KONUK YAZAR

KONUK YAZAR

[email protected]

İŞİTEBİLMEK VE İTAAT ETMEK

27 Ocak 2011 - 22:00

 “Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve: İşittik ve itaat ettik dediğinizde sizi, kendisiyle bağladığı sözünü (misakını) anın. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde olanı bilendir.” (Maide Suresi, 7)

Ayette de belirtildiği üzere “İşittik ve itaat ettik” diyen kişiler, Kuran’daki tüm emir ve yasaklara kalplerinde hiçbir şüphe duymaksızın tam bir teslimiyetle itaat edeceklerine söz vermişlerdir; Allah “Kuran’ı güçlük çekmen için’’ değil “içi titreyerek korku duyanlara ancak öğütle-hatırlatma olsun diye’’ indirmiştir.

“Ey iman edenler, Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Siz de işitiyorken, ondan yüz çevirmeyin.”
(Enfal Suresi, 20) ayetinde iman edenlerin, Allah’a itaat etmeleri ve yüz çevirmemeleri bildirilir. “eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir…” (En’am Suresi, 46) ayetinde de insanın işitme özelliğini kaybedebileceğini haber vermektedir; işitiyorken Allah’tan yüz çevirmesi, Allah’ın insanların işitme duyusunu alması insan için hem dünya hayatında hem de ahiret hayatında büyük bir kayıp ve pişmanlıktır.

O halde insan, bu geri dönüşü olmayacak pişmanlığa düşmek istemiyorsa ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak istiyorsa, bütün nimetleri veren Allah’a işitiyorken itaat etmelidir.

İçten Allah’a yönelen kişiler, “Allah'a verilen söz ise, ağır bir sorumluluktur.” (Ahzab Suresi, 15) ayeti gereği verdikleri sözlerinde titiz olur ve Allah’ın dosdoğru yolunda canıyla ve malıyla çaba gösterir:

“Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiler, sonra hiç bir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir.” (Hucurat Suresi, 15)

Mümin için kıstas Kuran’dır: Allah’ın imanı kalbine yerleştirdiği bir kişi için içinde bulunduğu toplum kurallarının bir anlamı yoktur, Allah’ın sözleri her şeyden önce gelir.

 “Rabbimiz, biz: Rabbinize iman edin diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik…”
(Al-i İmran Suresi, 193)
Kuran’da birçok ayette müminin nasıl olduğu şeklinde tanımlama yapılır. Bu ayetlerden biri:

“Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71)

Rahman ve Rahim olan “Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır.” sözüyle Kendisi’nin hükümlerini, yerine getiren müminlere rahmetini müjde olarak verir. Bir başka ayetinde ise sonsuz güç sahibi Allah itaat edenlere merhamette bulunacağını müjde olarak bildirir: “Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız.” (Al-i İmran Suresi, 132)

Ayrıca bir insan kendisine Kuran’ın tüm hükümleri öğretildikten ve ayetlerin doğruluğuna inandıktan sonra Allah’ın ayetlerini kabul etmez ve yaşamında uygulamaz ise bu davranışlar o kişinin samimiyetsiz olduğuna bir işarettir. Çünkü samimiyet içtenliktir, doğruların gönül rahatlığıyla yerine getirilmesidir. Eğer Allah’tan uzak olan bu sistemi yaşamaya devam ederse Kuran’da tarif edilen inkarcı durumuna düşebilir; anlama yeteneğini kaybetmiş, gözlerine kavrayışı engelleyen perdeler inmiş ve kulakları da sağırlaşmıştır:

“Şimdi sen, kendi hevasını (bencil tutkularını) ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?” (Casiye Suresi, 23)

Ve kuşkusuz böylelerinin sonuArtık gerçekten o inkar edenlere şiddetli bir azap taddıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız.” (Fussilet Suresi, 27) ayetiyle bildirildiği üzere sonsuz azaptır.

Allah’ın çağrısını işitmek ve itaat etmek,  samimi insanların özelliklerindendir. Çünkü “Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.” (Rum Suresi, 52-53).

Dolayısıyla bu önemli çağrıyı işitebilmek, görebilmek, kalpte hissedebilmek şükür vesilesidir.

Nevin Duyar/Ş.urfa

Bu yazı 995 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum