Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

İKİ BÜYÜK ÂLİM: HALİL İNALCIK VE FUAT SEZGİN

14 Kasım 2014 - 08:30

Türkiyede bilimin ve bilginin bütün kısırlığına rağmen dünya çapında yetişmiş alnımızın akı birkaç bilim adamımız vardır. Bunlardan iki tanesini tanıyorum ve gerçek bir bilim adamı olduklarına inanıyorum. Biri bütün dünyada tanınan değerli tarih alimi Prof. Halil İnalcık, diğeri dünyadaki İslam aratırmalarının en büyük birkaç isminden biri olan Prof. Fuat sezgindir.

Bunlara duyduğum saygı hiç şüphesiz anne babama duyduğum saygı kadardır ve kimse beni yanlış anlamasın belki onlardan daha fazladır. Neden, çünkü bu adamlar anne ve babamızın bizi dünyaya getirmesinden daha çok bize yararlı olmuşlardır. Aklımızı aydınlatmayı başarmışlardır. Bu, ebeveynimizim bize verdiğnden kat kat fazla bir yarardır.

Aristo hakkında sanırım Büyük İskender’in sözü vardır. “Anne babam beni dünyaya getirdi ama hocam beni göklere yükseltti” demiştir. Bu iki zatı candan ve yürekten seviyorum, sevmekle kalmıyorum hayranlık duyuyorum. Bunlar sadece Türkiye’de değil dünyada sevilen, sayılan ve takdir edilen kimselerdir. Bunların yazdıkları kitaplara bir göz gezdirseniz ne kadar büyük bir emeğin ve enerjinin harcandığını görürsünüz.

O kadar çok şeyi o kadar az yere sığıştırmışlar ki hayret edersiniz. Örneğin Halil İnalcığın her hangi bir kitabını elinize alın ve bir sayfasını okuyun emin olun ki bir sayfada bir forma kadar, bir formada bir kitap kadar bilginin içkin olduğunu şaşırarak göreceksiniz. Sanki her kelimesi birer elmas ve incidir, dünyanın her yerinden getirilip oraya dizilmiştir. Bir beşerin bu kadar büyük bir eseri nasıl yazdığına inanmayacaksınız. Zaten gerçek bilim adamlarının hepsinin durumu budur. Gazali’den Newtona kadar ortaya konulan büyük eserler insanın başını döndürüyor.

İkinci alimimiz profesör Fuat Sezgindir. Devasa eserlere imza atmıştır. Ancak bir kurulun yapabileceği şeyleri tek başına başarmıştır. Henüz genç bir bilim adamı iken hocasının kendisine verdiği bilim tarihi ile ilgile bir kitaba zeyl yazmak görevini yeterli görmemiş ve bunu yeniden yazacağını söylemiştir. Hocanın ona cevabı şu olmuştur. Fuat Sezgin sen bunu yapamazsın. Yalnız sen değil dünyada hiç kimse bunu yapamaz.

İşte Fuat Sezgin yapılamaz denilen şeyi yapmış ve hocalarına parmak ısıttırmıştır. Tek başına İslam Bilimleri Tarihini yazmış, bununla yetinmeyerek bir de Müslümanların icat ettiği bilimsel alet ve aygıtların beş yüz tanesinin maketini yapmıştır. Bu dev adam doksan yaşında bugün hala günde on iki saat çalışıyor. Üzülecek şey şu ki, bütün dünyada tanınan ve sevilen bu insanlar Türkiye’de tanınmıyor ve yeterkli ilgi ve saygıyı görmüyorlar. Bilim adamına saygı gösterilmezse bilim nasıl gelişir. “Alimlerin mürekkebi şehitlerin kanından daha ağır” değil mi? 14 Kasım 2014.

Bu yazı 3365 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum