Cemil Yeşildağ

Cemil Yeşildağ

[email protected]

Şehir Düşünün Ki (Şehrin Trafiğine İlişkin)

05 Aralık 2010 - 22:00

Siverek şehrine ilişkin gözlemlerimizin ikincisini trafik sorununa ayırdık. Dizi yazımızın ikinci kısmını takdirinize sunuyoruz.

Bir şehir düşünün ki trafiği Angola ve Tanzanya ile yarışamasın.

Bir şehir düşünün ki uluslararası yolu şehir merkezinden geçsin ve bu yol üzerinde karayolları yeterince üst geçit yaptırmasın. Bu ihmal nedeni ile yılda onlarca yetişkin ve çocuk ölsün. Bu ölüm vakaları insanın yaşama hakkına saldırı olarak değerlendirilmesin, mahkemelere başvurulmasın ve mahkemeler gerekli tedbirleri alması için ilgili makamları uyarmasın.

Bir şehir düşünün ki kamu araçları için trafik kuralları nerde ise yok sayılsın. ( Oysa kamu araçlarından emniyet, trafik, itfaiye, zabıta v.b ancak acil durumlarda ihlal yapabilirler). Trafik ihlali yapan kamu araçlarına sürücü veya yayalar tarafından itiraz edildiğinde “işimiz çok acil, bir yere yetişmemiz lazım” denilsin ve bu sayede süreklilik arz eden bu kural ihlali bir hak sayılsın. 

Bir şehir düşünün ki basit bir bariyer kurularak bazı caddeler tek yönlü geçişe kapatılabilecekken trafik birimi veya zabıtası bunu yapmasın ve trafik polisi tek yönlü geçiş ihlali yapan araçları sadece uyarmakla ya da para cezası kesmekle yetinsin.  ( Ki bu ihlaller çok sayıda trafik kazasının oluşmasına neden olmakta bu kazalar sonucunda ciddi ekonomik zararlar oluşmakta.)

 Bir şehir düşünün ki sürücülerin bir kısmı ehliyetsiz olsun. Trafik birimleri ehliyetsiz araba kullanmanın önüne geçmekte zorlansın ve cezalar hep plakaya kesilmek zorunda kalınsın.

Bir şehir düşünün ki sürücülerin çoğunluğu trafik kurallarından bihaber olsun.

Bir şehir düşünün ki park yasağı olan levhanın hemen altına ya da yanına arabalar park edilsin.

Bir şehir düşünün ki tek yönlü araç geçişine kapatılan caddeye tek yönlü geçiş levhası konulmasına rağmen o yasağı delmeyen şoför sayısı azımsanmayacak kadar çok olsun.

Bir şehir düşünün ki sağ sol sinyal lambası veya acil park dörtlüsünün ancak gece yakıldığını düşünen şoförleri olsun. 

Bir şehir düşünün ki kırmızı ışıkta durmayı kendine yedirmeyen şoförleri olsun ve bu ihlal ile övünüp büyüklük taslasın. (Aslında ahmaklık olarak nitelenebilecek olan bu durum yüzünden yılda yüzlerce kaza olsun ve bu kazalarda çoğu çocuk olmak üzere onlarca kişi ölsün.)

Bir şehir düşünün ki yayaları trafik kurallarının ihlali ile övünsün. Yayası kaldırımların boş olduğu zamanlarda bile kaldırımda yürümek yerine caddenin ortasında yürüyor olsun.
( Kaldırım işgalinde ki trajediye birinci yazımızda değinmiştik.)

Bir şehir düşünün ki belediyenin caddelerde belirlediği park yerine arabalar park edemesin. Arabalar park edildiğinde esnafı “burası benim işyerimin önüdür” diyerek park yapanı engellesin, gır çıkarsın ve araba sahibine o günü zehir etsin. (Bu itirazla karşılaşıp ilgili birim olan zabıtaya başvuranların nerde ise hiç olmaması da ayrıca hayret verici olsa gerek.)

Bir şehir düşünün ki kaldırım yükseklikleri araba kapılarının yükseklikleri göz önüne alınarak yapılmasın. (Hangi kaldırımın hangi yükseklikte olduğunun çetelesini tutmayan araba sürücülerinin bazen arabalarında mahsur kalacaklarını hatırlatırız)

Bir şehir düşünün ki yeni imar planına açılan caddeler yılan gibi kavis çizsin.

Bir şehir düşünün ki trafiğin hızını düşürmek için yapılan tümsekler gelişigüzel ve ölçüsüz yapılsın. Tümseklerden geçerken arabanın altı tümseğe sürtecek diye içinize bir korku salmasın ve psikolojiniz bozulmasın.

Bir şehir düşünün ki şehrin gelişmişlik derecesini belirleyen bisiklet yolu sıfır kilometre olsun ve eksozu sökülmüş motosikletlerin gece sessizliğini yırtan korkunç gürültüsü çözülemesin.

Bir şehir düşünün ki otopark sorunu keşmekeş bir hal alsın ama sorunu çözmek için çok sayıda katlı otopark yapılmasın, gerekli trafik levha ve işaretleri yeterli olmasın,  gerekli kavşaklara tarik lambaları ve mobese kameralar konulmasın.

Unutmamamız gereken asıl şey bu şehirde yaşayan her vatandaşın daha güzel, daha ferah, daha temiz ve daha sakin görünümlü bir şehir hak ettiğidir.

Bu yazı 1076 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum