Cuma Özusan

Cuma Özusan

[email protected]

POPÜLİZM HAKKINDA

10 Aralık 2011 - 22:00

Düşünce, bilim, sanat, edebiyat gibi kültür eserleri bir topluma mal edilse de bireyler tarafından meydana getirilmişlerdir. Tarihte topluluğun icat ettiği hiçbir şey yoktur. İnsanlığı tek kişiler ilerletmiştir. Ama ne yazık ki bugün seçkincilik örnek alınacağı yerde, sıradan işporta malı şeyler örnek alınıyor. Kalabalıklar ve halklar dünyanın her yerinde yakın arzularına göre hareket eder ve ekseriya içgüdülerine tabi olurlar. Kendi bencil menfaatlerini düşünür, zahmet ve sıkıntılara katlanmak istemezler.

Bugün aşağı kültür, yukarı kültürü kendine tabi kılmak istiyor. Seçkincilik, aristokratlık, soyluluk tu kaka! Halka dalkavukluk rağbette... Her şey sıradanlaşıyor. Doğuda da Batıda da uygarlığı meydana getiren adamlar her türlü zor şartlarla mücadele ettiler ve gerektiğinde hayatlarını feda ettiler. Bu maceracı ruh olmasaydı insanlık bir adım ilerleyemezdi. Kimi bilim adamları kutuplarda donarak öldü, kimisi laboratuarlarda yaptığı deneylerden zehirlenerek hayatını kaybetti. Kimisi Edison gibi günde yirmi saat çalıştı. Kimisi tehlikeli, vahşi ve karanlık ormanlara daldı. Kimi hayatını yerlilere hizmete adadı ve yok oldu. Bugün insana gösterilen ideal, hiç zahmet çekmeden yaşama idealidir. Çabucak köşeyi dönmek, kısa yoldan zengin olmak ideali... Bu, insanlığın gerilemesi ve çürümesi demektir. İnsan yüksek bir dünya yaratmak için çabalamalıdır.

İçinde yaşadığımız dünyayı hazırlayan ve bizi bu duruma getiren yüksek hasletler gittikçe erozyona uğramakta, insanlar pasif zevkleri arar olmaktadır. İnsan haz ve mutluluk için yaşasa bile hazzın yüce ve asil olanını aramalıdır. Daha büyük acılar ve pişmanlıklar getiren haz terk edilmelidir. Televizyon karşısında dizileri seyrederek uyuklamak, zerre kadar insana bir faydası olmayan gazete yazılarını okumak, mutluluğu daha fazla eşya satın almakta görmek kendi sonunu hazırlamaktan, daha doğrusu intihar etmekten farksızdır. Peşinden koşulan şeyin ne olduğuna bakmalı. Bunlar insanı yücelten şeyler midir, gerileten şeyler midir? Hayatın birinci kanunu çalışmak, zorlukları yenmek ve tekâmül etmektir. Rahata düşkünlük insanı dejenere eder.

Kitleleri bu duruma getiren, kapitalist patronların bitmeyen kazanma iştihasıdır. On dokuzuncu asrın ideali tasarruflu yaşamak iken, yirminci asrın ideali daha çok tüketmektir. Eskiden azla yetinmek ve iktisatlı yaşamak bir hasletti, şimdi ayıp sayılıyor. Daha çok harcamak, daha çok tüketmek kitlelere empoze edilerek beyinleri yıkandı. İnsanlar üretim ve tüketim çarkının arasında iradesiz ve bilinçsiz mahlûklar haline getirildiler. Her şey sıradanlaştırıldı. Bunu halk adına yaptılar. Esasında ürettiklerini daha çok insana satmak içindir amaçları. Hayatın anlamı ve idealler buna göre seçildi ve propaganda edildi. Herkes utanmadan halk adına hareket ettiğini ilan etti. İnsanlara daha çok refah ve para ve eğlenceli oyuncaklar vaat edildi.

Kitap, radyo, televizyon, dergiler, roman, hikâye, tiyatro, türküler, şarkılar popülerleşti yani bir ticari meta haline getirildi. Bilim adamları sanayicilerin emrinde onlara daha çok kâr getirecek, keselerini şişirecek icatlara yöneldiler. Her şey ama her şey ucuz iştihaların ardından sürüklenir oldu. Satın aldığın malı daha eskitmeden yeni modeli çıkıyor ve “komşuda var benim neden olmasın” diyorsun.  Siyasetle uğraşan sağcı da solcu da insanın yalnız maddi refahını artırmayı düşünüyor ve halkların hoşlarına gidecek şeyler söylüyor: “biz iktidara gelirsek size daha fazla maaş vereceğiz, herkesi ev ve araba sahibi yapacağız”. Vaktiyle “önce ahlak ve maneviyat” diyenler bile halka yaranmak için “daha çok refah ve zenginlik” vaat ediyorlar.

Hangi dinde ve inançta olursa olsun insan ahlaken yükselmeye çalışmalı ve insan olmaya layık bir hayat yaşamalıdır. Aşağı tabiatının itkilerine tabi olarak yaşamayı değil... İnsan maddeden yüksektir. Bütün dünyayı toplasanız insanın serçe parmağı etmez. İnsan madde için yaşayamaz ve maddenin peşinden koşamaz. İnsanlara maddi şeyler vaat etmekle onlara iyilik yapamazsınız. İnsanları akıl, ruh, düşünce ve duygu bakımdan yükseltmeye çalışmalı. Ruhen bizden daha yüksek olanları örnek almalıyız. Daha pahalı evi ve arabası olanı değil... İnsan yukarı çıkmaya çalışmalı. Yukarı beyindir, aşağı midedir. İnsanı insan yapan ne ise ona yönelmeliyiz.  Vesselam.

Bu yazı 757 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum