldır aynı zamanda.



Başbakanın dershaneleri kaldıracağız sözüne bazı yerlerde ve platformlarda tepkiler çığ gibiymiş! Dershane diye özellikle yazıyorum. Dersane değil ders+hane. Ders Arapça, hane, Farsça’dır bu iki kelimenin izdivacıyla dershane doğmuştur. Birde dersane kelimesini kabul etirdiler. Garip ama Türkiye işte.



El insaf derim bu kadar kabullenmişlik, bu kadar basit basiretsizlik olur mu?


Bir ülkede hem dünyanın bütçesinin ayrıldığı bir milli eğitim sistemin olsun, hem de aynı sistemin içinde o bütçenin misli adedince özel dershaneler olsun.



Aynı öğretmen aynı dersi devlet okulunda anlatırken, sabah kahvaltısı için öğretmenler odasında en az on beş dakika kahvaltı sefası yapsın, bir sonraki öğünde kaçak olarak çalıştığı dershanede saniye saniye dersinde hazır ve nazır bulunsun.



Aynı öğretmen, aynı konuyu devlet okulunda anlatırken anlamadıysanız ben size ne yapayım, zekânızı sorgulayın desin. Dershanede anlamadıysanız bir daha anlatayım, cumartesi günü gelin, konu tekrarı yapalım desin.



Garip ama Türkiye işte alışkanlıkları ve kabullenmişlikleri değiştirmek atomu parçalamaktan hakikaten zormuş.



Bu ülkede dershaneciliğin olması Milli Eğitim Bakanlığının bir utancıdır kanımca.



Dershaneler lisanı halleriyle diyor ki: Sizin milli eğitimde öğretemediğinizi biz hap bilgi olarak birkaç ayda yutturuyoruz çocuklara.



Evet hakikaten bu ülkenin birçok parası böyle saçma sapan kabullenmişliklere gidiyor. Yılda kaç milyar bu sermayeye akıyor biliyor musunuz? Tamamen bir rant ve şovenist bir eğitim yaklaşımı.



Çocuklar okuldan kaçıyor ama dershaneden kaçmıyor. Çünkü parasını vermiştir. Ve sonuna kadar bu haktan faydalanacaktır.



Bakanlık ya okulları bir biriyle yarışır dershanelere dönüştürecek ya da bu işi bırakacak. Yirmi yıl önceki bilgilerle derse giren bir öğretmenden hala başarı ve sınav heyacanıyla dolu öğrenci yetiştirmesini bekliyorsa hata ediyor demektir.



Kanımca her yıl öğretmen maaşını okuldaki öğrenci başarısına göre ayarlamalıdır. Kesinlikle merkezi veya bölgesel sınav sisteminden vazgeçmemelidir. Çünkü; Çankaya Ortaokulu’ndaki bir öğrenci ile Siverek Eğriçay Ortaokulu’ndaki bir öğrenciyi aynı sınava tabi tutuyorsa bunun akibetini mutlaka öğretmenlerden sormasını da bilmelidir.



Ben ikinize de aynı maaşı veriyorum, aynı kitabı veriyorum öylese bunun farkı niye? Diyerek hesap sormalıdır. Öğretmende hakikaten şartları zorlayacak eksiklikler ve bölgesel farklılıkları da dikkate alarak yeni bir sistemin öncülüğünü yapmalıdır artık.



Neticeyi kelam; dershaneler biran evvel kaldırılmalıdır. Özel okullar tıpkı özel tıp merkezleri gibi teşvik edilmeli ve özel okullardan hizmet satın alınmalıdır.



Ekonomik boyutunu mu soruyorsunuz. Size söyleyeyim. Şimdiki sistemden kat be kat karlı olacaktır. Bundan emin olabilirsiniz.



Eğitim-öğretim sonunda öğretmenler ciddi bir efor testinden geçirilirse her bir devlet okulu inanın dershaneleri geçecektir.




Selam ve Muhabbetle.



Rayiha


Eğitimci-Yazar

Bu yazı 1500 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum