Osman İzol

Osman İzol

asitiya_gel@hotmail

KÜRDİSTANİ PARADİGMA ( Zan’dan kopuş)

10 Temmuz 2014 - 06:35

Kurdi zihnimizin organizmasındaki hareketsizliğin başat sebeplerinden olan üretilmiş din’den kopuşun arefesindeyiz. Sorgulamalar ve araştırmalar, yapay olana karşı hız almış durumda.

Şimdiye kadar kardeş olarak bildiğimiz milletlerin haramlarına yanaşmadık, zira bunu takva olarak belledik. Bu gidişat bizim onlarca yılımızı aldı. Kitaplıklarımızdaki kaynaklara müracaat edersek içinde bulunduğumuz vaziyeti daha iyi anlayabiliriz.

Kütüphanemizde bize ait gerçek kaynaklarımız neredeyse yok. Çeviri eserlerin okuyucuları ve sipariş edilmiş din'in müminleri olmanın ötesine geçemedik. Bunun içindir ki başkalarının koyduğu haram bizim de sınırımız oldu. Ve biz başkalarının helalleri için sevap peşine düştük. Neticede tabii olarak elde edilen kazanımların hiç biri bizim deftere işlenmedi. Çünkü defterimiz, yani “devletimiz” yoktu.

Şimdi ise topraklarımızı işgal eden sistemlerin eliyle, üretilmiş din anlayışının haramları, dikkatimizi çekmiyor artık.

Bu vesileyle helaller'in ne olduğunu öğrenme şansını yakaladık. Söz konusu aşamayla, gözümüzün üzerindeki perde de kalkmış oldu. Kardeş kodlar ile zihnimizin karşısına çıkan bütün tekliflerin kaynağına inebildik. Hayat dediğimiz şey, meğerse insanın kendisi olmayı başarabilmesiymiş. Dünya üzerinde kendi rengi ile var olabilme gerçeğini kendi asli kodlarımıza ulaştıktan sonra anladık.

Bu asli kodlara ulaşmak, uyutulmuş gerçekliğimizin hareketlenmesine vesile olurken, aynı zamanda kendine has sesiyle diğer milletlere karşı bir çağrıyı da beraberinde getirdi. Ve elbette bu ses birçok kulağı rahatsız edecekti. Çünkü sistem yeniden düzenleniyor ve bu çarkın lokomotifinde Kurdistan anahtarı, olmazsa olmaz bir yerde konumlanmıştı.

Netleşme ve kendi öz rengini alma sürecinde, zaten temelde aynı olmayan ve birbirine dikilmesi mümkün olmayan iki parçanın, yani zalim ile mazlum ittifakının olamayacağını anlamaları için, zamana gerek olduğu açıktır. Suni birleştirme çabalarına maruz kalan Kurd halkı, Özüne dönüş yolunda ciddi kafa karışıklığı yaşayacaktır. Zira yapıştırıldığı parçadan (yapay’dan) koparıldığı parçaya (asıl’a) doğru yol almak ve kendi olmaya doğru evirilmek elbette zor olacaktır.

Çünkü onu diğer milletler ile birleştiren sebebin yolu din, adı İslam ve şemsiyesi ümmet idi. Bu kavramlar üzerinde şekillenen birleşmenin Kürdistanın dört bir tarafında birbirine zıt karşılıkları olurken, yani farklı devletlerin güçlenmesine ve olgunlaşmasına sebep olurken, Kürdistan gerçekliği açısından aynı sonuca varılıyordu. Kurd halkı çaresiz ve sessiz kalıyordu. Netice ise değişmiyordu; belirsizlik ve devletsizlik.

Bu renk karışıklığının giderilmesine dönük hakiki çabaların ortaya çıkmasıyla birlikte, netleşen her meselenin çok kolay bir şekilde benimsendiğini ve Kürdi zihinde rahatlamalar meydana getirdiğine şahit oluyoruz. Kürdi zihinde sağlıklı ve kendine has normal tepkilerin oluşması, sermaye olarak sanılan ve dayatılmış sahte fazlalıklardan kurtulma çabasına yönlendirdi. Aynı zamanda, kendi öz sermayesine, yani Kurdîstani zemin üzerinde varlık amacını keşfetme imkânlarına sahip oldu.

Evet, bu zannedilenden kopuştu. ve kopuş giderek devam ediyor.

Bu yazı 1446 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum