Türkiye ekonomik krizden nasıl çıkar

09 Mayıs 2022 - 09:55

"Hazıra dağ dayanmaz" sözün bize verdiği mesajı dikkate aldığımızda, enflasyon canavarından kurtulma imkânımız olacaktır.  “Hazıra dağ dayanmaz” üretken olmayan kişi veya toplumlara ne kadar imkân sunarsanız sunun sonuç olumsuz olacaktır. Birey ve toplumlar ürettiği kadar harcamada bulunduğunda gider ve gelir kalemleri dengede kalacağından enflasyon sabitlenecektir. Bugün; hükümetin iki dönem başarılı çalışmaları ekonomi iyileştirilmişti. Pastadan herkes pay alma peşine düşünce, üretim dikkate alınmadan harcamalar yapıldı. Genellikle bakanlıklarda ve belediyelerde yapılan harcamalar haddi hesabı yoktur. Dün bir ilçe de herhangi bir araba kiralamadan belediyenin işleri gayet iyi yürütülürken, daha sonra pahalı şekilde birileri zengin etme babında yüksek fiyatla taşıtlar kiralandı. Bu resmi araçlar özel işlerinde kullanılmaya başlanıldı.. Türkiye’nin biriken sermayesi üretime çevirmeden böylelikle harcamaya başladılar. İşte hazıra dağ dayanmaz uygulanan bu sözü, bugün Türkiye’de sonucunu yaşamaktayız.

İki binek araba yerine otuz civarında araba kiralarsanız, onu da bol keseden kiralarsanız. Sonuç o ilçe ’ye yatırım yapılacak bir şey kalmaz. Sonuç ne olur? Bu çeşmenin suyu nereden geliyor? Sonunda tükeniyor. Denetleyen soran olmayınca yanlış üzerinde yanlış yapmaya devam ediliyor. Hiçbir ilçe halkı bu gidişten memnun kalmadı. Bir ilçe de böyle harcama yapılıyorsa, ona göre diğer ilçeler ve diğer illeri de hesaba katarak sonuç nereye varıyor. Düşünmek bile istemiyorum. Düşünmeye de gerek yoktur ki çünkü her şey ortadadır. Enflasyon tek rakamlardan %70 ‘lere vardı.  Mutfakta ateş var, ceplerde delik var. Hala ’da kurumlarda harcama yarışması var. Sanki ülkeye tekrar İMF muhtaç etmek için ha bire harcama kalemlerini çoğaltıyorlar. Mantıklı bir tasarruf sistemine girilmiyor.

İşte Atasözün uygulandığı Türkiye’nin sonucu budur. Yanı bir dağ kadar altının olsa bile, onu belli bir disiplin içinde harcamazsanız, üretimle desteklemezseniz, o dağ kadar altında tükenir, dayanmaz.

Bizi enflasyon canavarıyla arkadaşlık yaptırmaya götüren süreç; İsraf ekonomisi ve üretime yeterince önem verilmediğinden dolayıdır. Bu gidişat bugün toplumuzu bu ekonomik krizle buluşturdu. Bundan nasıl kurtulacağız bugün o düşünmemiz gerekir.

Her şeyden önce, Sağlam bir denetim mekanizmasını kuracaksınız. Emaneti ehline vereceksiniz. Zaruri taşıtlar dışında diğerlerini satacaksınız, şahsi işlerini kamu taşıtlarıyla görmeyeceksin, kul hakkına riayet edeceksiniz. Belediye başkanları özel sektörle işbirliği girişimlerinde bulunarak, kentin gelişmesine katkı sunacak, iş alanlarını açarak istihdama alanlarını genişletmeli, işsiz insan bırakmayacak kadar çalışmalar yapılmalı, bu şekilde hem üretim hem de istihdam alanları açılmış olacaktır. Tarım politikası güncellenmelidir. Masa memurluğundan ziyade saha da memurlar çalışılmalı, daha fazla verim ve kaliteye önem verilerek üretim çalışmaları yapılmalı, toplulaştırmayı devlet eliyle saha da çalışarak yapılmalı, yeni tarım alanları açılmalı, destekleme üretime yönelik olmalı ve tüm bu işlerin yeri yerince yapılıp yapılmadığı, devlet tarafından kurulmuş, bağımsız denetleyiciler tarafından denetlenmelidir.

Yapılacak bu uygulamalarda yolda meydana gelecek aksaklıkları da düzeltilerek yapılacak çalışmalar sonucunda en kısa zamanda ekonomik krizden kurtulma imkânımız doğacağı inancı içindeyim. Bu ekonomik krizde bile kamuda adam akıllı bir tasarruf tedbirleri uygulamaya konulmamıştır.
                     
Bu ülke hepimizin, biz bu ülkeyi yaşanabilecek bir ülke konumuna getirmek zorundayız. Bunun için herkese düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirmelidir. Bu iş; siyasi üstü bir sorumluluk ister. Bu hizmete halk, muhalefet, iktidar elbirliğiyle bu mücadeleyi vermelidir. Bizim başka bir ülkemiz yoktur. Biz başkasına merhamet etse bile başkası bu necip millete merhamet etmez. Merhamet; gayret ister, feragatli olmayı gerektirir. Allah korkusu ve vefakâr olmayı gerektirir. Bunu da çevre ülkelerinden görmüyoruz. Radikal kararlar alınarak bu krizden de çıkacağımızı inanıyorum.                                                                                                           

Bu yazı 505 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum