Hasan Baydilli

Hasan Baydilli

gelecek

Saniye (Fümya) Abla

20 Nisan 2015 - 13:58

Tarih ve yaşam bazen acımasız,zalim ve hunharca kirli yüzünü gösterir insanlara,bazen de ana sıcaklığı ile şefkatli kollarını açar ümitsizce…

Evleri barkları yıkılır başlarına,yerinden yurdundan edilir,tek bir ailesi dahi bırakılmamış,koparılmış,yok edilmiş veya kaybettirilmiş hayatlar bırakır geride kalanlara!Allahtan başka kimseleri kalmamıştır bu dünyada,tıpkı Saniye abla gibi…

İster tehcir deyin,ister bir yerden bir yere göç,yada sürgün,veya yer değiştirme,ister tenkil (nakletme),ister soykırım deyin.Ne derseniz deyin,isteği dışında yerinden yurdundan ve ailesinden koparılan bedenler zamanla yaşadığı toplumun dokusuna entegre olabilir ama,yüreğindeki yalnızlığına,kimsesizliğine, kimliksiz ve kırılganlığına kimse çare olabilirmi Bu yazı yaşanmış bir hayatın hikayesidir.Yani Saniye ablanın,gerçek isimle Fümya ablanın veya komşuların diliyle Saniye baconun hikayesi… Saniye abla mahallemizde kiraladığı küçük avlulu bir evde aktar(zücaciye) işi yaparak geçimini sağlardı.Kadın giyim çamaşırları ve malzemelerini satardı, bazen Urfa-Diyarbakır’a bazen Gaziantep’e tek başına gider satacağı eşyalarını getirirdi,kimsesi olmadığı için kendisine yardıma koşardık.O zamanlar çocuk sayılırdık,bazen ekmek almaya gönderir,bazen çarşıdan eşya almaya.Dönüşümüzde ise mutlaka bize harçlık verirdi.İsterdik ki Saniye abla bizden yardım istesin,çünkü hiç bir zaman bizi eli boş göndermezdi.Çok cömert,gözü gönlü tok ve nur yüzlü bir kadındı Saniye Abla.Sürekli Kuran okur ve namaz kılardı. Evine gittiğimizde çok zaman namazda bulurduk kendisini.Yaşama inat aynı zamanda şen ve şakraktı Saniye abla.Son zamanlarında kız kardeşimle aynı evde kiracıydı,bende giderdim onlara.Bazen,televizyon seyrederken pür dikkat seyreder,Sibel Can çıkınca bayılırdı ona,onunla birlikte şenlenir,eğlenirdi Saniye abla.

Saniye ablanın kesin doğum tarihi belli değildi,elinde bulunan nüfus cüzdanı eski tip cüzdan olduğu ve kaydının okunmadığı,sadece Van iline kayıtlı olduğunu gördüm.O dönemde Nüfus Müdürlüğünde çalışıyordum.Kaydını Siverek’e almamı ve yaşlılık maaşının bağlanmasını istedi benden.65 yaşını çoktan geçmişti.Nakil işlemlerini yaptım,kaydını Siverek Hasan Çelebi Mahallesine yaptım.Nüfus kaydında baba adı Abdullah, Anne ismi Vahide, Doğum Tarihi 323, Doğum yeri ise Van olarak belirtilmişti.Ancak bu kayıt kendi gerçek nüfusunu izafe etmemekte idi.

Tüm mahalleli Saniye ablayı bir ana,bir nine ve bir abla gibi sever ve sayardı.Zaman zaman hayat hikayesini bize anlatırdı.Annesinin çok güzel olduğunu,Karadeniz taraflarında bir takım kişiler tarafından bir deveye bindirilerek götürdüklerini, bir kardeşinin isminin Yorgo olduğunu,Karadeniz’den Van’a oradan Diyarbakır’a ve nihayetinde Siverek’e getirilme hikayesini bize anlatır,nemli gözleri dalar giderdi uzaklara… Ne hayatlar yaşanmış, sürgün olmuş,tahrip edilmiş ve sonucunda yitip göç etmiş bu zilletli dünyadan.İşte bu yüzden yitip gitmesin diye Saniye ablayı Saniye abla öldükten sonra hayatını araştırdım.Yıllarca evlerinde bir aile gibi birlikte yaşayan Hüseyin(Yıkılmazyapı) ağabeyin oğlu Engin’den güzel bilgiler aldım.Engin ve kardeşleri Saniye ablayı gerçek nineleri olarak biliyordu.Bir aile sıcaklığı ile birlikte yaşıyorlardı,hem de Saniye abla ölene Saniye abla’nın Samsun ili Bafra ilçesinde doğduğu, Ermeni asıllı olduğu, asıl isminin Fümya, babasının ise o zamanlar Rahip olduğu bilgisini edindim.1915 tehcir döneminde Karadeniz de yaşayan Ermeniler zorunlu göçe tabi tutulduklarında, babası kendi ülkesine kaçmış, annesi de dört erkek iki kız çocuğu ile birlikte yalnız kalmıştır. Bunun üzerine annesi de süt emen küçük kızını yanına alarak çingene tabir edilen bir grupla kayıplara karışmıştır. Dönem harp dönemi olduğu için Saniye abla kendisinden büyük dört erkek kardeşi ile birlikte yalnız kalmış ve Samsun ilinin Bafra ilçesinden yaya olarak yollara düşmüş ve doğuya doğru göç etmeye başlamışlardır.

Bu göç sonucunda erkek kardeşleri ile birlikte Van’a oradan da Malatya iline kadar gelmişlerdir. Dönemin kıtlık dönemi olması sebebiyle erkek kardeşleri açlıktan ölmek üzereyken her biri ayrı bir aile tarafından evlatlık olarak alınmış, ancak Saniye ablayı kimse almayınca tek başına ortada kalmıştır. Saniye abla o dönemler 7 yaşlarında olup, bir kafile ile Malatya ilinden bu kez Diyarbakır iline getirilmiştir. Çocukluğun, açlığın ve sefaletin vermiş olduğu yorgunlukla bitkin düşen Saniye abla Diyarbakır’a vardığında, Melikahmet semtinde bulunan deve hamamının önünde yarı baygın bir şekilde kapının önünde uyurken, yolda geçen ve durumuna acıyan bir Yüzbaşı Saniye ablayı evlatlık olarak yanına almış ve kendisine bakmıştır.Saniye abla yüzbaşının evlatlığı altında önce Müslüman olmuş,bilahare Fümya ismini Saniye olarak değiştirmiştir.

Yüzbaşı Saniye ablayı yetiştirmiş ve gelinlik çağına getirmiştir. Gelinlik çağına geldiğinde, Diyarbakır Gazi Köşkü civarında (şimdiki ismi Çarıklı Fabrika köyü ) bir kişiye kuma olarak verilmiş, ancak bu evlilik içerisinde mutlu bir hayat sürerken, yanında yaşadığı kişinin akrabası olan ve Siverek ilçesinde Aktar (zücaciyeci) olarak tanın Abdullah PEKER isimli şahıs tarafından kaçırılmış ve Siverek ilçesine getirtilmiştir.

Abdullah PEKER o zamanlar Keser adlı bir bayanla evli olup, Saniye ablayı ikinci eş olarak yanına almıştır. Ancak Saniye abla burada da rahat yüzü görmemiş, kuması tarafından sürekli hakarete uğramış, eziyet görmüş ve dışlanmıştır. Bu durum karşısında Saniye abla Siverek ilçesi Hasan Çelebi Mahallesi Müftü sokakta bulunan eve kiracı olarak yerleşmiş ve evde nafakasını çıkarmak için atariye(zücaciye) işine başlamıştır. Kuması ve gayri resmi kocası Abdullah tarafından burada da sürekli hakarete uğradığı için başka bir komşunun ev içerisinde bulunan bir odasını Saniye ablaya vermesiyle aynı işini bir süre burada devam etmiştir. Bilahare Saniye ablaya yapılan hakaretleri gören ve aynı zamanda güç sahibi olan Ümmühan isminde komşusu Saniye ablayı himayesine alarak gayri resmi eşi Abdullah’la evliliğine son vermiş ve eve gelmesine de müsaade etmemiştir. Zaten çocuk sahibi de olmamışlardı.

Saniye ablanın hayatı bu şekilde devam ederken, kendisini evine alan, kol kanat geren, kimseye muhtaç olmamasını sağlayan, maddi ve manevi desteği esirgemeyen hayırsever Ümmühan YÜCEL’in vefat etmesinden sonra Saniye abla be kez Hüseyin (Dulul) YIKILMAZYAPI’nn desteği ile evinde kendisine ayrılan bir odada aktarlık (zücaciyecilik) yapmaya başlamıştır. Bilahare Hüseyin YIKILMAZYAPI çoluk çocuğa karışınca Saniye ablayı çocuklarına Nineleri olarak tanıtmıştır. Saniye abla uzun yıllar Hüseyin ve Gülçin YIKILMAZYAPI ile birlikte hayatını mutlu bir şekilde devam etmiştir. Saniye abla bu evde aktarlık yaparak kimseye yük olmamış, aksine kendi kendini yetiştirerek hem çevresine fayda sağlamış hem de Siverek ilçesinde adını onuruyla herkese duyurmuştur. Siverek halkı onu çok sever ve Saniye abla diye hitap ederdi.

Bilahare Hüseyin YIKILMAZYAPI çocukları ile birlikte evini Diyarbakır’a taşıması nedeniyle, Saniye abla bir müddet daha bu evde kalmış ve bir zaman sonra bu evden ayrılarak aynı sokakta başka bir eve yerleşmiş ve burada ticaret hayatına devam etmiştir.

Saniye abla ticaret hayatında başarılı olduğu kadar, dürüstlüğü, sevecenliği ve dinine düşkün bir kişiliği ile bilinir ve tanınırdı. Boş zamanlarını ise sürekli Kuran-ı Kerim okuyarak geçirirdi.

Aradan uzun yıllar geçmiş ve Saniye abla yaşlanmıştı, yaşlılığı nedeniyle iş güç yapamaz hale geldiği için, önceden evlerinde yaşadığı Hüseyin YIKILMAZYAPI kendisini alarak Diyarbakır’da bulunan evine getirmiş ve 18.06.1999 yılında burada hayata gözlerini yummuştur. Vefatını geç öğrendiğimden cenazesine katılamamıştım. Ancak sonradan Diyarbakır’a taziyesine gittim. Kendisini yad ettik, hayır dualarda bulunduk. Mezarına bir çiçek bırakmak istedik, lakin vakit çok geç ve yattığı yer çok uzaktı bulunduğumuz yere. Ama hiçbir zaman yüreğimden çıkmadı Saniye abla, Fümya abla veya Saniye baco, siz ne derseniz deyin!

Ve ölümünün ardından kefen parasını dahi yastığının içerisine bırakacak kadar onuru ile göçüp gitmişti bu dünyadan, minnetsiz, mazlum ve mağdur haliyle…

Bu yazı 2830 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum