Nurettin Gençdal

Nurettin Gençdal

Eğitimci-Yazar-Sosyolog
[email protected]

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ

09 Kasım 2010 - 22:00

BİREYİN YAŞAMINDA OKUL ÖNCESİ EĞİTİM NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ BİR YERE SAHİPTİR?

Bireyin yaşamında, yaşam boyu gelişimi etkileyen iki önemli unsur bulunmaktadır. Bunlar kalıtım ve çevre faktörüdür. İlk başta bu kavramları açıklamak istiyorum. Kalıtım; ebeveynlerden genetik yolla çocuğa geçen bazı özelliklerle olmaktadır.(örn : saç rengi,göz rengi.).Çevre ise ; çocuğun yaşadığı sosyoekonomik,psikososyal çevreden aldığı uyaranlar sonucunda çocuğun gelişimine etki etmektedir.Birey,zeka yoluyla öğrenebilme yetisini ve çevreden aldığı uyaranlar sonucunda da davranış değişikliğini meydana getirmektedir.Eğitim,davranış değişikliğinin temelinde var olan bir olgudur.Eğitimin tanımına baktığımızda ; Bireyde kendi yaşantısı yoluyla istendik (belirlenen hedefler)yönde davranış değişikliği meydana getirme sürecidir.Bunun en başında yer alan kavram ise Davranış değişikliğinin kalıcı olabilmesidir.Davranışın kalıcı olabilmesi,insanın gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlarıyla mümkündür.
Gelelim eğitimin en önemli basamağı olan okul öncesi eğitime..0 – 72ayı (0-6 yaş) kapsayan eğitim basamağı olan okul öncesi eğitim Çocuğun gelişiminde kritik bir döneme karşılık gelmektedir.Çocuk için kritik dönem;Gelişiminin en hızlı ve değişken olduğu bir dönemdir.Uyaranların çocukta farklı etkileşimlere sebep olması bu dönemde gerçekleşen olaylardan biridir.Eğer çocuk bu kritik dönemde gerekli zengin uyaranlarla desteklenmezse çocuğun bazı becerilerinde (örn :Kalem tutma, Boya yapma,Bağımsız Tuvalet ihtiyacını giderme,yemek yeme,konuşma,yürüme) ve kişilik gelişiminde birçok gerilemeler olur ve gelişimin bir bütün olduğu düşünüldüğünde çocuğun çok yönlü gelişiminde aksaklıklar meydana gelir.Diğer bir perspektifte ise çocuğun kişilik gelişiminin de okul öncesi eğitimde şekillendiğini unutmayalım.Okul öncesi eğitimin amaçlarına baktığımız zaman;Çocukların beden,zihin,duygusal gelişimlerini desteklemek ve onları  ilköğretime hazırlamak,şartları uygun olmayan (sosyoekonomik düzey,fiziksel çevre)çocukların ekonomik ve fiziksel çevresi uygun olan çocuklarla kaynaştırılarak aynı ortamda eğitim sağlamak ve Türkçeyi güzel bir şekilde konuşmalarını sağlamayabilmek olarak açıklayabiliriz.Okul öncesi eğitimin tarihçesine baktığımız zaman ülkemizde  ; Osmanlı Devleti döneminde Sıbyan mekteplerinin açıldığı görülmektedir. 1915 yılında “Ana Mektepleri Nizamnamesi”nin yürürlüğe girmesi ile ülkemizde ana okulları açılmaya başlanmıştır.Cumhuriyetin ilan edildiği tarihte 80 anaokulunda 5.580 çocuk ve 136 öğretmenin mevcut olduğu bilinmektedir.1960 yılında okul öncesi eğitim alanında öğretmen yetiştirmek amacıyla Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulunda çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü açılmıştır.1961 yılında yürürlüğe giren “222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu”nunda okul öncesi eğitim kurumlarına, zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş çocukların eğitildiği ve isteğe bağlı bir ilköğretim kurumu olarak yer verilmesinden sonra, okul öncesi eğitimi ile ilgili çalışmalara hız verilmiştir.1962 yılında “Anaokulları ve Anasınıfları Yönetmeliği” çıkarılmıştır.Bundan sonraki dönemlerde okul öncesi eğitimin önemi ve yaygınlaştırılması Hükümet programlarında, Kalkınma plânlarında, eğitim komisyonlarında ve Millî Eğitim Şûralarında ele alınmıştır.1973 yılında yürürlüğe giren “1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu”nda Türk Millî Eğitim Sisteminin genel yapısı içinde, okul öncesi eğitime, örgün eğitim sistemi içinde yer verilmiştir. Okul öncesi eğitime verilen önem nedeniyle 1992 yılında 3797 Sayılı Kanunla Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Üniversiteyi Okuduğum yıllarda Selçuk üniversitesi Mesleki eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi bölümü anabilim dalı ,Öğretim üyelerinden Hocam Tülay Türkdal ŞENER ile Okul Öncesi eğitim de çevredeki atıkların ‘’geri dönüşüm’’ üzerine Üniversitemiz,Konya Büyükşehir Belediyesi ve Avrupa Birliği ile ortak bir proje yürüttük.
Yaklaşık 100 e yakın okul öncesi kurumunda yaptığımız araştırma teziyle çocuklara ön test ve son test uyguladık. Çalışmamız sonucunda çocuklarda ‘’geri dönüşüm’’ve çevreye hassasiyet üzerine büyük bir başarıya imza attık.

Kendi köyüm olan Narlıkaya Köyü ilköğretim okulunda Okul öncesi öğretmeni olarak görev yapmaktayım.Atamamın kendi köyüme çıkmasıyla ben ve ailem çok sevinmiştik fakat ‘’vizontele’’filmindeki kütüphanesi olmayan bir köye kütüphane müdürü atanması gibi anasınıfı olmayan bir köye anasınıfı öğretmeni olarak atanmıştım.Sınıfımız eski ilköğretim binasının sözde tadilat edilmesi sonucu oluşturulmuş bir binadır.Okul öncesi eğitime uygun hiçbir fiziksel yapıya sahip değil.Tuvaletimiz var fakat suyumuz yok.Hani rahmet yağmasını istediğimiz yağmurlar olur ya..Bizim sınıfımıza yağmur yağdıktan sonra küflenme ve sınıfı sel basma olayları yaşanıyor.Pencerelerimizden su sızıyor.Fakat bu olaylar asla azmimi yitirmedi ve çevremdeki Eğitim gönüllülerinden yardım istemeye koyuldum.Anasınıfı zümrelerimden ve değerli büyüklerimden yardım istedim bir dilenci misali.Birçok cevap aldım bu diyaloglardan..Eee isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara derler ya J Sınıfımızdaki Oyun top havuzumuzu Siverek Belediyesi Başkan vekili Sayın Mustafa Hivi ABİKOĞLU aldı..Sınıfımızdaki Tüm materyalleri Çok sevdiğim ablam Nurcan DURMUŞ EKİCİ ve kırtasiye,boyama kitaplarımızı,pastel boyalarımızı ise Siverek  Belediyesi Özel kalem müdürü Sayın Mahmut BAHÇIVAN dan temin ettik.Yaşadığım çevre olan Siverek’te ki tüm okul öncesi öğretmen arkadaşlarıma bir zümre nasihatı : Sakın umudunuzu kaybetmeyin.Umutlarınız,yeşerteceğiniz ümit fidanları için ab ı hayat gibi önem taşımaktadır.
Sizler geleceğimize sahip çıkmak istiyorsanız ve eğitime % 100 destek diyorsanız yetişecek olan taze fidanlar olan çocuklarımıza sahip çıkınız.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİME DESTEK OLUNUZ..EĞER DESTEKLENİRSEK BİRÇOK ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZ..
                                                                           Saygılarımla:.

NOT:Lütfen yorumunuzun onaylanması için yorumunuzun sonuna adınızı, soyadınızı ve şehrinizi yazınız.

Bu yazı 2038 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum