Abdurahman Deniz Uğurlu

Abdurahman Deniz Uğurlu

[email protected]

Hakkımızı helal etmiyoruz 7

18 Nisan 2009 - 21:00

Tıp Fakültesinin Acil bölümü önündeki manzara  insanı farklı dünyalara alıp götürüyordu. Hastaneye alınmadıkları için hastalarını dışarıda bekleyen hasta yakınları, hastanenin bahçesinde yere serdikleri battaniyelerde veya arabalarının içlerinde uyuyorlardı. Çok sevdiğim baba annem ve amcam da bu hastanede vefat etmişlerdi. Bölgenin en büyük araştırma hastanesi olduğundan bölgedeki hemen hemen tüm ciddi hastaların ilk uğrak yeri Dicle Fakültesi oluyordu.Denilebilir ki, bölgedeki insanların en az bir yakını bu hastanede hayatını kaybetmiştir.

Muhammed Enes’i çocuk acil bölümüne götürdükten sonra, bizi Diyarbakır’a arabasıyla getiren arkadaşı Siverek’e dönmesi için ikna ettim.


Muhammed Enes ise neye uğradığının şaşkınlığıyla etrafına anlamsız bir şekilde bakıyor, olaylara herhangi bir anlam veremiyordu. Uykusu tamamen dağılmış, adeta başına gelecekleri tahmin etmeye çalışıyordu.

Çocuk Acil bölümündeki doktor Muhammed Enes’in bacağına baktıktan sonra bizi Dicle Üniversitesi Ortopedi bölümüne sevk etti. Ortopedi bölümüne giderken saatime bakınca güneşin doğmak üzere olduğunu fark edip, koridor arasında sabah namazını eda ettim.


Ortopedi bölümünde bir uzman, bir de stajyer doktor nöbetçi bulunuyordu.Bizi 25-26 yaşlarında zayıf, esmer, 1.75 boylarında genç stajyer doktor karşıladı. Şikayetimizi sorunca da Muhammed Enes’in başından geçenleri kısa bir şekilde doktora anlattım. Doktor, Muhammed Enes’in bacağına baktıktan sonra bize bir ömür boyu unutamayacağımız kötü haberi verdi. Doktor, M.Enes’in bacağının kırık olduğunu söyledi. Bu haber ile  beraber adeta başımıza kaynar sular dökülmüştü. Ama böyle bir şey nasıl olabilirdi ki, daha dün çekilen filmde ayağında herhangi bir sorun gözükmüyordu.Ayrıca biz hastaneye kırık için değil bacakta oluşan ödem için gelmiştik.


Stajyer Doktor daha sonra yan odada bulunan Uzman Doktorun kapısını çaldı. Uzman doktor nöbetçi olmasına rağmen odasında uyuyordu. Uzman doktor uykusunun tam güzel yerde bölünmesinin kızgınlığıyla stajyer doktora bakıp,


-Ne var A…
-Hocam bu çocuğun ayağına bakar mısınız ? Aile bacakta ödem şikayetiyle Siverek’ten gelmiş. Ama bacakta kırık var.


Çocuğun bacağına bakan uzman doktor, stajyer doktor gibi bacakta kırık olduğunu söyledi. Bizi kan tahlili ve film için tekrar acil bölümüne gönderdi.Biz ise kesinlikle ayakta kırık olduğuna inanmak istemiyorduk.Çekilen film ile beraber doktorların yanılmış olacağını umuyorduk.
 
M. Enes’i tekrar acil bölüme götürüp bin bir zorlukla kan tahlilini yapıp, bacağının filmini çektık.Film çıkar çıkmaz filme baktığımda ise gözlerimize inanamıyorduk.Bacaktaki kırık hemen göze çarpıyordu.İlk aklıma gelen ise stajyer doktorun bacağı kontrol ederken bacağı kırdığı şüphesiydi.
Tekrar ortopedi bölümüne gittikten sonra stajyer doktora filmi gösterdik. Stajyer doktor kendinden emin tavırlarla
 
-Size demiştim bacakta kırık var...Doktora cevap olarak

-Doktor bey, ben buraya kırık için gelmedim, bacağı kontrol ederken siz kırmış olmayasınız dedim.


Doktor bu konuşmamdan sinirlenmiş olacak ki


-Benim bacağı kontrol etmemle bacak kırılmışsa ben ne yapayım, dedi.


Bu durumda doktor ile tartışmanın bir faydası olmayacağını iyi biliyordum.Ama Muhammed Enes’in tekrardan ayağının kırılmış olmasına inanmak istemiyordum.


Stajyer doktor çocuğun ayağını alçıya alabilmek için eczaneden gerekli malzemeleri almamı istedi. Ben de çaresiz bir şekilde eczaneye gidip gerekli malzemeleri aldım..


Yine başa dönmüştük. 3 aydır Muhammed Enes’în yaşadıkları tekrardan yaşanacaktı.


Devam edecek...

 

Bu yazı 1379 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum