Muhakkak ki Allah, evet O, bütün rızıkları veren, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olandır. (Zariyat 58)
Rızık, Yüce Allah (celle celaluhu) tarafından canlılara verilen yenilebilen, içilebilen şeye denir. Allah, rızkı herkese verir. Dağın en uç noktasındaki kartala, suyun en dibindeki balığa, kör gecede kimsesiz biçare olana rızık ulaşır. O’nu inkâr edene, şirk koşana bile rızık verilir.
Rızık; ecel gibi canlı daha dünyaya gelmeden önce Allah’u Teala tarafından belirlenmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de 123 yerde geçen rızık, sadece yeme-içme ile sınırlı değildir. Kuraklık döneminde yağan yağmur, çocuğu olmayan aileye uzun bir aradan sonra gelen salih/saliha evlat, hastayken gelen şifa ve kazanç gibi çoğaltılabilir.
Allah kimseyi rızıksız bırakmaz. Kimse “aç kalacağım” korkusuyla yaşamamalı. Allah’u Teala, o kişiye hiç beklemediği yerden rızıklandırabilir. Nitekim Talâk Suresi’nde “Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter.” diye buyrulmuştur.
Asla rızıktan da ümit kesilmemeli; çünkü rızkı Rabbimizden veren başka kimse yoktur. Haşa Allah’tan başkasından rızık beklemek; Allah korusun şirk koşmaya sevk eder. Yine Mülk Suresi’nde konu ile ilgili şöyle buyruluyor; “Eğer Rahmân size verdiği rızkı kesiverecek olsa, o zaman sizi kim rızıklandıracak olan hani kim?”
Allah’tan rızık kesilmez. “Rızıksız kalacağım” diye endişe de edilmemeli.
Son zamanlarda yaşadığımız hayatta ihtiyaç duyduğumuz/istediğimiz a’dan z’ye her şeye zam gelmekte. Halk, hücum etmiş durumda. Benzin zammından önce petrol istasyonlarında metrelerce araç kuyruğu…. Marketlerde yağ için oluşan izdihamlar! “Bir adet yağ fazla alayım” diye yaşanan tartışmalar hatta kavgalar… Semt pazarlarında yoğunluk; Patlıcan ile 1 kilo et aynı değere sahip… Örnekler çoğaltılabilir.
Tabi “biraz daha fazla kazanayım” diye ürünleri gizleyen stokçuları da unutmamak gerek. Bu şu ürüne zam geleceği duyulur duyulmaz depolara saklanılıyor. Stokçuluk yapmak dinimizce caiz olmadığını bilmek gerek.
Asıl konuya dönmek gerekirse “bu telaş nedir?” Ya da “Fe eyne tezhabun” Ne oluyor? Kıtlık mı geldi, savaş mı çıktı, ne oldu da rehavete kapıldık? Endişeye gerek yok. Asla ve asla rızıksız kalmayacağımızı Rabbimiz zaten bize müjdeliyor.
Rızkın Allah’tan geldiğine iman edilirse kimse rızık konusunda “endişe” duymaz. Bu nedenle rızık; Allah’ın lütfudur ve kesilmez. Az ya da çok olabilir; fakat kesilmez. Şair Nesimi ne güzel demiş; Rızkı veren Hüda’dır, kula minnet eylemem. Allah’a emanet olun.
FACEBOOK YORUMLAR