"Coronavirus salgınını Ramazan ayı vesilesiyle hayra dönüştürelim"

Hilvan İlçe Müftüsü Enver Polatoğlu, Coronavirus salgınını Ramazan ayı vesilesiyle hayra dönüştürebilmek için önemli tavsiyelerde bulundu.

"Coronavirus salgınını Ramazan ayı vesilesiyle hayra dönüştürelim"
22 Nisan 2020 - 14:19

Rahmet ve mağfiret ayı Ramazan, cuma günü başlıyor. Bu sene Coronavirus (Covid-19) salgını nedeniyle, başta camiler olmak üzere mukabele ve teravih namazı gibi ibadetler, tedbir amaçlı, toplu halde yapılamayacak.


 


Coronavirus salgınını hayra çevirebilmek için çaba gösterilmesi gerektiğini söyleyen Müftü Polatoğlu, "Öncelikle bu salgında hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Allah bu imtihanı bir an önce insanlığın başından kaldırsın diyerek dua ediyoruz. Covid-19 salgını insan hayatına etki etmeye devam ediyor. Salgın sürecinde camilerimizde cemaatle namaza ara vermek zorunda kaldık. Ramazan ayında da tedbir olarak camilerimizde değil, evlerimizde namaz kılmamızın toplumun sağlığı açısından daha doğru olduğu yetkililerimiz tarafından da açıklanmıştır. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim'de Rabbimiz; 'Sizin şer olarak gördüklerinizde hayır olabilir.' diye buyurmaktadır. Bu ayetin verdiği umutla salgın sürecini hayra dönüştürmek için çaba göstermeliyiz. Mesela; ailemizle daha çok vakit geçirme imkânımız olmaktadır. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) 'Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz.' buyurarak evlerdeki ibadetin önemine işaret etmiştir. Bu bakımdan çocuklarımızla birlikte beş vakit ve teravih namazlarımızı cemaatle kılmak suretiyle evlerimizi mescitlere dönüştürelim." dedi.


 


"Kur’an okuyarak evlerimizi Kur’an mektebine dönüştürelim."


 Ramazan ayında camilerde salgın nedeniyle toplu ibadetler yapılamayacağı için herkesin kendi evinde yapması gerekenleri anlatan Polatoğlu, "Kur’an’ın indiği ay hürmetine her gün düzenli olarak bir cüz Kur’an (mukabele) okuyarak evlerimizi Kur’an mektebine dönüştürelim. Tefsir, hadis, siyer, ilmihal ve diğer kitaplardan okuyarak bilgi ve kültürümüzü artıralım. 'Sahurda bereket vardır.' hadisinden ilham alarak bütün aile fertlerimizi de sahura kaldırarak bu bereketten faydalandıralım. İftar sevincini birlikte yaşayarak Allah’a şükrümüzü artıralım. Komşuluk ve akrabalık ilişkilerimizi gözden geçirelim. Bu süreçte gidemesek de telefonla arayarak büyüklerimizin hâl hatırlarını sorup dualarını alalım. Yardıma muhtaç kardeşlerimizi Ramazan'da yalnız bırakmayalım. Zekât, fitre ve sadakalarımızla muhtaçların umudu olalım. Kısaca söylemek gerekirse,  belki de uzun zamandır çocuklarımızla ilk defa bu kadar yakından alaka kurma fırsatımız oldu. Bunu hayra dönüştürmek için elimizdeki fırsatları değerlendirelim." diye konuştu.


Kur’an-ı Kerim'de, orucun ne zaman tutulacağı ile ilgili hüküm olduğunu ve Ramazan ayının tamamen ötelenmesinin söz konusu olmadığını söyleyen Polatoğlu, "İbadetler için bazı kurallar, zamanlar ve şartlar vardır. Bu kuralların bir kısmı Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ile belirlenmiş, bir kısmı da Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vessellem) sünneti ile belirlenmiştir. Farz olan orucun vakti Ramazan ayıdır ve bu Kur’an ile belirlenmiş kesin bir hükümdür. Dolayısıyla oruç ibadetinin zamanı, ayın hareketlerine bağlıdır ve vahiy ile belirlenmiştir. Ramazan ayının tamamen ertelenmesi mümkün değildir. Bu ayda oruç tutmak Allah’ın emri olup farzdır. Ancak sağlık veya başka mazeretler sebebiyle oruç tutamayanlara özel olarak yüce dinimizin sağladığı kolaylıklar ve ruhsatlar vardır. Meşru çerçevede bu ruhsatlardan istifade edilebilmektedir. Ergenlik çağına gelmiş, kadın erkek akıllı her Müslümana oruç tutmak farzdır. Ancak Kur’an’da da belirtildiği gibi hastalık ve başka mazeretler sebebiyle tutulamayan oruç, Ramazan'dan sonraki bir zamanda da kaza edilebilir. (Bakara, 183-185)" ifadelerini kullandı.


 


"Müslümanlar olarak Kur’an-ı Kerim’in getirdiği emirlere sımsıkı sarılmalıyız"


Coronavirus salgını zaman diliminde gayr-ı müslimlerin de bir şekilde Allah’a sığındığını, Müslümanların da Kur’an-ı Kerim’in getirdiği emirlere sımsıkı sarılması gerektiğini ifade eden Polatoğlu, "İnanmak fıtri bir olgudur. Her insan bir şeylere inanma ve dua etme ihtiyacı duyar. İnanmıyorum diyenler bile en zor zamanlarda Allah’a sığınırlar. İhtiraslar ve ön yargılar olmasa, insanlar İslam dinini merak ederek onu araştırma ve öğrenme eğiliminde olabilirler. Ezan sesini ilk defa duyarak bundan etkilenip İslam’ı araştıran nice insanlar vardır. Kur’an’ı dinleyip Müslüman olmaya karar veren nice gayr-ı müslimler vardır. Allah bir insana hidayeti nasip ederse, onu engelleyecek bir güç yoktur. Bugünkü İspanya, bir zamanların büyük İslam medeniyeti olan Endülüs devletinin bulunduğu yerdir. Orada İslam’a dair çok önemli tarihi dayanaklar vardır. Bu sebeple bizlerin şöyle düşünmesi gerekir; dinimiz son din ve bozulmamış tek dindir. Dinimizin koyduğu kurallar tüm insanlığı ihya edecek, barış içinde yaşatacak yeterliliktedir. Kur’an’ın getirdiği emir ve yasaklara uyarak, İslam dinine sahip çıkmalıyız. Müslümanlar olarak sahip olduğumuz İslam’ın değerleri gerçekten çok kıymetlidir. Bunun farkında olmalıyız." dedi


 


Ramazan orucunu tutamayacak durumda olanları Polatoğlu şu şekilde sıraladı: "Uzman bir doktorun, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazan’da oruç tutmayabilir. Bu bağlamda; Covid-19 teşhisi konulmuş hastalar, oruç tuttuğu takdirde hastalığı daha ağır geçireceği doktorlarca belirtilenler, oruç tutamayacak derecede yaşlı olanlar, oruç tutmaya engel kronik hastalığı bulunanlar, oruç tutmaları halinde hem sağlıklarının bozulmasından hem de sağlık hizmetlerinin aksamasından endişe edilen sağlık çalışanları, hamile veya çocuk emziren kadınlar mazeretleri sebebiyle oruçlarını daha sonra kaza edebilirler.  Ayrıca; özel günleri devam eden hanımlar da oruç tutmayıp, Ramazan'dan sonra kaza ederler. Ağır ve meşakkatli işlerde çalışıp sağlıklarının bozulacağından endişe edenler ile sefer miktarı (90 kilometre) bir yolculuğa çıkanlar da daha sonra tutamadığı gün kadar kaza etmek üzere oruç tutmayabilirler. Ancak hastalık geçici değilse veya kişi çok yaşlıysa tutamadığı günler kadar fidye verir. Her fidye bir fitre kadardır. 2020 yılı için Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından belirlenen fitre miktarı 27 Türk Lirasıdır"


 


Son olarak Müftü Polatoğlu, "Memleketimizin, Ülkemizin ve tüm İslam âleminin Ramazan-ı Şeriflerini tebrik ederim. Rabbimiz bu vesileyle yapacağımız ibadetlerimizi kabul eylesin ve bizleri huzur içerisinde Ramazan Bayramı'na ulaştırsın." diye konuştu. (İLKHA)

Bu haber 6883 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Harran'da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı olayla ilgili açıklama
Harran'da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı olayla...
Şanlıurfa'da uyuşturucu ile mücadele sürüyor
Şanlıurfa'da uyuşturucu ile mücadele sürüyor