Sosyal Şahitlikte Adaleti Iskalamamak

  Bir Müslüman olarak her meselenin İslam çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Evimizin içindeki meselelerden tutun da akrabalarımız, şehrimiz ve dünyada olup biten her şeyi kendi inanç perspektifimizden değerlendirmemiz gerekir.
Evet, Siverek için değişim diyoruz, il olsun diyoruz, boykot olsun diyoruz. Böyle yaklaşımlar Siverek için bir hazine değerindedir. Ancak Siverek halkının toplumsal/ahlaki yapısını da kapsayacak bir değişimden bahsetmek, olaylara bütüncül yaklaşım açısından çok önem arz etmektedir.
Her şeyin güzeline talip olma konusundaki hassasiyetlerimiz ile toplumsal olaylardaki tavrımız arasında ne kadar paralellik var? İslam kendisine tabi olanlara sosyal şahitliği emreder. Aleyhte olsa dahi adaleti ayakta tutmayı ön koşul sayar. Böyle bir dinin üyeleri olan bizler çevremizde olan biten her şeye karşı adil şahitlik etmek durumundayız. Ancak şahitlik ederken de adaleti ıskalamamalıyız.  Zira bir Müslüman sadece bir ilçenin il olması için çaba verirse bu o Müslüman’ın sosyal şahitlikte adaleti ıskaladığını gösterir. Başka bir ifadeyle kendi halkına adaletsizlik etmiş olur.
Değişen dünyada kendi toplumumuzun maddi ihtiyaçlarını dile getirmek, sosyal ve siyasal pozisyonunu olumlu bir noktaya ulaştırma gayreti elbette gereklidir. Bununla birlikte toplumumuzun ruhi ihtiyaçları konusunda da aynı hassasiyet sergilenmek gerekmektedir.
Eğer Müslümanım diyorsak bu aynı zamanda her iyi olmayana karşıyım demek olur. Toplumumuz için bir il olmayı hayal ederken ya da sokak ve caddeleri güzel olmuş bir şehir isterken, bu şehirde yaşayacak olan insanımızı da unutmamak gerekir.
Siverek’in değişim sürecine dâhil edilmesi elbette kendi halkının eliyle olacaktır. Burada dikkati çekmek istediğim husus, değişmesini istediğimiz Siverek halkının da değişmesi gerektiğidir. 
Siverek’in il olma konusundaki çabalardan sonuç almamamız kanaatimce halkı bu sürece müdahil edemememizdendir.  Yani değişim isteyenler halka inmedikleri için istendik değişim gerçekleşememektedir.
Bir toplumun değişim süreci, o toplumun değişime ihtiyaç duymasıyla başlar. Ancak topluma yol gösteren olmayınca değişim donar.
Bu ihmali ortadan kaldırmanın tek yolu da Siverek halkının değişime olan ihtiyacını onlara hatırlatmak ve bu uğurda çaba sarf etmektir. Eğer bizler kendi durumumuzu değiştirmezsek Allah’ta bizi değiştirmez.
Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur. (R’ad: 11)
Siverek’in sosyal statüsünü değiştirme çabalarımıza adil, merhametli, Allah korkusunu taşıyan, cömert, ahlaklı bir toplum ve en önemlisi de adil, ahlaklı bir yönetim diyoruz…