Aşktan söz etmeden önce biraz aşkın biyokimyasına değinmek aşk ve anksiyete arasındaki ilişkiyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Nörobilimcilerin son yıllarda aşkın beyinsel/ nörobiyolojik altyapısını araştırmaya başladıkları bilinmektedir. 2000 yılında Semir Zeki ve ekibinin 17 üniversite öğrencisiyle yaptığı bir çalışmada insanların sevdiklerinin resimlerine bakarken beyinlerinde neler olduğunu incelemişlerdir. Aşık olduğumuz kişinin resmine bakarken beyinde belli bölgeler özellikle uyarılıyor. Beyinde ki ödül sisteminin ana parçaları olan kortekste; medil insula, anterior singulat korteks hemen harekete geçiyor. Nöropsikolog Öget Öktem Tanör Aşkın Nöral Temelleri yazısında, aşık olunan kişinin resmine bakarken uyarılan bu ödül bölgelerinin kokain kullanıldığı zaman da uyarıldığını söylemiştir (özellikle ventral tegmentum ve nükleus akkumbens) uyarılmıştır. Aşktan söz ederken Hipotalamus’tan salgılanan oksitosin (bağlanma ve aşk hormonu) olarakta bilinen bağlayıcı hormonunu da bilmek gerekir. Nörolojik olarak ele aldığımızın dışında Aşk ; karşılıklı anlayış, saygı, sadakat ve destek gibi değerlere dayanan insanların birbirlerine duydukları derin duygusal bir bağ ve sevgi hissidir. Romantik aşk genellikle bir kişiye fiziksel ve duygusal çekim hissetmeyle başlar, insanların hayatlarına anlam ve mutluluk katar. Ancak, bazen hayal kırıklıkları kıskançlık, güvensizlik gibi zorluklar da yaşamak mümkündür.
İşte tam da bu noktada aşk anksiyete yaratabilir mi buna değineceğiz.
Anksiyete genellikle endişe, korku ve belirsizlik duygularıyla ilişkilendirilen bir durumdur. Özellikle ‘belirsizlik, korku ve endişeyle’ ilişkilendirilen bir çok durum aşk ilişkilerinde ortaya çıkabilir. Örneğin, bir ilişkideki gelecek belirsizliği, karşılıklı duyguların net olmaması veya bir partnerin diğerine olan sadakatini sorgulaması gibi durumlar ilişki anksiyetesine neden olabilmektedir. Bu durum kişilerin günlük işlevselliğini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ancak, herkesin deneyimleri farklıdır ve aşk ilişkileri her zaman anksiyeteye neden olmaz.
Öte yandan, yaşadığınız duygu sürekli bir endişe, korku veya gerginlikse, bu durum anksiyeteye işaret ediyor olabilir. Belirsizlik, güvensizlik veya kontrol kaybı gibi faktörler, ilişkinizde anksiyete hissetmenize neden olabilir.
Bir duygunun aşk mı yoksa anksiyete mi olduğunu belirlemekte zorlanıyorsanız bir terapistten destek almak faydalı olabilir. Onlar size duygularınızı anlamanızda ve bu duyguları ele almanızda yardımcı olabilirler.
Sevgiyle Kalın.
FACEBOOK YORUMLAR