Kadir BÜYÜKKAYA

Kadir BÜYÜKKAYA

[email protected]

YUREĞİNDEN YARALI BİR ANA

17 Haziran 2011 - 21:00

YUREĞİNDEN YARALI BİR ANA

Yüreğinden yaralı
Yorgun mu yorgun
Bitkin bir ana
Bir gece vakti
Döndü bir o yana
Bir bu yana
Aman vermiyordu
Ciğerine oturan
O hain yara
Ve dondu
Döndü bir o yana
Bir bu yana
Dikti gözlerini
Baktı bir tavana
Bir duvara
İsyan etti
Yüreğine oturan
O sinsi yaraya
Ve
Döndü bir o yana
Bir bu yana…
Yaşlandı Ana
Yaslandı duvara
Doğruldu zor bela
Yöneldi kapıya
Yürüdü
Beton balkona
Tutundu sımsıkı
Tutundu demir parmaklıklara
Baktı dört bir yana
Bir o yana
Bir bu yana
Kimsecikler yoktu ortalikta
Ay parliyordu uzakta
Yildizlar parliyordu uzaklarda
Cok uzaklarda


Baktı Ana
Baktı bir o yana
Bir bu yana
Dikti gözlerini
Sabit bir tek noktaya
Ve
Baktı hep doğuya, hep doğuya
Baktı uzaklara
Çok uzaklara
Sonra
Düşündü ana
Düşündü kara kara
Yüreğinden yaralı yorgun ana...

Çocukluğu geldi aklına
Kaydı gitti
O kadim zamana
Ne çok sevmişti
Dağ orman
Köy harman
Bağ bostan dolaşmayı
Ne çok sevmişti
Kuş kelebek
Börtü böcek
Gül çiçek sevmeyi
Ve
Nasıl sevmişti
Fıratın çılgın akışını
Kuşluk vakti
Keklik sesini
Dağ bayır
Kekik reyhan kokusunu .....
Ne çok sevmişti
Soğuk akşamlarda
Bacı kardaş
Hısım akraba
Hep bir arada
Ve
Bir yatakta
Gün görmüş ninelerden
Asırlık dedelerden
Masal destan dinlemeyi
Ne çok sevmiş
Ve nasıl da inanmıştı
O her akşam
Tekrar tekrar
Anlatılan
Ve her defasında
Mutlulukla biten
O yedi kardeş masalına
Nasıl inanmış
Ve nasıl da sevmişti…


Düşündü ana
Düşündü kara kara
Yüreğinden yaralı
Yorgun ana
Gençliği geldi aklına
Hep gülerdi
Ağız dolusu
Katıla katıla
Söylerdi hep
Ne gelirse ağzına
Ne düşerse aklına
Ve gülerdi
Ağız dolusu
Katıla katıla
Sonra
Soy asalet
Görgü nezaket
Terbiye marifet
Ar iffet dediler
Vardılar ana baba kapısına
Adet öyle diye
İtiraz etmedi hiç kimseye
Usül böyle diye
Uydu uyacaktı
Her türden, her telden
Kuralsız kurala
Yok demedi
Olmaz diyemedi
Bir hayat sürecek
O kötü kumara
Topladılar öteberisini
Doldurdular
Bir iki çuvala
Bir de bohçaya
Bindirdiler onu
Asil mi asil
En uysalından
Alımlı
Bir küheylan atına




Gönderdiler onu
Hiç bilmediği
Hiç görmediği
Bir garip diyara

Bindirdiler onu
Asil mi asil
En uysalından
Alımlı
Bir küheylan atına
Gelin gönderdiler onu
Karahan dedikleri
Bir acayip diyara...

Düşündü ana
Düşündü kara kara
Yüreğinden yaralı
Yorgun ana
İlk çocuğu geldi aklına
Beyaz tenli
Ay yüzlü
Kara gözlü
Bir ceylan yavrusu
Düştü kucağına
Kokusuna doymadan
Bağrına basmadan
Ecel geldi dediler
Verdiler toprağa
İkinci çocuğu geldi aklına
Bir ay önceden
Düştü yatağa
Suçsuz günahsız
Bir sebi getirdi dünyaya
Sesini duymadan
İsmini koymadan
Ecel geldi dediler
Koydular mezara

Sonra diğerleri geldi aklına
Doğurmuştu
Kimisini yazda baharda
Kimisini karda yağmurda
Hepsine star siper olmuştu
Bu yaman mı yaman yalan dünyada
Yaşanacak o en güzel günler
Söylenecek o en güzel sözler
Ertelenmişti hep bir başka bahara
Böyle varmışlardı karara
Yaklaşmışken o güzelim bahara
Bir bela geldi yapıştı yakasına
Bayrama bir iki gün kala

Yüreğine oturmuştu
Hain mi hain
Sinsi bir bela
Hiçbir şey
Kar etmiyordu o hain
O nusibet yaraya
Yaşanacak o en güzel günler
Söylenecek o en güzel sözler
Düşte rüyada kalmıştı
Ve hiçbir şey
Kar etmiyordu
Yüreğine oturan
O hain yaraya
Biliyordu,
Birkaç gün
Birkaç gecesi kalmıştı
Bu rezil diyarda
Baktı ana
Baktı bir o yana
Bir bu yana
Dikti gözlerini baktı
Sabit bir tek noktaya


Ve
Baktı hep doğuya hep doğuya
Ve çok uzaklara
Sonra döndü odaya
Uzandı upuzun
Uzandı dert yatağina
Döndü bir bu yana
bir o yana
Aman vermiyordu
Yurekte ki yara
Dikti gözlerini
Baktı baktı
Bir o yana
Bir bu yana
Baktı duvara
Bakti tavana
İsyan etti
Yüreğine oturan
O hain yaraya
Yumdu gözlerini
Yüreğine sakladi
Söylenecek o en son sözleri
Ve
Titredi yurek
Titredi tavan, titredi duvar
Yıkıldı han hanedan
Yikildi dem devran
Diline dolandi
Yuregine sakladigi
O en son sozler
"Yazan böyle yazmış oğul" dedi
"Ben ne edem"
Devrildi duvar
Devrildi tavan
Devrildi dem devran
Yıkıldı han hanedan




Titrek dudaklarında bir veda öpücüğü
İnce yanaklarında
Mübarek bir çiğ tanesi
Ela gözlerinde
Kadere lanet türküsü
Ve
Yaralı yüreğinden
Yükselir bir nidayı elveda
Çarpar
Bir o duvara
Bir bu duvara
Yankılanır gece boşluğunda
Yankılanır uzaklarda
Yumulur gözler
Durululur yürek
Son bululur
Onca acıya sebep
Dert keder
Gam illet
Durulur yürek
Merhaba der
Gelir sükun sükunet

Titrek dudaklarında
Bir veda öpücüğü
İnce dudaklarında
Mübarek bir çiğ tanesi
Ela gözlerinde
Kadere lanet türküsü
Yaralı yüreğinden
Yükselir bir nidayı elveda
Çarpar bir bu duvara
Bir o duvara
Yankılanır gece boşluğunda
Yankılanır uzaklarda

KADİR BÜYÜKKKAYA
VENLO/Hollanda

Bu yazı 1281 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum