İKRA-DER: HALKIN İNANCI VE KİMLİĞİ İLE BARIŞIN

Siverek İkra Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği, saat 16:30’da, İlçenin Kanlıkuyu Meydanında, Mustazaf-Der’in
keyfi bir uygulamayla kapatılmasını ve G.antep’te kızını başörtüsü ile okula
göndermek istediği için öğrenci velisine verilen 2 yıl 10 ay’lık hapis cezasını
kınadı.

HABER VİDEO

BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ

Maalesef yargı eliyle son iki haftada
iki cinayet işlendi. Birincisi Mustazaf-Der kapatıldı. Bu Sivil Toplum
Kuruluşlarına yönelik yapılan bir cinayetti. İkincisi Gaziantep’te kızının
başörtüsüyle okumasını isteyen bir anneye 2 yıl 10 ay hapis cezası verildi.
Bunlar gerçektende insani hak ve hürriyetlere, dini hak ve hürriyetlere karşı
üstelik sıradan olmayan hukuk adamlarının işlediği cinayetlerdir. Bu ülkede
hukuk adamları eliyle mazlum ve mustazaf Müslümanlara karşı çok ciddi cinayetler
işleniyor. Bu yapılanlar işlenen son cinayetlerdir"

Allahu
Teala " (Ali İmran-104)"  Sizden
hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun…
düsturu ve şuuruyla 11 Eylül 2004 tarihinde kurulan Mustazaf Der mazlum ve
mustazaf halkın yanında olmuştur. Mustazaf Der, Hakkın emrinde, Müslüman halkın
duygularına tercüman olmuş, hizmetten geri durmamıştır. Gerek muhtaçlara
yaptığı yardımlar ve gerekse düzenlediği etkinliklerde yüz binleri
buluşturmasıyla Müslüman halkın gönlünde yer etmiştir. Camianın hayırlı
hizmetlerini hazmedemeyen kirli ve derin güçler Mustazaf Müslümanları sürekli
olarak kural tanımaz bir şekilde saldırmışlardır. Bu saldırılara karşı sürekli
itidal çağrısında bulunulmuş kurulan tuzakları ve tezgâhları boşa
çıkarmıştır"

Mustazaf-der
ve ona bağlı şubeler hakkında verilen kapatma kararı neticesinde Allah rızası
için mücadele veren kardeş STK’ lar bizim nazarımızda şehittir. Yani hukukun
eliyle Mustazaf-der Şehit edilmiştir.

Mustazaf Der'in kapatılmasına yönelik öne
sürülen bahanelerin hiçbirinin gerçek olmadığını çok iyi biliyoruz.

"-
Mustazaf Der, iki cihan serverimize Danimarka'da karikatürle hakaret yapıldığı
zaman buna sessiz kalmamış, meydanlar dökülmüş ve peygamberimize sahip çıktığı
için kapatılmıştır.

- Mustazaf Der, Kuran'a saygısızlık yapılırken Kuran'a sahip çıktığı için
kapatılmıştır.

- Mustazaf Der, bu ülkede bir kangren haline getirilen birçok bacımızın
gözyaşlarını akıtılmasına sebep olan, birçok kardeşimizi mağdur eden işsiz
bırakan başörtüsüne sahip çıktığı için kapatılmıştır.

- Mustazaf Der, onun sünnetine tabi olduğu için kapatılmıştır.

-
Mustazaf Der, Kürt sorununun İslami temeller içerisinde çözülmesini istediği
için kapatılmıştır. Ümmetin yetimlerine sahip çıktığı için kapatılmıştır"

 "Türkiye, tarihinde böylesine yoğun hayır
faaliyetleri içerisinde bulunan ve geniş halk kitlelerine sahip bir sivil
toplum kuruluşuna şahit olunmamıştır.

Tüm
halkın gündemine ahlaki ve insani değerleri yerleştirme etkisine sahip böylesi
bir Sivil Toplum Kuruluşu'nun kapatılma kararı kime ne fayda sağlayacaktır.
Doğrusu bir anlam veremiyoruz."

"Hukuk
devletinde olması gereken ; devletin anayasal kurum ve kuruluşları ile
toplumsal barışın sağlanabilmesi için, farklı düşüncelerdeki tüm legal
yapıların faaliyetlerini koruma altına almak değil midir.

"Şimdi,
değerli Müslüman halkımıza soruyoruz?

-İnsanlarımızın
dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmek için gerekli çabaları sarf etmeleri suç
mudur?

-Mukaddes kitabımız Kuran-ı kerim'e ve Hz. Muhammed(s.a.v)'e yapılan
hakaretleri kınamak suç mudur?

-Yüce kitabımız Kuran-ı kerim dersini vermek suç mudur?

-Tesettür farzdır. Tesettürü savunmak suç mudur?

-Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) in mevlit kandilini kutlamak suç mudur?

-Fakir
ve fukaraya yardım etmek suç mudur?

Mustazaflar ile Dayanışma Derneği kurulduğu tarihten bugüne kadar, toplumun
içinde geniş bir tabanı bulunan toplumun her türlü sorunları ile ilgilenen
,ezilmişlerin, yoksulların,fakirlerin, yetimlerin, mazlumların ve
yalınayaklıların gür sesi olmuştur.

Fakat
söz konusu kararla Mustazaflar ile Dayanışma Derneği Türkiye genelinde 30'a
yakın şubesi, yönetici, üye ve yüzbinlerce gönüldaşının savunması alınmadan
keyfi bir tutumla cezalandırılmış, dernekleri kapatılmıştır."

Bu
hukuksuz yargı kararının; düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik önyargılı
tahammülsüzlüğün kara bir lekesi olarak tarihe geçecektir. "Bizler Peygamber
Sevdalıları Platformu Üyesi Siverek İKRA-DER olarak, bugün Mustazaflar ile
Dayanışma Derneği hakkında alınan bu  kararı kabul edilir bulmadığımızı, deklare
edip bu kararın vicdanlarda açtığı yaranın, ülkemiz için son yara olmasını
temenni ediyoruz. Kendini yasal zeminde ifade etmek isteyen hiçbir Sivil Toplum
Kuruluşu kapatılmamalıdır.

Mustazaflar ile Dayanışma Derneğinin kapatılması kabul edilemez bir
hukuksuzluktur.

"Türkiye'nin normalleşme sürecine girdiği,
darbecilerin yargılandığı, sivil anayasa tartışmalarının yaşandığı, dindar
nesil yetiştirme nutuklarının atıldığı bu süreçte, yaptığı hizmetlerle yüz
binlerin gönlüne taht kurmuş ve halka mal olmuş böylesi bir derneğin tüm
illerdeki şubeleriyle beraber kapatılmasını nasıl makul görebiliriz?"

Yeni anayasada her renk rahatlıkla kendini ifade
edebilecekti. Komünist, faşist ve laiklere tanınan haklar dindar kesime
tanınmıyor...  Yapılan düzenlemelerden,
dağıtılan adaletten özellikle muaf tutulmaya çalışılıyor. Söz konusu dindarlar
oldu mu, hukuk, insanlık, adalet ve eşitlik geçerliliğini yitiriyor. Yeter
artık bu kadar zulüm ve haksızlık. Adaleti kendi çıkarlarınız için bu kadar
kirletmeyin. İnsanların birbirine karşı güven duygularını, kardeşlik bağlarını,
bir arada yaşama umutlarını kırmayın.

Bu inanç ve kararlılık olduğu sürece Mustazaf-Der misyonu,
halktan aldığı çok daha büyük bir teveccüh ve kararlılık ile yoluna devam
edecektir.

Yaşanan hukuksuzlukların sadece bu kapatma kararıyla da
sınırlı kalmamıştır "Daha birkaç gün önce Gaziantep'te kızını başörtüsüyle
okutmak isteyen Güllü Çevik'e 2 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Bu olayda da
Müslüman kamuoyunun ve halkımızın yüreği yaralanmıştır. İşin ilginç tarafı olayın yaşandığı
okula adını veren Şehit Kamil, kurtuluş savaşı sırasında işgalci iki Fransız
askeri beraber yürüdüğü annesinin örtüsüne el uzatınca sessiz kalmamış ve engel
olmaya çalışmış bunun neticesinde de Şehid edilmiştir. Şimdi ise aynı okulda
başörtüsüyle okumak isteyen kızına destek verdiği için cezalandırılmıştır!

İnsanların insani, fıtri ve de inancına dayalı haklarını
talep etmekten daha doğal ne olabilir? Hem bu hakların verilmesi bir minnet ve
lütuf değildir, tamamen insani bir gerekliliktir. Bu tür uygulamalar, " Haydi
kızlar okula!" sloganının içinin ne kadar boş olduğunu gösteriyor.
Evet, kızlar okula ama örtünüzden, iffetinizden sıyrılarak mı denilmeye
getiriliyor? Uygulamalar ne yazık ki bunu gösteriyor.

Sormak istiyoruz. Hem kız çocukların
okuması için çaba sarf edeceksiniz hem de diğer yandan kendilerinin istediği
şekilde bozulan yasaları evirip çevirip ceza vereceksiniz. Bu hangi hukuk
kitabında yazıyor? Hükümet yetkililerine soruyoruz. Bu ceza size veya
yakınlarınıza verilseydi nasıl bir ruh halinde olurdunuz? Bu yanlış ve tamamen
keyfi cezayı kaldırmak için vicdan sahiplerini göreve çağıyor ve bu cezayı
veren zihniyeti kınıyoruz.

Sonuç olarak deriz ki; İslami camialara komplo ve tuzak kurmaktan,
iftira ve karalamalarınızdan vazgeçin. Halk ile İslam`ın arasına girme uğraşısı
boştur. İslami Duyarlılığa sahip STK’ların sesini  kesme, başörtülü okumayı engelleme,
bacılarımızı cezaevlerine atma ve derneklerin kapılarına kilit vurma yerine,
sesi olduğumuz halkın, inancı ve kimliği ile barışın.

Ey adaleti ve hukuku öncelediğini söyleyen hükümet, sen de adil ve
tarafsız ol! böylesi hukuk dışı uygulamalara karşı çık! İslami dernek ve kurumlar
üzerindeki baskıyı kaldır! Müslüman halkımızın dini ve dili üzerindeki
engelleri kaldıracak kalıcı düzenlemeleri bir an evvel yap!

 HABER VİDEO