TÜRKİYE AB VE ABD DOSTLARIMIZ!

18 Kasım 2016 - 06:06

Bir Ülkenin kendini toparlayabilmesi, ilerlemesi, ayakları üzerinde durması, o toplumun değer yargılarına bağlıdır. Bunlar: Kültür, Din anlayışı, Tarihi derinlikleri olmaktadır. Bugün yeryüzünde tüm köklü tarihe sahip Devlet Türkiye Cumhuriyetidir. Halkımızın çoğunluğu İslam kültüründe haberi olan bir toplumdur. Yanı tüm bunlar olumluyken şımarık zengin çocukları gibi yada birilere bağımlı halde desteksiz iş yapamayacak bir inanç bizlere empoze edilmiştir.

Tarihe bir bakalım; sıçrama dinamitlerimiz herkesten zengin olmasına rağmen sırtımız değerlerimize dönerek yüzümüzü batıya çevirdik. Bizim sıçrama dinamitlerimiz olan kendi kültürümüze, İslam dinine ve tarihimizden uzaklaşarak zayıf sahipsiz bir çocuk durumuna düştük. 200 yıla yakın batı batı diye battık. Bu son zamanlarda değer yargılarımıza az olsa da sahiplenmekle uluslararası piyasada gözükmeye başladık. Bu da batı dostlarımız! Bize karşı nasıl bir tuzak kuracaklarını şaşırdılar. Çünkü kurulan tuzaklardan hep kurtuluyoruz.

200 yıldır onlara benzeyerek ve taklit ederek yükselebileceğimizi sandığımız, batı dostlar! İse bizi nasıl güçsüz hale getireceklerinin planlarını sürekli yapmakla meşguldürler. Hala aklımız başımıza gelmeyecek mi? Kimin dost kimin düşman olduğunu bilemeyecek miyiz? Bizim onlardan ne eksiğimiz vardır. Fazlamız var eksiğimiz yoktur. O zaman toplum olarak biz başkasının desteğiyle ayakta kalacağımızı bize inandırmışlar. Desteği bırakırlarsa sakat bir kişi gibi ayakta tutunmayıp düşeceğimizi inancını hafızamıza yerleştirmişlerdir.

Her zaman içimizde fitneyi yayan, bizleri birbirimize düşüren bu yetmeyip darbeyi gerçekleştiren böyle bir dostun olması bence düşmana gerek yoktur. Türkiye’de meydana gelen darbelerin ana kaynağı bizim dost bildiğimiz ülkeler tarafından hazırlanmaktadır. Toplum olarak biz ne zaman kendi gözlerimizle; Kültürümüze, İnancımıza, tarihimize bakacağız. Biz tarihimizden ne kadar güç aldık. Biz inancımızı ne kadarını hayatımıza taşıdık. Doğruluğu dürüstlüğü, helalı haramı, mertliği, insanlığı, ne kadarını inancımızdan alıp yaşamamıza tatbik ettik. Uygulamada sıfır. Uygulamada sıfır olarak bulunan bir değer yargısının olumlu etkisini nasıl göreceğiz.

Bizim geri kalışımız o değer yargılarımızı nasıl sorumlu tutabiliriz. Bazı geri zekâlılarda bu durumda bile bizi geri bırakan İslam’dır diyebiliyor. Kardeş işte durum bundan ibarettir. Sizlere saf bal getirseler bu çok iyi bir baldır. Tatlıdır, çok güzeldir. Şifadır. Deseler ve sende tadına bakmazsan onları tüm söylemleri senin nazarında havada kalmaz mı? Kalır. O zaman biz gerçekçi olalım kendimize güvenelim. Tarihimizde ders alalım, inancımızın gereğini yaptığımız zaman bizim hiçbir şeye ihtiyacımız kalmaz.

Batı, batı diye dilimizde tüy bitti. Çocukların anne sütünü emmek için ağladığı gibi bizim de artık bu batı macerası bitsin, kendimize dönelim, gerçeklerimizle tanışalım. Batı bizi kendisine bağlı hale getirmekten başka bir düşüncesi yoktur.

15 Temmuz 2016 gecesi batı mezarımızı hazırlamıştı. Ancak Allah bu milletin yok olmasını istemedi, ancak toplumun DNA’sını bozdular. İnşallah bundan sonra toplum olarak kendimize geliriz. Kendi değer yargılarımızı uygulama safhasına koyarak onun bize sağlayacağı faydalarını da göreceğiz.

Ali LALE

Bu yazı 1117 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum