Onlar Nasıl Bir Türkiye ve Hükumet İstiyorlar

Türkiye bugüne kadar, ülkenin gelişmesi için insiyatif kullanan bir hükümet görmedi. İdari –maslahat yapan hükümetleri gördü. Yanı her şeyini bağlı olduğu ülkeye göre dizayn etmekti. Onların müsaade ettiği kadar Ülkenin gelişmesini sağlamaktı. Bugüne kadar neden istihbaratımız MOSSAD ve CIA’nın emrinde kolluk kuvvetleri gibi çalışıyordu. Bunları istendiği zaman belgelerle ispatlanabilir. Düne kadar İsrail istihbaratı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden izin almadan Ülkenden operasyonlar yapabiliyorlardı. Dün tankları yapacak mühendisler ve işin erbapları varken neden bir tank yapılamadı. Neden Ağır silah sanayi kurulamadı. Bunları sorgulamak lazım değil mi? Kısacası o gün ABD ve İsrail’in dediği dedikti. O gün başbakanda vardı, Cumhurbaşkanı da vardı. Neden bu bağımlığa karşı çıkamadılar. Ancak o günkü hükümete verilen talimat, inancı hatırlatacak hiçbir nesne kalmayacak şekilde halkıyla mücadele et emri verilmişti. Tüm enerjimizi başörtü, sakal, Müslümanla uğraşmakla geçiyordu. Gelen hükümetler, hep aynı işleme devam, idari –Maslahat hükümet çalışmalarını onların belirlediği sınırlar çerçevesinde. Hareket etmekti.

Evet, bugüne kadar alıştığımızdan farklı bir Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Hükümet vardır. Bugün Ülke menfaati için ne gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmeyen gözü kara bir Cumhurbaşkanı ve bir hükümet vardır. Ortadoğu’nun hâkimlerin tahtları sallamaya başladı. Onlar Ortadoğu’nun gelecekleri planlarken, planda böyle bir hükümeti, Türkiye başında istemiyorlardı.

Ateş düşmüş, Paralel yapıyı devreye koydular olmadı, barış sürecini bozdular olmadı. Türkiye yi Suriye tuzağına çekmek istediler olmadı. Türkiye yi Suriyeleştirmek için silah para ortaya koydular, yine olmadı. Başkenti bombalayarak korku vermeye çalışarak, İnsanları Cumhurbaşkanına ve hükümete karşı seslerini yükseltmeye hatta hükümeti düşürmeye kadar niyetlenerek bu projelerini uygulamaya koydular. Bunları yapanlar senin için yapmıyorlar, senin karagözlerine âşık değillerdir. İsrail’e yine köle olmanı istiyorlar. Türkiye halkını kışkırtarak halkın eliyle hükümeti götürmek ve Türkiye yi köleleştirmektir. Bombaların Ankara’da patlaması bunu ifade ediyor. Senin başkentini vurarak seni bıktıracağım ya benim dediğimi yaparsın ya da bombalar patlayacaktır.

Bu tablo karşısında halk ve siyasetçilerimiz ne yapmalıdır. Bence hiç kimse bağımlı bir Ülke ferdi olmak istemez. Siyasilerimizde bu durum karşısında tek vücut olmaları gerekir. Siyasi çekişmelerin sırası değildir. Bugün Ülkeye sahip çıkma günüdür. Her gün gençlerimiz ölüyor. Bu ölümler hiçbir şey ifade etmiyor mu? Siyasiler kıvırmazlarsa herkes bu gidişatın kaynağını ve nedeni çok iyi biliyor. Bu gidişin gerçek amacı, ne Cumhurbaşkanıdır ve ne de Başbakandır. Amacı, ABD den, para dileyen, her sözlerini emir telaki edecek bir Türkiye ‘de bir hükümet istiyorlar.

Dün Çanakkale savaşında hurra diyerek senin vatanını paylaşmaya kalkmadılar mı? Bunlar; onların aynısıdır. Değişen yöntemleridir. Dün fakruzaruret içinde bulunan ve Osmanlı küllerinden yeni filizlenen devleti yok etmek yeryüzünde silmek için tüm güçleriyle denizden ve karadan saldırdılar. Hepsi de Mehmetçiğin iman kuvvetine dayanmadılar. Arka üstü geri döndüler. Bugünkü yöntemlerine kanmayalım, onlar çarpışarak bu milleti yenemeyeceğini çok iyi anladılar. Onun için o metodu terk ettiler. Bugün ise böl parçala yut metodu devrede, kardeş kardeşe düşman ederek Çanakkale de yapamadıklarını şimdi yapmaya çalışıyorlar. Bu millet bir daha o kötü günleri görmemek için aklını başına alacak ve düşmanın bu metodunu da başına geçirilecektir.