Ramazan Özgültekin ile Röportaj 1

GAP Gündemi Gazetesi, Siverekli Araştırmacı Yazar Ramazan Özgültekin ile röportaj gerçekleştirdi.

Ramazan Özgültekin ile Röportaj 1
29 Ekim 2022 - 11:40
-Memleketten Portreler programımızın bu haftaki konuğu için bizler Siverek’e geldik. Sizleri Ramazan Özgültekin beyefendi ile tanıştırmak istiyorum.

RÖPORTAJ: TUĞBA POLAT

-Merhaba. Nasılsınız?

- Çok şükür Allah’a. Bizleri unutmadığınız için, bu güzel anları yaşattığınız ve bizden sonra hatıra olabilecek anlara imza attığınız için teşekkürler. GAPGündemi ile henüz kurulma sürecindeyken başlayan bir birlikteliğimiz var. Fakat bazı sağlık sorunlarım, Siverek temsilciliğinde pasif duruma düşmeme neden oldu. Yine de gönlümüz hep sizlerle, Veysel Bey ile birlikte..

-Bil mukabele.. Sizi izleyicilerimiz için, tanıyabilir miyiz?

-Ben, 1951 Siverek doğumluyum. Siverek Devlet Hastanesinden 1997 yılında emekli oldum. 25 yıldır Siverek sevdasıyla bazı araştırmalar, çalışmalar yapıyorum. Çalışmalarımı takip eden TRT’nin de dahil olduğu bazı medya gruplarına kentimizi, çalışmalarımı anlatarak yardımcı olmaya çalışıyorum. 1999-2000’li yıllardan sonra ilkokul, ortaokul, lise, üniversite öğrenciler buraya geliyor. Siverek konulu çalışmalarını yapmalarına yardımcı oluyorum. Osmanlıca bildiğim için, gelen öğrencilere çeviri yaparak destek oluyorum.

Özellikle üniversite öğrencilerinin tez çalışmalarına yardım ediyorum. Tek beklentim ise tezlerinden bir örneği burada bırakmaları ve hocalarını Siverek üzerine daha fazla araştırma yapmaya teşvik etmeleri. Şuanda burada Siverek ile ilgili 70’e yakın tez bulunmaktadır. Bitirme tezleri, yüksek lisans tezleri, doktora tezleri.. hepsi burada mevcuttur. Bu sayede sonra gelen öğrencilere daha faydalı olmaya çalışıyoruz. Çocukluktan itibaren, ben edebiyat aşığıyım. Tarih, divan, Osmanlıca aklınıza gelebilecek her türlü kitabı okurum. Osmanlıca bildiğim için gelen öğrencilere çeviri yaparak destek oluyorum.

-Kesinlikle evet içeride sayısız kitap gördüm.

-  25.000 civarında kitaba sahibim. Ulaşabildiğim Siverek’e dair bütün arşiv burada bulunmaktadır.

-Nasıl bir ailede büyüdünüz?

- Standart Siverekli bir ailede büyüdüm diyebilirim. Müzik kültürü olmayan, kitap kültürü benim kadar gelişmemiş bir ailem vardı. Hatırladığım kadarıyla abimin kitap merakı vardı ama tek bir konuda ilerledi diyebilirim. Babamın ise Siyer-i Nebi, Ahmediye ve benzeri kitaplardan oluşan 3-5 tane daha kitabı vardı. Ben ise şuan da ulaşabildiğim her konuda; Osmanlıca, tıpkı basımlar, tıpkı basım Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi gibi bir çok kitabı kütüphanem için saklıyorum.

-Babanız sizi ortaokuldayken okuldan almış. Ne hissettiniz? Okumak istiyor muydunuz?

-Benim okul okumaya merakım olmadı hiç. Ortaokulu bir yıl okuduktan sonra zaten okulun benim ilgi alanım olmadığını anladım. Verilen eğitim beni doyurmuyordu. Okulu bırakmam, kitaplardan ve okumaktan uzak tutmadı beni. Mesela ben 1969 yılında yaşımı büyüterek askere gittim. Giderken bir sandık dolusu kitabım vardı. Siverek’ten ayrılmadan önce kitaplarımın başına bir iş gelmesin diye bir arkadaşıma emanet ettim.

-Kitap sevdası ne zaman başladı?

-Çocukluktan.. Ben ilkokuldayken 1957-1958 yıllarında bazı yayınevlerinin derslerle ilgili dergileri satılıyordu. Ben dergi almıyordum, kitap alıyordum.

-İlk okuduğunuz kitabı hatırlıyor musunuz?

-Hz. Ebubekir’in, Hz. Ömer’in hayatları gibi sahabe hayatlarının anlatıldığı kitapları okumuştum. Hala duruyorlar bende. Hiç kaybetmedim. Çok sıkı bir arşivcilik yeteneğim var diyebilirim. Mesela şimdiye kadar çıktığım bütün programların cd’leri burada mevcut. Yada oturduğum yere baksanız her yer karma karışık. Halbuki hepsi not.  Buraya gelen bazı öğrenciler, sağ olsunlar onları bilgisayara geçiriyorlar. Ama korkuyorum bazen, benden sonra onları çöp diye atarlar diye..

-Sizin çocukluğunuzun geçtiği dönemde, insanlar daha çok geçim sıkıntısıyla uğraşıyor. Kitap ve benzeri şeyleri fuzuli görebiliyorlardı. Sizin aileniz nasıl bakıyordu?

-Babam öyle kitap düşmanı bir insan değildi. Bizim için sigara-alkol içme, aylak aylak gezme, sinemaya (o dönem sinema bizler için çok kötüydü) gitme dışında, yasak olan pek bir şey yoktu. Geçim sıkıntısı dediniz ama aslında pek geçim sıkıntısı yoktu. Çünkü israf yoktu.. Kalan yemekler üst üste ısıtılıp yenilebiliyordu, yada komşulara ikram ediliyordu. Babamların bana dair pek şikayetleri yoktu. Ama eminimki onlar iş sahibi olmamı, kendilerine destek olmamı isterlerdi.

-Sormak istediğim buydu aslında.

-Evet ama ciddi manada ‘’Neden kitap alıyorsun’’ diye sesini yükselttiğini, söylendiğini duymadım. Babam rahmetli çok hoşgörülü biriydi. Bununla beraber biraz aramız soğuktu. Ben 1969’da askere gittim. Döndüğümde 1972 yılında hastanede işe girdim. Benimle o dönemki insanların arasındaki fark çok büyüktü.  Ben bilime, öğrenmeye, araştırmaya aşırı derecede ilgiliydim.

O dönemden beri şiir yazarım. Çıkmış 2 şiir kitabım var. Sakarya Üniversitesi ‘İsimler Sözlüğü ‘ adında 50 ciltlik bir çalışma yapıyor. Her cilt 500 sayfadan oluşuyor. O kitapta benden de bahsetmişler “Siverekli Aşık Elvan’’ olarak. Benim şiirlerim ya hece vezni ile yada aruz vezni ile yazılmıştır. Dönüp baktığımda, ben kendi kendimi yetiştirdim. Ailemin tek katkısı bana karşı sabır ve hoşgörü göstermeleri diyebilirim.

-Marangozlukla başlamışsınız çalışmaya?

-Evet.. Benim asıl mesleğim marangozluk. Diğer yaptığım işler ise; ciltçilik, ayakkabı tamirciliği, kaşe yapımı, berberlik, şairlik, arşivcilik, yazarlık.. Geçen günlerde bir hesaplama yaptım. Toplam 27 meslekle ilgilenmişim.. Bu konuda biraz zenginim.

 Mesela Siverek Meslek Yüksekokulunun eski müdürü Ekrem Akman ve müdür yardımcısı Hüseyin Demirbağ hocalarımızla iki kitap çalışması yaptık. 1997 yılında yayınlanan ’Dünden Bugüne Siverek’ ve bir de ‘Tarihi ve Kültürü İle Siverek’ isimli 500 sayfalık kapsamlı bir kitap. Sonrasında tek başıma toplam 13 tane kitap çıkardım Siverek ile ilgili. Bunların 2 tanesi şiir kitabı. Biri ise İslam ile tasavvuf ayrı şeyler midir?’ isimli kitabım.

Bu kitabımda tasavvufun İslam ve Kuran’ın derinliği olduğunu anlatıyorum. Soranlara diyorum ki ’’O dönemlerde Nurculuk, Süleymancılık, Mahmut Efendicilik mi vardı? Tasavvuf dediğimiz şey Kuran’ın derin yaşanmasıdır’’

Diğer kitaplarım ise; Siverek evliya ve alimleri, Tarihi ve kültürüyle Siverek, Siverekli Hacı Yusuf Sami Efendi; hayatı ve eserleri, Siverek kültüründe maniler, deyimler…

Tüm bu çalışmalarımı maddi-manevi kendi imkanlarımla yaptım. Kitaplarımın basımını Urfa’da Elif Matbaasında yaptırdım. Sağ olsunlar çok yardımcı oldular. Evliliğimde çocuğum olmadığı için, çocuğa harcanabilecek parayı ben kitaplarıma harcadım. Ama bir destek olsaydı, belediyeden yada kaymakamlıktan; şuan 40 civarında kitabım olurdu. Şuanda 20 tane kadar kitap çalışması var. 7-8 tanesi basıma hazır. Beni soğuttukları için şuan o kitapları bekletiyorum.

-Marangozluk yaparken Halk şairlerinin şiirlerini okuyormuşsunuz. Daha önce bu alana dair bir ilginiz var mıydı?

-Çocukluktan beri hep hece vezni ve aruz vezniyle şiir yazıyorum. Kütüphanemde 100’den fazla Osmanlıca ve Türkçe Divan eseri var. Bütün yayınevlerini tarıyorum..  Gevheri, Aşık Veysel, Yunus Emre, Niyazi Mısri, gibi üstadların çıkan eserlerini arşivliyorum.

-Osmanlıcayı da mı kendi kendinize öğrendiniz?

-Onu da kendi kendime öğrendim.

Devam edecek...


Bu haber 1300 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Dusak, Siverek'teki kazalarla ilgili Karayolları Genel Müdürü ile görüştü
Dusak, Siverek'teki kazalarla ilgili Karayolları Genel Müdürü ile...
Eski başkan Çakmak'tan borç açıklaması
Eski başkan Çakmak'tan borç açıklaması