Veysi Çakmak

Veysi Çakmak

Veysi Çakmak
[email protected]

İbadetin özü

11 Haziran 2021 - 16:25

Her şey "öz" den ibarettir.

Özsüz hiçbir madde mevcut değildir. Toprağın özü mineraller,ağaçların özü meyvelerdir. Kâinatın özü insan, insanın özü ise Resulullah’tır.

Namazın özü secde, orucun özü azaların terbiyesidir. Zekâtın özü fakir-fukarayı gözetmek, haccın özü ise günahlardan arınmaktır.

Her şeyin bir özü olduğu gibi ibadetlerinde özü vardır Evet, ibadetin özü ise "dua"dır. Duadan yoksun yapıla gelen ibadetler, eksik ve nakıstır. İbadet, dua ile ancak tamam ve kemale erer.

Kulluk sadece ibadetten ibaret değildir. Çünkü nice yapılan ibadetler vardır ki sahibine zerre kadar fayda sağlamaz. Kulluk yaptığını zannederek mağrur olan birçok mahlûkat mevcuttur. Bunun başında şeytan gelmektedir. Mağrurluk öyle benliğini sarmıştı ki Allah'ın Adem’e secde et emri ona ninni gibi gelmişti. Neredeyse Allah ile cedelleşmeye giriyor. Netice yüzyıllar boyu yapıla gelen ibadet, bir anlık gaflet ile heba olup gitti. Ona fayda sağlamadığı gibi alçaklıktan da kurtaramadı.

İbadetler bilinçli ve ihlaslı yapıldığı zaman bir kıymete layık olur. Bilinçsiz ve ihlassız yapılan ibadetlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.  Adet yerini alan ibadetler, maalesef hareketlerden teşekkül spordan ibarettir. İbadet bizi yoktan var eden Rabbimize karşı kulluğumuzun göstergesidir. Allah indindeki makbul ibadet, ihlas ve acziyet barındıran ibadettir. İçinde acziyet olmayan bir ibadet, gerçek manada ibadet sayılmaz. İşte dua, bu eksikliği tamamlayan yegâne sebeptir.

Dua, acziyetini idrak etme makamıdır. Dua, bir hiç olduğunun farkına varma bilincidir. Dua, kar-boran fırtınalı bir zamanda sağ salim bir şekilde limana sığınmadır. Dua, mümine silah ve kalkandır. Savaşlar ve kavgalar nasıl silahsız ve kalkansız yapılmıyorsa aynı şekilde müminde duasız olamaz. Zalim, despot ve kan içicilerin Allah’a havale etme makamıdır dua. Çaresizlik içinde bocalarken, zalimleri bed kurşunu ile alnının tam ortasına vurma adıdır dua. Ağır ve yorucu bir iş sonunda alınteriye karşılık alınan ücrettir dua.

Evet, dua bu kadar önemlidir. Duası olmayan yâda duaya fazla ehemmiyet ve önem vermeyen kişi, benim yardıma ihtiyacım yoktur. Yâda benim Allah’a ihtiyacım yoktur demeye getiriyor aslında.

Hayat aslında duadan ibarettir. Tasarladığımız, niyet ettiğimiz tüm programlarımız duaya bürünmüş halidir. Önce kurguluyoruz sonrasında hayata geçirmek için harekete geçiyoruz. İşte dua tam da budur. Hayata yansıttıklarımız ve karşılığında bize dönen. Fiili olarak yaptığımız duaların karşılığıdır. Attığımız adım, yürüdüğümüz yol, yaptığımız icraatlar ve tüm söz ve davranışlarımız, duanın şekile girme programıdır.  Namaz da aslında şekilden ibaret bir münacaat ve bir duadır. Namazımızın ikamesi duamızın ciddiyeti ile orantılıdır. Ne kadar dua o kadar yakınlık. Ne kadar dua o kadar kurbiyyet. Secdelerimiz de, bu kurbiyyetin en hassas ve en özel mahalidir. Gözyaşlarıyla buluşan samimi dualar nice hayırlı kapıların açılmasına namzettir.

Dua Allah ile buluşmadır. Elindeki nedir ey Musa, sorusuna karşılık asamdır la yetinmeyip asanın icraatlarını da Rabbine arz eden bir peygamber aslında bize şunu demek istiyor. Rabbinizle ne zaman konuşmak istiyorsanız açın ellerinizi O daima sizinle beraber ve konuşmalarınıza cevap verendir. Kimseye açamadığınız bir derdiniz mi var, muhtaç duruma mı düşmüşsünüz, çaresiz bir illete mi müptela olmuşsunuz, yardıma mı ihtiyacınız var, açın ellerinizi o sizi bekliyor. Hatta ne zaman geleceksiniz diye yolunuzu gözlüyor. Hal böyleyken bu bağnazlık bu mağrurluk neye. Bizi Rabbimizle buluşturmaya konuşturmaya engel olan sebep nedir. Sevdiğin bir dostunla, aşkından eridiğin bir kadınla muhabbet etmeye can atarken, seni yaratan içirip doyuran nice nimetler bahşeden Rabbine dil ucuyla, adet yerini bulsun edasıyla, muhatap almana sebep olan nedir ey aciz kul.

Resulüm! De ki: “Eğer kulluğunuz ve yakarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki. Furkan

suresinin 77 ayetini çok derinden tefekkür etmek lazım.  Rabbimiz bizden gönlü kırık bir şekilde yalvarmamızı istiyor. Bize düşende bu çağrıya kulak verip Rabbimizin emrine boyun eğmektir.


Kulluğa yaraşır bir şekilde, acziyetini ve haddini bilerek, gönülden gelen bir sesle, Rabbine yalvarma duası ve temennisiyle.

Bu yazı 871 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum