KARADENİZDEKİ DOĞALGAZ BAĞIMSIZLIĞIN BİR ÜRÜNÜDÜR

26 Ağustos 2020 - 10:56

Karadeniz’de doğalgaz bulmak sıradan bir iş değildir. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar Karadeniz de ve içindeki gazda yerinde duruyordu. Neden bugüne kadar çıkarılmadı. Bu soruya gerçek cevap verecek olanlarda var, yine bugünkü gibi dolambaçlı konuşacak olanlarda vardır. Bu hep olacaktır. Hz. Adem’in çocukları Habil’le, kabil gibi, bugün Karadeniz’de araştırma yapılarak bulunan 320 Milyar metreküp Türkiye Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve özgürlüğün bir simgesidir. Bugüne kadar daha doğrusu eski Türkiye’de bırak doğalgaz aramasını ABD ve üst aklın dışında bir çivi çakmak bile mümkün değildi. Abartmıyorum gerçeği söylüyorum. Söylediğimi ispatlama babında şahit olduğum bir hatırayı sizinle paylaşmak isterim. Tarihi tam kesin olmamakla beraber 1986 tarihinde sınavlar için Adana’ya gitmiştim. Kardeşimle bir arkadaşına misafir oldum. Arkadaşı Adana Balcalı Üniversitesinde okuyordu, kardeşimde dershaneye gidiyordu. Ben birkaç gün önce gittiğimden dolayı üniversiteyi gezme fırsatını buldum. Gezerken Kampusun park alnında daha önce görmediğim yarım bir otobüs gözüme ilişti. Bu ne kadar güzel ve değişik bir araba değil mi? Diye öğrenciye sordum. Oda abı bunun hikayesi çok uzun, deyince bana merak oldu. Hikayesini anlatmasını istedim, o da anlatmaya başladı. “Abı bir hocamız bir hastalığa ilaç bulmuş ve deneylerle bunu test etmiş ve testi olumlu sonuç vermişti. Buda tüm bu çalışmalarını O günkü Sağlık Bakanlığına sunmuş, Sağlık Bakanlığımızda yetkilerini olmadığını söyleyerek, ilacı dikkatte almadan hocayı yol vermişler.  Hocamızda İnsanlığa hem faydası olsun ve hem de tüm bu çalışmaları boşuna gitmesin diye Almanya’ gitmiş ilgili mercilere iletmiş, orada da yaptığı tespitten sonra ilacın patentini alarak hocaya para ve bu otobüsü hediye etmişlerdi. Hoca’da bu otobüsü Üniversiteye bağışlamıştı. Ben bu hikâyeyi dinleyince hem sevindim hem de üzüldüm. Sevinmem hocanın göstermiş olduğu başarıdır. Üzülmem o başarıyı takdir edecek muktedir bir iktidarın olmayışıydı. Düne kadar tarım ürünlerine kota konuluyordu. Neden? Biliyormuşsunuz. Çünkü üst akıl bize rolü böyle biçmiştir. Rolümüz” Tüketici ve bağımlı bir ülke “Rol buydu. Devamını yazarsak köşe yazısı değil de bir kitap ortaya çıkar.  Ülkenin bu durumu ne benziyor biliyormuşsunuz. Bir kamu kuruluşunda üretken ve ehil olmayan bir yöneticinin emrinde çalışan personellerin durumuna benzer. O personellere kurumun başarılı olması için İnisiyatif ve sorumluk verilmediği için verilen emir yerine getiriliyordu. Bu şekilde alışılmış bir siyaset arenasıyla bugünkü Cesur, üretken bir liderin önderliğinden yapılan çalışmalar, eskiye alışmış olanlara anlamsız ve faydasız geliyor. Bunun örneği düne kadar, Kara yollarında yapılan çalışmalara “Ne gerek var bu çift yollara”, Sağlıkta yapılan alt yapı çalışmalarına ve şehir Hastanelerine de “Bu kadar devasa hastanelere ne gerek var” diyorlardı. Düne kadar Suriye’de Libya’da, Akdeniz’de ne işimiz var. Diyorlardı. Aslında empati yapılırsa onları haklı görmek lazımdır. Neden?  Çünkü Ülkenin bağımsız ve özgür olma yolundaki İnisiyatif kullanma ve onu yönetme olayında çok uzaktadırlar. 


Eğer söylediklerim doğru değilse, mavi vatanımıza sahip çıkmak ve orada kendi inisiyatifiyle hiçbir ülkenin söylemlerini dikkate almadan kendi ülkesinin ve milletin menfaatini dikkate alarak yapılan yoğun çalışma neticesinde doğalgaza kavuşmak ve onu kullanabilecek iradeye alkışlamak ve saygı duymak gerekirdi. Bu bir bağımsızlık ve özgürlüğün savunma sanayinden sonra enerji yatırımından atılan ikici büyük adımdır. Bunu görmemek hafife almak, bağımsızlığı ve özgürlüğü anlamamak ve hafife almaktır.


Ülkesini ve Milletin Bağımsızlık ve özgürlüğüne taraf olan, Ülkenin gelişmesini isteyen ve katkı sunanlar. Hangi iktidar olursa olsun Ülke menfaatine yaptığı güzel şeyleri desteklemek ve takdir etmek Ülkenin gelişmesine refah seviyesinin yükselmesini katkı sunmak demektir. Gerçekten; İktidarın Yanlışlarını da doğrusunu söylenirse, yine Millete ve Ülkesine katkı sunmuş olur. Millet ve Ülke severlik budur. Bunun dışında yapılanlar taşeronluk ve ülkenin gelişmesine taş koymaktır. Kusura bakmayın bu halk neyin iyi neyin kötü çok iyi bilmektedir.  Bence bu eksen değişikliğine ayak uydurmayan halk değil, kendi benciliğinden boğulmuş olanlardır. Birazda Ülke ve millet için çalışın, muhalefette nasıl olsa bu milletin vergisiyle maaş alıyor. JOE BIDON’ nin Türkiye’ye yapacağı fayda uçmaktan olan Türkiye’nin kanatlarını kesmek ve bağımsızlık ve özgürlüğünü elinden almak olacaktır. Buna herkes dikkat etsin. Rabbim o günleri göstermesin.

Bu yazı 2444 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum