Mustafa Karadağlı

Mustafa Karadağlı

[email protected]

MACRON VE RENAN MÜDAFAANAMESİ

29 Ekim 2020 - 13:07


Namık Kemal’in pek bilinmeyen bir eseri vardır. “Renan Müdafaanamesi” Eser, 1883 yılında Ernest Renan adında bir Fransız filozofun Sorbon Üniversitesinde ´İslamiyet ve Bilim´ konulu bir konferansta, İslamiyet´in bilime, kültüre, eğitime, felsefeye, ilerlemeye ve gelişmeye, engel olduğunu iddia etmesi üzerine Namık Kemal tarafından kaleme alınmıştır.


Müslümanları ağır bir dille eleştiren bu nutuk, daha sonra kitap halinde basılmış ve dünyada çok ses getirmiştir. Olay, Müslüman aydınlar tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. O dönemin Müslüman aydınları, Cemaleddin-i Afganî, Namık Kemal ve Atâullah Efendi cesurca Renan’ın iddialarına karşı ayet, hadis ve tarihten örneklerle çok ciddi cevaplar vermiş ve Müslümanları bu konuda bir nebzede olsa aydınlatmışlardır.


Pozitivist bir ilim anlayışına sahip bulunan E.Renan, İslâm Dünyasının gerilemesinin sebebini bizzat İslam’a yüklemiş, klâsik çağda görülen canlılığın lslâmiyetin değil, Gayr-i Müslim azınlıkların katkısıyla sağlandığını ileri sürmüştür. Müslümanları, tembel, işe yaramaz ve başkasının emeğiyle övünen asalaklar olarak tasvir etmiştir... Eser 56 sayfalık kısa bir kitap olduğundan ayrıntıya girmeyeceğim. (Okumak isteyen okuyucular, bu eseri rahatlıkla bulabilirler.)


Bu konuyu yeniden gündeme getirmemizin sebebi; gelecek seçimleri garantilemek adına aptalca açıklamalarda bulunan malum Fransa devlet başkanının saçma sapan hezeyanları...


Namık Kemal, dönemin o Macron’u olan E.Renan’a cevap yazarken devlet görevlisi olarak Midilli mutasarrıfıdır. İyi derecede Fransızca bilmektedir. Namık Kemal Renan´a bu cevabını verdiğinde 43 yaşındadır. O yaşta yabancı bir dil öğrenmek ve bunu en lüzumlu bir şekilde kullanmak bütün takdirlerin üstündedir kanımca. Namık Kemal gerek görevi gerekse de aydın sorumluluğuyla Avrupa’daki gazeteleri yakından takip ettiğinden bu olaydan herkesten önce haberdar olur.


Namık Kemal, din İslam Dini, konusunda yetkin ve yetkili biri olmamasına karşı Müslümanca bir tavır ortaya koymuş, Müslüman sorumluluğuyla İslam Dini’ne karşı yapılan bu ahlaksız hakaret karşısından tam 56 sayfalık bir cevap metni hazırlamıştır. Enfes bir dille yazdığı bu müdafaayı, başta Renan Müptezeline, Sorbon Üniversitesine, Fransız Gazetelerine ve Türkiye’deki birçok gazeteye gönderip yayımlatır.


Namık Kemal, bu eseri tamamen ibadet ruhuyla kaleme almıştır. Kendi ifadesiyle: “Bu eseri yazmakla Renan´ı gönlümün istediği gibi tepeliyorum.” diyerek Müslümanların sahipsiz olmadığını ortaya koymuştur.


O dönemde, sayılı İslam düşünürlerinin tepkileri günümüz düşünürleriyle karşılaştırıldığında büyük bir önem arz etmektedir. Zira malum devlet başkanının İslam Peygamberi ve İslam Dinine olan tavrı karşısında İslam Dünyasından henüz ciddi bir ses yok ne yazık ki.


Asıl gelişmeye ve ilerlemeye mani olanın Batı düşüncesi olduğunu delilleriyle ortaya koymaya çalışan Namık Kemal, İslamiyet´in gelişmeye, ilerlemeye, felsefeye, eğitime, bilime, kültüre engel olmadığına dair ayetlerden, hadislerden ve tarihten örnekler vererek derin tahliller yapmıştır o dönemde. Namık Kemal bu reddiyesinde, Batılı yazarların ve müsteşriklerin İslâm Dinî hakkındaki bilgisizliklerine örnekler vermiş, usta bir edebiyatçı olarak bunları mizahi bir üslûpla eleştirmiştir.


Renan’ın konferansına karşı İslâm Dünyasında kaleme alınan reddiyeler arasında, Cemaleddin Afgan’ınki felsefî yönden, Atâullah Efendininki ilmî yönden, Afgani reddiyesi bir çeşit tavzih (Yanlışları Düzeltme), Namık Kemal’in reddiyesinde ise tarihî ve edebî yön daha ağırlıklıdır. Ondan aldığımız şu cümleler ise onun aklî muhakeme ve mizah gücünü gözler önüne sermektedir:


"Acayip şey! Meğer İslâm olduğumuz için başımızın etrafından bir demir halka geçirilmiş. O halka havass-ı batınamızı (Akıl, hafıza, hayal, vehim, orta his) her türlü ulûma, her türlü tahsile, her türlü efkâr-ı cedideye (yeni fikirlere) karşı kapalı tutarmış da bizim hâlâ haberimiz yok!"


Günümüzde Müptezel Macron’a cevap yazacak çok sayıda donanımlı aydınımız var aslında; fakat nedense henüz Renan Müdafaanamesi gibi okkalı bir eser yazılamadı ne siyasi ne de edebi olarak...


Bu düşmanlara karşı İslam aydınları ve İslam devletleri neden susuyor acaba? Kırılan cesaretleri mi? İslam Dünyası’nı temsil eden liderlerin yaptığı hatalar mı? Ekonomilerinin Batılıların elinde olması mı? Her türlü teknolojik


bağımlılık mı? Tahtlarının ve bahtlarının geleceği kaygısı mı?


Yok mu Macron ve onun zihniyetindekilere şu soruları soracak bir Selahaddin?


- Köle ticareti kimin eseri?
-Haçlı Seferlerini kim başlattı?
- Kimlerin tarihinde sömürgecilik var?
-Ortadoğu’yu bir damla petrol için kan gölüne kimler çevirdi?
-Aynı dine mensup, aynı kültüre mensup hatta yer yer aynı ırka mensup halkları birbirine kırdırıp medeniyetlerini bunların kan ve gözyaşları üzerine kimler kurdu?
-Kimlerin tarihinde sömürgecilik bakanlığı var?
-Kimlerin medeniyetinin temelinde mazlumların kan ve gözyaşları var?
Allah’ım, sen insanlığa feraset ver!

Bu yazı 85898 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum