GELECEĞİMİZ İÇİN ÇEVREMİZDEN İBRET ALALIM

Bugün herkesin aklını başına alacak gündür. Ateist olabilirsin, sağcı olabilirsin, solcu olabilirsin, ne olursan ol, önemli olan vatan haini olmamaktır. Bugün ülkenin gelişmesini engellenmek isteyenler ülkeyi Suriyeleştirmek ve Iraklaştırmak için Türkiye üzerinde çeşitli oyunlar oynayanları alkışlamak desteklemek vatan hainliğine girer. Çünkü bugün Ülkelerin savaş teknikleri değişmiştir. En büyük savaş tekniklerinden biri alt yapı oluşturma çalışmalarıdır. Bunlar sosyal medya üzerinde yapılan algı operasyonlarıdır. Hangi ülkeyi hedefe koymuşlarsa ilk önce o ülkenin lokomotifi sayılan ülke liderini hedefe koyarlar, bunu yerli işbirlikçileriyle geniş tabanı etkileyecek algı operasyonlarına girişirler. Öyle etkili bir çalışmalar yaparlar ki normal bir eleştiri zannedersin ancak temelinde o lideri itibarsızlaştırmak ve yavaş yavaş insanların ona karşı öfkelerini kabarmaktır.

Ülkenin daha iyi yönetilmesi için yapılan eleştiriler. Olumlu eleştirilerdir. Daha iyi hizmet verebilme yönünde katkı sunulmuş olur, ancak bilinçli ve ya bilinçsiz olarak dış Ülkelerin istediği yönde, yanı toplumdan gerginliğe sebebiyet verecek ve onların projelerin uygulanmaya konulmasında yardımcı olacak destek mahiyetinde eleştiriler de dış mihrakların işine yarayacak bir nevi onların piyonları olarak görev almış olurlar. Bu şekilde onların yalan ve yanlışlarına kanma zaafını göstermek Ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir.

Dün Irak Başkanı Saddam’ı kendi amaçları için kullananlar işi bittikten sonra da Ülkede yapılan büyük algı operasyonuyla onu ipe götürdüler. Dün Saddam’ı ipe götürmek Saddam’ın kötülüğünden dolayı değildi. Kendisiyle işi bittiği için onu ipe götürdüler. Onu nasıl ipe götürdüler. Irak halkına bol keseden vaatler yaptılar. Düne kadar Saddam’la çalışanlar sanki onlar değildir. Ya da yeni tanıyorlarmış gibi bir algı operasyonunu meydana getirdiler. Daha sonra ne oldu. Bunların algı operasyonuna kanan halk kendi isteğiyle ABD’yi davet ettiler. Saddam gitti, Ama binlerce Saddam geldi. O halkın ne namusu kaldı. Ne canı nede cananı kaldı. Ancak halk onlarla değil de kendi dinamitleriyle düzeltmeye gitmiş olsaydı, bu durumdan bin kat daha iyi olacaktı.

Bugün diğer Ülke de Suriye; Suriye’de kendi dinamitleriyle düzeltme imkânı bulurdu. Ancak ABD’ Planladığı gibi işler yürüyordu. Nasıl yürüyor? İşte ırakta, Libya da Mısırda Arap baharı adı altında kimine kendi emirlerini yerine getirecek Sisi gibi adam atadı. Sırtlanların, çakalların koyunu parçaladığı gibi Suriye’yi ve benzerleri parçaladılar. Bu bölgede kendi emirlerini yerine getirecek bir jandarma peşindedirler.

Eğer bir yanlış varsa bir sorun varsa onun çözümü için onlara başvurulduğu ve ya destek istediği zaman biliniz ki ülke çözümsüzlüğe gider. Türkiye de Barış sürecinden ABD’nin emirleri yerine getirmek için taşoranlarını (Fetö,PYD,PKK) uygulamaya koymamış olsaydı. Bugün PKK sorunu diye bir sorun kalmayacaktı. HDP iki aylık kendi dinamitleriyle siyaset yaptı, 80 Milletvekilli çıkardı. Bunu devam etme cesaret ve dirayetini göstermiş olsaydı. 80 değil de 150 milletvekilli de çıkarabilirdi. ABD’de bu barış Sürecine karşıydı. Çünkü bu barış olsaydı. Türkiye yi ve diğer ülkeleri karıştıran kozunu kaybetmiş olacaktı.. Bunun için ABD’e son kozu olan Fetö’yu bu olay için kullandı. Oslo görüşmelerin sızdırması, peşi sıra gelen diğer olayların meydana gelmesinin sebebi Barış sürecinin başarıya ulaşmaması çabasıydı. İşte bunları bilelim buna göre davranalım. Hiç kimse bu Ülke insanın karakaşına karagözüne aşık değildir. Ben bunları söylerken bir vatandaş olarak insanlarımızı düşünmeye ve temkinli olmaya çağırıyorum. Allah’a emanet olun.