Koskoca bir cadde. Önümde bir ana yürüyor. Sağında bir kız çocuğu- belediye hoparlöründen ilan edilen şekliyle- tahminen 4-5 yaşlarında... Solunda bir erkek çocuğu yine tahminen 5-6 yaşlarında. Sırtının heybesinde bir çocuk, yine tahminen 1-2 yaşlarında. Önünde zıpır mı zıpır kirden pastan yüzü fark edilmeyen iki çocuk. Yine tahminen 7-8 yaşlarında Ve yine tahminen karnındaki de 4-5 aylık . Pazarı dolaşıyor anamız çocuklarıyla. Çocuklarına hayat tecrübesi kazandırmak gayesiyle mi yoksa misafir dönüşü bilemiyorum; çarşı pazar dolaşıyor işte. Bu çocuklar pazarın sağından solundan aşırdıklarını durmadan atıştırıyorlar annenin gözü önünde. Anne gülüyor mutlu oluyor bu şekillerinden. En son kirazcı amcanın Kadir Savun heybetiyle çocukları püskürtmesi yüzünü solduruyor ananın. İzlemeye devam ediyorum.Kadın kendi kendine söyleniyor.:-Ma ne olmış iki hebbe yidi. Pis adamın gözi her yirde pistir. Uşağların ödi koptı . Evet bu film büyük puntolarla medeniyetin başkentine hoş geldiniz diye övünülen Ş.Urfada gözlenerek çekildi. Ve biz 2013 yılı ÖSYM sonuçlarından 76. olmayı hazmedemiyoruz.
Siverek PTTsindeyiz. Mucize eseri içeri girebiliyorum. Görevli bağırıyor:-ŞNT parası alma günü bugün olmayanlar, lütfen beklemesinnnnnnnn
. İmkanlar dahilinde bir sistem geliştirmiş PTT. Numaralandırmışlar kimliklerine göre vatandaşı. Haftanın belirli günlerine ayırmışlar. Yığılmayı önlemek amacıyla.Kimin umurunda. Kürd-u Pısqılıt deyimimizi anımsadım. Ay lütfen
Memur ve memureler bıkmış. İçerisi ter kokuyor. Berbat bir atmosfer var içeride. Memurlar üç ayda bir bu kâbusu yaşıyormuş. Adı ŞNT yardımı. Memurların gözünde ise TNT gibi bir şey . Bu nedenle mahalli ve ulusal basın, PTT kuyruklarını ve ŞNT yardımlarını, birbirlerini ezip memura ulaşmaya çalışan hayasız-dilenciliği kabullenmiş kadınları haber yapınca hep akla Siverek geliyor. Ya bu yardımları kesmeli ya da bu çile bitirilmeli. Halkı dilenciliğe alıştırmaktan daha beter zulüm yoktur. Birde o ailelerin eğitime bakış açısını hiç düşündünüz mü? Okullarda öğretmenlerin, idarecilerin çektiği sıkıntıyı bilen var mı? Ve o tür ailelerin yetiştirecekleri nesiller bu topluma ne katabilir. Yardımın verildiği ilk gün mesai başlamadan 2 saat önce gelip PTT kapısına yapışan, ya bugün paramı alırım ya da ölürüm diyen bir anne o genç dimağlara nasıl bir gelecek kazıyor farkında mısınız?
Bir tabu yıkılıyor. Yerel yönetim olumlu ve yapıcı bir karardan sonra parkların etrafındaki surları yıkarak kırk dokuz yıl efsanelerini yerle bir etti.Ne sevindirici bir haber anlatılmaz. Bir insanın bir mülke sahip olma yılı toplamda kaç yıl ki zaten? Kırk dokuz yıl demek, kimse çakmıyor ama, ben sana verdim tepe taklak kullan demenin bir başka diliydi bence
Sınırları surları kaldırılmış, yeşilin tonlarının gözlerde parıldadığı bir Siverek hep hayalimdi. Akibeti okullarımızın da başına. Okullardaki surlar kaldırılıp halkın istifade edebileceği yeşil alana döndürülse ve çevreci üniversite öğrencileri yaz tatillerinde bu okullarda gönüllü olarak çevreciliği anlatsa, aktiviteler düzenlese, sokaklardan çocukları alsa, çocuklar mahalle okulunun ağaç ve çiçeklerini kendileri sulasa, okulun hizmetlileri ve idarecileri çocukları kapı dışarı etmese ve okullar bir gün hayat olsa. Çok mu hayalciyim sizce?
Siverek diğer şehirlere nazaran farklı bir merkezi yapılanmaya sahiptir. Kişisel bir hobi olarak her gün Hürriyet ve Cumhuriyet Caddelerinde gezmek bana haz verir. Lakin o güzel kaldırımlar esnafça, o güzel kilit taşlarının görüntüsü ise araçlarca işgal edilmiş durumda. Ulu Cami civarı, Koçbaba ve Kanlıkuyu araçların özel oto parkı haline dönmüş vaziyette. Bir çok kişi 08.00-20.00 arası aracını park ediyor. Ve güzelim manzara bozuluyor. Yapılacak bir iki basit tedbirle bu sorun giderilebilir. Acizane derim ki; yaparsın 4-5 katlı oto parklar bir iki ay halkı çekmek için güvenilir ve ücretsiz bir uygulama yaparsın. Halk, hem aracını güneşten-yağmurdan koruyacak hem de aracını güvende hissedecek ve alışacak. İnanın daha sonra bu konfora para vermeyi kendisi talep edecektir. Selam ve Muhabbetle
FACEBOOK YORUMLAR