Yenikapı Mitinginin Verdiği Mesaj

16 Ağustos 2016 - 13:46

'Dava ülke olunca gerisi teferruat, Ülke halkı olarak biriz, bütünüz ve ayaklarımız üzerinde durabiliriz.' Mitingde verilen mesaj budur. Ancak birlikteliğin devamını sağlayacak olanlar siyasilerdir.

Abdülhamit Han'dan bugüne kadar tapınak zihniyetli Siyonistler; Müslüman Ülkeler üzerinde uyguladığı metot. 'Böl parçala yut' metodu devam etmektedir. Bu yöntem her devirde değişik şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bazen bir mezhep ayrılığı ile kendini gösterir bazen de etnik yapı üzerinde ayrılıkları öne alacak şekilde kurgulamakta bazen de din kisvesi altında böl parçala metodunu uygularlar.

Bunlar senaryolarını öyle ustaca kurarlar ki hiç kimsenin şüphesini çekmeyecek şekilde planlayarak uygulatırlar. 1978 Maraş olayları binlerce insanın yaralamasına ve yüzlercesinin ölümüne sebebiyet veren olayı gerçekleştirdiler. Bu olayda Türkiye halkı arasında güçlü bir nifakla beraber öfke ve ayrılığa sebebiyet verdiler. Bununla yetinmediler insanlar arasında meydana getirmiş olduğu bu olayla öfkeyi zirveye ulaştırdılar. Böyle bir ortamda yapılacak iş belliydi. 1980 darbeye zemin hazırlayarak darbe yapıldı. Binlerce insan hapiste çürüdü. Bir sağdan bir soldan astık diyerek sanki büyük bir iş başarmışlardı sanki kendileri yapmış gibi böbürlenmeler cabası, üst akıl tarafından kurgulanan darbe planı askerler tarafından gerçekleştirildi. Gençlerimizin bir kısmı öldürüldü, bir kısmı hapis hücrelerinden çürüttürdü. Ülke 50 yıl geri gitti. Siyonistlerin istediği de buydu zaten.

Bugün yine halkımızı iki önemli aktör karşısında perişan olmuştur. Biri dini kullanarak kitleleri kendi istediği istikamete yönlendirerek üst aklın planlarını uygularken toplumu ayrıştırmaya, sevgi yerine nefreti, güven yerine güvensizliği aşılayarak Ülkeyi uçurumun kenarına getirdi. Allah' bu millete acıdı. Küfrün planlarını tersine çevirdi. Bugün halk ve iktidar kendi ayakları üzerinde durmak istemekte ve halkıyla birlikte bunun mücadelesi vermektedir. Ancak Üst akıl pes etmeyecektir. İktidarın bunların oyunlarına karşı uyanık olması lazımdır. Oyunların farkına varıp deşifre ederek uygulamak istediği planlar tersine tersine çevirebilir.

Üst aklın işi değilse, Türkiye'de Fetö liderinin tüm kurumlarda borusu ötmekteydi. Milli duyguları taşıyan vatanı seven bir bürokratın yükselme talebi siyasiler ve diğer yetkililer bin dereden su getirirken; Fetö'nün adamı şoförlükten müdürlüğe ve ya daire başkanlığına yükseltiliyordu. Peki, sıkıntı ne? görevin bilincinden ve işin ehli olanlar ise binlerce kural önüne konuluyor. Onları geçmek mümkün değildir. Tüm bunlara rağmen Fetö'ya ne oldu. İslam cemaat görünümden, birden ahtapotlaşan, ülkeyi sarmalayan ve Suriyeleştirmek için harekete geçen bu örgüt gerçek yüzünü ortaya koydu. İşte bu da PKK gibi, Üst aklın Türkiye Devletine ayar çekmek için kullandıkları en büyük argümanlarındandır.

Üst aklın Türkiye üzerinde kurgulanan planlarını etkisiz hale getirmek için her şeyden önce siyasiler, siyasi faaliyetlerini yaparken birliğe zarar verecek davranışlardan kaçınmalı, üst aklın oyunlarına müsaade etmemelidir. Üst aklın katkılarıyla iktidarı altın tepsiden sunsalar bile dikkate alınmamalı, çünkü bağımlı bir ülkede kral olmaktansa özgür bir ülke de çoban olmayı tercih etmeliyiz.

Devlet adalet mekanizmasını aktif hale getirerek, tüm vatandaşların kanun karşısında eşit muameleye tabi tutulmalıdır. Memuriyette liyakat ön planda tutulmalıdır. Her vatandaş her memur hamisini, bir cemaat değil, güçlü başka birileri değil de devlet olmalıdır.

Bu da hukukun kuralları ön plana alınmalı ve hukuk herkese aynı şekilde işlenmelidir. Kısacası üst aklın sızabilecek ve fitneyi yayabileceği delikleri böylelikle kapatılmalıdır. Halk Devletinin arkasında olduğunu göğsünü kurşunlara ve tanklara vererek ispat etti. Devletin ve İktidarın görevi de bu halka hizmetin en iyisini verebilme çalışmasını göstermeli ve vatandaşları ayrıma sebebiyet verecek davranışlardan kaçınmalıdır.

Eğer devletimiz bunları yaptığı zaman mitingden alınan mesajın uygulamaya geçildiğinin bir ifadesidir. Diyebiliriz. Bu miladı, toplum olarak iyi değerlendirmeliyiz. Üst aklın elinde ki kozların tamamını alabilmek için devletin bunların faaliyetlerinden haberdar olmalı ve bu konuda halkı aydınlatmalıdır. Bu çalışmalarla mümkün olacağının inancındayım. Aslında düşmanla savaş süreklidir. Sen savaşa hazır olmazsan sana karşı her an harekete geçebilirler. Bu toplum gerekli fedakârlığı gösterdi. Rüştünü yine ispatladı. 15 Temmuzda 2016'da yine bir destan yazdı. Bu destanın en iyi bir şekilde değerlendirileceği inancı içerisindeyim.

Bu yazı 1183 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum