SİVEREK EĞİTİM-SEN'DEN GREV ÇAĞRISI

Lütfü YalgıSiverek Eğitim-Sen Temsilciliği İlçenin Kanlıkuyu Meydanında  4+4+4 sistemiyle ilgili basın açıklaması düzenleyerek grev çağrısı yaptı.

SİVEREK EĞİTİM-SEN'DEN GREV ÇAĞRISI
29 Mart 2012 - 15:07


Siverek Eğitim Sen Tarafından düzenlenen basın açıklamasında 4+4+4 sistemi eleştirilip çocukların iki gün süreyle okula gönderilmemesi çağırısı yapıldı. Eğitim Sen Siverek temsilcisi Abdulkadir Kak okuduğu basın açıklamasında özetle şu bilgilere yer verildi’’ Milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, tüm toplumu yakından ilgilendiren 4+4+4 kademeli kesintili eğitim yasası, eğitim bilimcilerin, eğitim alanında örgülü meslek örgütleri ve sendikamızın bütün itirazlarına rağmen dün akşam saatlerinden itibaren meclis genel kurulunda görüşülmeye başlanmıştır.       
Yasa teklifi genel kurula gelene kadar yaşanan bütün gelişmeler, Eğitim Sen’in ısrarla vurguladığı, düzenlemenin eğitim süresini uzatmaktan çok, eğitimde yaşanan ticarileştirme ve dinselleştirme uygulamalarının önünü tamamen açmaya yönelik olduğunu göstermiştir. Bu temel gerçek, bugün düne göre çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmış durumdadır. 

Eğitim Sen, çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceği açısından son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karşı bugüne kadar çeşitli uyarılarda ve eleştirilerde bulunmuş, teklifin derhal geri çekilerek, bilim insanlarının, sendikaların görüşlerinin alınması gerektiğini savunmuştur. Bütün uyarı ve eleştirilerimize rağmen, Başbakanın özel talimatıyla çocuklarımızın, öğrencilerimizin geleceğinin karartılmak istemesine sessiz ve tepkisiz kalmamız kesinlikle beklenemez.  
      
Sendikamız, daha önce yapmış olduğu açıklamaların bir gereği olarak, 4+4+4 yasa teklifi meclis genel kurulunda görüşüldüğü sırada 28–29 Mart tarihlerinde 2 günlük grev yapma kararı almış bulunmaktadır. Grevimiz, sadece eğitim ve bilim emekçilerinin değil, toplumun önemli bir bölümünün 4+4+4 kademeli eğitim sistemi ile ilgili olarak duymakta olduğu derin kaygıların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 
       Çocuklarımızın geleceğini doğrudan ilgilendiren, 4+4+4 olarak bilinen yasa teklifi dün TBMM’de görüşülmeye başlanmış; yine tüm kamu emekçilerinin, emeklilerin çıkmasını aylardır beklediği 4688 Sayılı Kanunda değişiklik öngören yasa tasarısı da önümüzdeki birkaç gün içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacak düzenlemelerdir.
       Konfederasyonumuz tarafından söz konusu düzenlemelerin geri çekilmesi talebimizi dile getirmek, demokratik tepkimizi göstermek için başta Ankara olmak üzere tüm illerde kitlesel basın açıklamaları yapılması kararlaştırılmıştır. 28-29 Mart tarihlerinde Eğitim Sen üyeleri iki günlük grev gerçekleştirecek, KESK’e bağlı diğer sendikaların üyeleri ile birlikte 28 Mart Çarşamba günü Türkiye’nin tüm illerinden demokratik tepkilerini göstermek ve TBMM’ye seslerini duyurmak için Ankara’ya gideceklerdi. Ankara Valiliği’nden eylemin yapılmasına izin verilmeyeceğine dair açıklamanın ardından İçişleri Bakanlığı ,Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 69648 sayısıyla illere gönderdiği genelge ile arkadaşlarımızın otobüslerinin illerden yola çıkışı engellenmiştir. Türkiye İlan Edilmemiş Sıkıyönetimi Yaşıyor.
      4+4+4 olarak bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na karşı tepkilerimizi demokratik-meşru bir biçimde ifade edebilmek için Ankara’da yapacağımız basın açıklaması hukuk dışı bir biçimde engelleniyor.
       İçişleri Bakanı’nın dün yayınladığı genelgeyle iller adeta polis ablukasına alındı. Arkadaşlarımızın illerden çıkışı engelleniyor. Adana’da 85 arkadaşımız baskıyla, zorla gözaltına alındı. İzmir, Aydın, Balıkesir, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Batman, Urfa, Konya, Hatay, Zonguldak, Tokat illerinden arkadaşlarımızın çıkışları engellendi, anayasal hak olan seyahat etme özgürlüğü ayaklar altına alındı.
      İllerden yapılan engellemeleri aşarak Ankara’ya doğru gelen arkadaşlarımız da Ankara’ya girişlerde engelleniyor. İstanbul gişeler çıkışı, Eskişehir Yolu’nda Ankara’ya 30. km Karayolları Tesisleri’nde Gölbaşı tarafında Jandarma tarafından yollar kesiliyor.
İşte AKP’nin ‘ileri demokrasi’sinin geldiği nokta. Bütün baskı, yasak ve engellemelere rağmen meşru ve demokratik hakkımızı kullanacağız. 
      Ankara Valiliği, “olay çıkar” gibi son derece taraflı bir bakış açısıyla Ankara’da yapılması planlanan kitlesel basın açıklamamızı “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerine Muhalefet Edileceği” gerekçesiyle yasaklama tutumları ile İçişleri Bakanlığı ,Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 69648 sayısıyla illere gönderdiği genelge ile arkadaşlarımızın otobüslerinin illerden yola çıkışlarının  engellenmesi kabul edilemez .  
       Bilinmelidir ki, kamu emekçilerinin kitlesel basın açıklaması yapmasının önünde hiçbir yasal engel yoktur. Yıllardır konfederasyonumuz, sendikalarımız tarafından gerçekleştirilen miting, basın açıklaması gibi eylem ve etkinliklerimize güvenlik güçleri müdahale etmediği sürece hiçbir olay yaşanmamıştır.
     Gerek çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren 4+4+4 kademeli eğitim düzenlemesi, gerekse sendikal alana yönelik önemli değişiklikler içeren düzenlemelerden doğrudan etkilenecek olan geniş kesimlerin tepkilerini alan eylemleri ile göstermek istemesinden daha doğal bir yol yoktur. Kent meydanlarının barışçıl bir şekilde, demokratik tepkilerini ifade etmek isteyenlere kapatılmak istenmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Valiliğin yasaklama kararı anayasaya, evrensel insan hakları ilkelerine ve ülkemizin taraf olduğu uluslar arası anlaşmalara aykırıdır. 
      Biz, bir emek örgütü olarak, her zaman üzerimize düşen görev ve sorumlulukların gereğini yerine getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Meşru ve yasal hakkımızı kullanarak sadece kamu emekçilerinin değil toplumun geniş kesimlerini doğrudan ilgilendiren düzenlemelere karşı demokratik tepkimizi ifade etmek için Ankara’da olmamızı engelleyen  anti demokratik tutumları emek ve demokrasi mücadelemizi  engelleyemeyeceklerdir.

 


      Yasa teklifi genel kurula gelene kadar yaşanan bütün gelişmeler, Eğitim Sen’in ısrarla vurguladığı, düzenlemenin eğitim süresini uzatmaktan çok, eğitimde yaşanan ticarileştirme ve dinselleştirme uygulamalarının önünü tamamen açmaya yönelik olduğunu göstermiştir. Bu temel gerçek, bugün düne göre çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmış durumdadır.  Eğitim Sen, çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceği açısından son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karşı bugüne kadar çeşitli uyarılarda ve eleştirilerde bulunmuş, teklifin derhal geri çekilerek, bilim insanlarının, sendikaların görüşlerinin alınması gerektiğini savunmuştur. Bütün uyarı ve eleştirilerimize rağmen, Başbakanın özel talimatıyla çocuklarımızın, öğrencilerimizin geleceğinin karartılmak istemesine sessiz ve tepkisiz kalmamız kesinlikle beklenemez.         Sendikamız, daha önce yapmış olduğu açıklamaların bir gereği olarak, 4+4+4 yasa teklifi meclis genel kurulunda görüşüldüğü sırada 28–29 Mart tarihlerinde 2 günlük grev yapma kararı almış bulunmaktadır. Grevimiz, sadece eğitim ve bilim emekçilerinin değil, toplumun önemli bir bölümünün 4+4+4 kademeli eğitim sistemi ile ilgili olarak duymakta olduğu derin kaygıların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.         Çocuklarımızın geleceğini doğrudan ilgilendiren, 4+4+4 olarak bilinen yasa teklifi dün TBMM’de görüşülmeye başlanmış; yine tüm kamu emekçilerinin, emeklilerin çıkmasını aylardır beklediği 4688 Sayılı Kanunda değişiklik öngören yasa tasarısı da önümüzdeki birkaç gün içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacak düzenlemelerdir.        Konfederasyonumuz tarafından söz konusu düzenlemelerin geri çekilmesi talebimizi dile getirmek, demokratik tepkimizi göstermek için başta Ankara olmak üzere tüm illerde kitlesel basın açıklamaları yapılması kararlaştırılmıştır. 28-29 Mart tarihlerinde Eğitim Sen üyeleri iki günlük grev gerçekleştirecek, KESK’e bağlı diğer sendikaların üyeleri ile birlikte 28 Mart Çarşamba günü Türkiye’nin tüm illerinden demokratik tepkilerini göstermek ve TBMM’ye seslerini duyurmak için Ankara’ya gideceklerdi. Ankara Valiliği’nden eylemin yapılmasına izin verilmeyeceğine dair açıklamanın ardından İçişleri Bakanlığı ,Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 69648 sayısıyla illere gönderdiği genelge ile arkadaşlarımızın otobüslerinin illerden yola çıkışı engellenmiştir. Türkiye İlan Edilmemiş Sıkıyönetimi Yaşıyor.       4+4+4 olarak bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na karşı tepkilerimizi demokratik-meşru bir biçimde ifade edebilmek için Ankara’da yapacağımız basın açıklaması hukuk dışı bir biçimde engelleniyor.        İçişleri Bakanı’nın dün yayınladığı genelgeyle iller adeta polis ablukasına alındı. Arkadaşlarımızın illerden çıkışı engelleniyor. Adana’da 85 arkadaşımız baskıyla, zorla gözaltına alındı. İzmir, Aydın, Balıkesir, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Batman, Urfa, Konya, Hatay, Zonguldak, Tokat illerinden arkadaşlarımızın çıkışları engellendi, anayasal hak olan seyahat etme özgürlüğü ayaklar altına alındı.       İllerden yapılan engellemeleri aşarak Ankara’ya doğru gelen arkadaşlarımız da Ankara’ya girişlerde engelleniyor. İstanbul gişeler çıkışı, Eskişehir Yolu’nda Ankara’ya 30. km Karayolları Tesisleri’nde Gölbaşı tarafında Jandarma tarafından yollar kesiliyor. İşte AKP’nin ‘ileri demokrasi’sinin geldiği nokta. Bütün baskı, yasak ve engellemelere rağmen meşru ve demokratik hakkımızı kullanacağız.        Ankara Valiliği, “olay çıkar” gibi son derece taraflı bir bakış açısıyla Ankara’da yapılması planlanan kitlesel basın açıklamamızı “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerine Muhalefet Edileceği” gerekçesiyle yasaklama tutumları ile İçişleri Bakanlığı ,Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 69648 sayısıyla illere gönderdiği genelge ile arkadaşlarımızın otobüslerinin illerden yola çıkışlarının  engellenmesi kabul edilemez .          Bilinmelidir ki, kamu emekçilerinin kitlesel basın açıklaması yapmasının önünde hiçbir yasal engel yoktur. Yıllardır konfederasyonumuz, sendikalarımız tarafından gerçekleştirilen miting, basın açıklaması gibi eylem ve etkinliklerimize güvenlik güçleri müdahale etmediği sürece hiçbir olay yaşanmamıştır.      Gerek çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren 4+4+4 kademeli eğitim düzenlemesi, gerekse sendikal alana yönelik önemli değişiklikler içeren düzenlemelerden doğrudan etkilenecek olan geniş kesimlerin tepkilerini alan eylemleri ile göstermek istemesinden daha doğal bir yol yoktur. Kent meydanlarının barışçıl bir şekilde, demokratik tepkilerini ifade etmek isteyenlere kapatılmak istenmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Valiliğin yasaklama kararı anayasaya, evrensel insan hakları ilkelerine ve ülkemizin taraf olduğu uluslar arası anlaşmalara aykırıdır.        Biz, bir emek örgütü olarak, her zaman üzerimize düşen görev ve sorumlulukların gereğini yerine getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Meşru ve yasal hakkımızı kullanarak sadece kamu emekçilerinin değil toplumun geniş kesimlerini doğrudan ilgilendiren düzenlemelere karşı demokratik tepkimizi ifade etmek için Ankara’da olmamızı engelleyen  anti demokratik tutumları emek ve demokrasi mücadelemizi  engelleyemeyeceklerdir.      Yapılan basın açıklanmasının ardından gurup sesiz bir şekilde dağıldı.

Bu haber 2998 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Siverek'te feci kaza 3 ölü, 6 yaralı
Siverek'te feci kaza 3 ölü, 6 yaralı
Siverek Hür Gençlik Gazze için yürüdü
Siverek Hür Gençlik Gazze için yürüdü