Xayyât el-Âmedî

Xayyât el-Âmedî

Xayyât el-Âmedî
[email protected]

Kur'an'ı Doğru Anlamak Üzerine

16 Kasım 2021 - 06:59


Bektaşiye sormuşlar neden namaz kılmıyorsun diye demişki Rabbimiz teala yüce kitabında "Namaza yaklaşmayın" ( Nisa 43) buyuruyor. Devamını neden okumuyorsun diye sorulunca ben hafız değilim demiş.

Günümüz Kur'ancı/Mealci/Lafızcı Müslümanların durumu tam olarak Bektaşinin durumuna benziyor. Hiç bir usülü/kuralı olmadan kur'an'dan zihinlerinde hazır bulunan düşüncelerini destekleme ihtimali olan ayet veya ayetin bir bölümünü amaçlarına hizmette malzeme olarak kullanıyorlar. Bu her ne kadar yeni bir söylem süsü verilmeye çalışılsa da hiçte öyle değildir. Hicrî 1. Asrın sonlarına doğru teşekkül eden bazı siyasi fırkalarda da aynı yaklaşımı görebiliyoruz. 

Peki Allah "Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu" (Kamer 17, 22...) buyurmuşken Kur'an-ı doğru anlamak için başka şeye ihtiyaç mı var? Denilirse evet Kur'an-ı doğru anlamak için bir usul olmazsa durumumuz bektaşiden pekte farklı olmaz.

Mesela denizden bir damla mesabesinde olan şu usul kaidesine bir bakalım. Kur'anda ayetlerin bir zahir birde nass anlamı vardır. Haşr suresi 7. Ayette Rabbimiz "Peygamber, size ne verirse onu alın ve neden vazgeçmenizi emrederse ondan vazgeçin..." buyurmaktadır. Bu ayet ganimetle ilgili bir ayettir. Öncesinde ondan bahsetmektedir. Dolayısıyla ayetin nass anlamı "peygamber size ganimetten ne verirse alın neden vazgeçmenizi emrederse de vazgeçin" olur. 

Zahir anlamı ise Ayeti bağlamından kopararak genel şekliyle anlamaktır. Bu şekilde yani bağlamından kopararak ayete anlam vermek caizdir. Çünkü bu manayı destekleyen aşağıda zikredeceğimiz başka ayetler ve Hadisler vardır.

Peygamber’e itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de itaatten yüz çevirirse aldırma! Çünkü biz seni, onların üzerine bekçi olarak göndermedik. (Nisa 80)
Allah ve Rasûlü bir meselede kesin ve bağlayıcı bir hüküm verdiği zaman, mü’min erkek veya mü’min kadının, kendileriyle alakalı o meselede başka bir tercihte bulunma hakkı yoktur. Kim Allah ve Rasûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. (Ahzab 36)
Resûlullah (sas) şöyle buyurdu: "Ben sizi kendi hâlinize bıraktığım müddetçe siz de beni bırakın. Sizden öncekiler, çok soru sormalarından ve peygamberlerinin buyrukları üzerinde ihtilâf etmelerinden dolayı helâk olup gitmişlerdir. Size bir şey emrettiğimde gücünüzün yettiğince onu yapın, size bir şeyi yasakladığımda da onu terk edin" (Müslim, Hac, 412)

Zikrettiğimiz delillerden dolayı ayeti bağlamından kopararak zahir anlamını almak caizdir. Ancak Bektaşinin yaptığı gibi ayeti bağlamından kopararak mana vermek caiz değildir. Çünkü bunun tam tersi namazı emreden çok sayıda delil vardır.

Yukarıda Kur'an-ı Kerim'in kolay anlaşıldığı ile ilgili ayete gelince ayet son derece açıktır. Ayette öğüt alma bakımından bir kolaylıktan bahsedilmektedir. Hüküm çıkarma bakımından bir kolaylıktan bahsedilmemektedir. O halde Allahın kelamını oyuncak etmeme adına işimiz olmayan alanlara müdahil olmadan işi ehline bırakalım. Kerim kitabımızı nasihat öğüt almak için bolca okuyalım hayatımıza tatbik etmeye çalışalım. Hüküm işini fakihlere bırakalım. Yok ben işin hüküm kısmıyla da ilgilenmek istiyorum diyen varsa en azından fıkıh usulünde lafızlar bahsini Ardından da (en azından) imam suyuti'nin el-İtkanı'nı ehil bir hocadan ders alarak okumalıdır. (tek başına olmaz)

Bu yazı 778 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum