FIRAT-DER'DEN SAĞDUYU ÇAĞRISI

Siverek Fırat-Der Türkiye'de yaşanan son gelişmelerle ilgili bir basın açıklaması yayımladı.

FIRAT-DER'DEN SAĞDUYU ÇAĞRISI
24 Temmuz 2015 - 09:12

BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ

BASINA VE KAMUOYUNA

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



20.07.2015 Pazartesi günü Suruç’ta Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerinin basın açıklaması yaptığı bir sırada canlı bomba olduğu kesinleşen bir kişi tarafından patlatılan bomba sonucu 32 savunmasız sivil parçalanarak can vermiş 100’ün üzerinde kişi de yaralanmıştır. Bu menfur saldırıyı şiddetle lanetliyoruz. Ölenlerin yakınlarına baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Saldırganın kimliği ve bağlantıları konusundaki karineler İŞİD’i işaret etmektedir. Daha önce de Şengal ve Kobané katliamlarında olduğu gibi bu saldırıda da ilan ediyoruz ki masum insanların canına kast eden bir anlayış ve eylem biçimi asla İslami referanslarla izah edilemez. Yüce İslam dini ve Müslümanlar bu örgütün menfur saldırılarından beridir.

2011’den beri Suriye’de önce halkın masum özgürlük talepleriyle başlayan, sonra küresel ve bölgesel aktörlerin hesaplaşma sahasına dönüştürülen süreç tüm yakıcılığıyla devam ediyor. Suriye’de silahların devre dışı bırakıldığı, çatışmasız bir siyasal geçiş süreciyle halkın seçtiği bir iktidarın ülkeyi yönetmesi en makul seçenek olarak ortada duruyorken, siyasal geçiş seçeneklerini dışlayarak rejimi devirmeye odaklanmış bir dış politikayla ve bu politikanın ürettiği pratiklerle Türkiye’den Suriye’ye militan akışına göz yuman, muhalifleri kendi şehirlerinde örgütlemeye çalışan, başka ülkeler tarafından finansmanı karşılanan silahların Suriyeli muhaliflere teslimi konusunda geçiş güzergahı olan Türkiye’nin dış politikasını ciddi manada gözden geçirmesinin zamanı çoktan gelmiştir. Yanlış Suriye politikasının yarattığı iklimin bir sonucu olan Reyhanlı dahil bu tür katliamlardan hükümet kendini siyasi sorumluluk bağlamında bigane tutamaz.

Mısır’da darbeyle devrilen Mursi ve Müslüman Kardeşlere gayet mantıklı bir şekilde tavsiye edilen silaha sarılmama tavsiyesinin Suriye için de geçerli olmaması ancak bir çelişki olarak ifade edilebilir.

Ayrıca bölgesel bir sorun hale gelmiş olan Kürt sorunuyla ilgili politikaların açmaza girdiği bir süreçte, sorunun çözümünün adeta ABD’ye terk edildiği izlenimi ciddi kaygılar uyandırmaktadır. ABD’nin İŞİD’le ilgili tutumu iki yüzlüdür. ABD, bölgenin yeniden dizaynında İŞİD’i önemli bir aktör olarak görmekte ve gerektiğinde vuran, gerektiğinde göz yuman bir politika izlemektedir.

Bölge ülkelerinin kendi aralarında oturup çözmesi gereken (Suriye, Irak, İran ve Türkiye) Kürdistan sorununun mezhepsel, etnik ve bölgesel güç olma yarışının yarattığı kaygılarla ötelenmesi, küresel emperyal aktörlerin müdahalesini beraberinde getirmektedir. Bunların başında gelen ABD’nin üreteceği her bir çözümün bölgeyi on yıllarca yeni kaoslara sürükleyeceğini hatırda tutmak gerekmektedir. Kürt sorununa kalıcı çözüm ancak bölge ülkelerinin iş birliğiyle sağlanabilir.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız perspektiften hareketle, Suruç katliamı üzerinden ve dolayısıyla Kürtler üzerinden bir kaos planının devreye sokulmaya çalışıldığı aşikardır. Kaos planları sükunetle, sağduyuyla boşa çıkarılır.

Bu manada halkı silahlanmaya ve tüneller kazmaya çağıran, sürecin bittiğini ifade eden açıklamalar kaosa hizmet etmekten başka bir işe yaramaz. Öte yandan saldırı gerçekleşir gerçekleşmez saldırı ile hükümet arasında organik bir bağ olduğu propagandasını işlemek suretiyle zaten diken üstünde olan toplumsal tansiyonu daha da yükseltmenin ve kutuplaşma yaratarak buradan siyasal rant elde etme çabasının toplumsal sorumluluk bağlamında değerlendirilemeyeceği ortadadır.

HDP’den beklenen tıpkı Amed mitingindeki patlamada olduğu gibi sükunet ve sağduyu çağrısı yapmasıdır. Şehirlerin tekrar çatışma alanlarına dönmesinin kimseye faydası yoktur. Bu durum, Kürdistan’ı toplumsal kargaşa ortamına sürüklemeye çalışanların ekmeğine yağ sürecektir.

Suruç katliamının olduğu gün Adıyaman’da bir askerin ölümüyle sonuçlanan çatışma, bir gün sonra Ceylanpınar’da iki polis memurunun evlerinde infaz edilmeleri, en son bugün Diyarbakır’da bir polis memurunun daha öldürülmesi sürecin büyük yaralar aldığına dair ciddi işaretlerdir. Ölmeyle ve öldürmeyle sonuç alınamayacak bir noktada olduğumuzu hatırlatarak bu saldırıları kınıyor ve ölenlerin ailelerine baş sağlığı diliyoruz.

Hakeza; Suruç katliamından sonraki süreçte, Adana’da dindar şahsiyetleriyle tanınan iki müslümanın katledilmesi, Mersin’de Hüda-Par üyesi bir kişinin yaralanması, Seyhan’da dindar şahsiyetlere ait iş yerlerinin ateşe verilmesi, şehirler arası yollarda araçların ateşe verilmesi vb. şekilde tezahür eden olayları şiddetle kınıyoruz. Bu olaylar toplumsal barışı büyük oranda zedeleyen olaylar olarak kaygı uyandırmaktadır.

Sonuç olarak; Kürdistan coğrafyasının kimseye faydası olmayacak bir çatışma ortamından uzak olmasını, barışın dilinin güçlendirilmesini ve sağduyunun hakim olmasını tüm içtenliğimizle diler, saygılar sunarız.

www.siverekgenclik.com


Bu haber 2614 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Bucak, taziye evlerinde yemek uygulamasına son verdi
Başkan Bucak, taziye evlerinde yemek uygulamasına son verdi
Siverek BILSEM Siverek'in yüz akı olmayı sürdürüyor
Siverek BILSEM Siverek'in yüz akı olmayı sürdürüyor