Seni anlatabileceğim kelimeleri bulmakta zorlanacağımı biliyorum. Ama yine de yazmak istiyorum. Çünkü ne kadar zor olsa da içimde tamamlanması gereken bir görev olarak duruyor bu. Yazmazsam hep eksik hissedeceğim gibi bir his. Asıl ecrinin gittiğin yerde verileceğine dair kesin bir inanç taşıyor olmakla beraber ömrün boyunca yaptıkların için bir şükran borcu olur belki de.
İnsan, üşümesin diye üzerini örttüğü birinin cenazesine katılmadıkça dünyayı anlayamaz, demişti Nuri Bilge Ceylan. Ne demek istediğini, seni kaybedince daha iyi anladım baba. Seni kaybedince hayatı ve ölümü yeniden sorgulama ihtiyacı duydum. Alelade, teorik bir sorgulama değil, derin bir kederin imbiğinden akarak gelen sarsıcı bir sorgulama bu.
İnsan niçin dünyaya gelir? Madem öleceğiz niçin varız? Madem ölüm var insanlar niçin birbirlerine sevgiyle bağlandıkları güçlü hislere sahip? Hayatın anlamını kavramada ölüm olgusunun rolü nedir? Sevdiklerinizin aranızdan ayrılmasının yarattığı hüznü ne giderir?
Bu sorular ve sorgulamalar uzar gider.
Bir taraftan bu sorgulamalar devam ederken diğer taraftan ölümün insan bilincine ve ruhuna çarpan etkilerine maruz kalıyor insan. Bu sorgulamalar ışığında bakış açınızı derinleştirme olasılığı beliriyor. İşte babam, Neşet Hoca'm! Senin hayatın gibi ölümün de öğretici oldu bizim için.
Sen benim ilk öğretmenimdin baba. Senin öğretmenliğin farklıydı. Hep iyiliği, hayrı, ibadeti, helal ve harama riayet etmeyi öğütledin. Söylemenin yanı sıra belki de ondan daha çok yaşayarak öğrettin bize. Yardımseverliğini, fedakarlığını, şaşmaz adil tavrını, haramdan uzak duruşunu, sarsılmaz inancını, merhametini, asla aksatmadığın ibadetlerini görerek bu yaşıma geldim. Bütün bunları bize zengin bir miras olarak bıraktın. Bu mirasa layık olabilmek Allah'ın büyük lütfu olur bizim için.
Şahit olduğumuz iyiliklerinin yanı sıra şahit olmadığımız iyiliklerinin de var olduğunu sen aramızdan ayrıldıktan sonra öğrendim. Öz evlatların dışında senin için "Bizim de babamızdı." diyen manevi evlatların anlattı bize bilmediklerimizi.
Dünya malına tamah etmediğine çok şahitlik ettik. Makam, mevki gibi dünyadaki kesrete ait mevkileri önemsemediğini hep gözlemledik. Haram olana elini uzatmadığını çok müşahede ettik. Zor zamanlarda inancını diri tutmak için gösterdiğin çabayı buna şahitlik edenler anlatıp durdu taziye boyunca. İnsanlara karşı duyduğun, kalbinin derinliklerine işlemiş merhamet duygunu çok sevdik. İnsanlar için hep iyiliği düşündügünü en iyi çalışma arkadaşların bilir.
Bu yönlerinden dolayı yurt içinden ve yurt dışından birçok kişi aradı. Allah hepsinden razı olsun. Senin vefatını duymanın verdiği kederle gözyaşlarını telefonda konuşurken akıttılar. Birçok aramada hep beraber ağladık. Bazıları ağladığı için konuşmayı sürdüremedi baba. Ne çok vefalı sevenin birikmiş bereketli ömründe.
Köşede, kıyıda, gözlerden uzak ama sana yakın olan unutulmuş insanlar geldi acımızı paylaşmaya. Kimi özürlü olduğu için arabadan inemedi. Biz vardık yanlarına. Senin adını inleyerek omzumda ağladılar baba, kalbin derinliklerinden gelen büyük bir kederle. Bizi görünce seni hatırlayan sevenlerin sana sarılır gibi bize sarıldı ve ağladı, ağladık.
Allah sevdiği kulunu insanlara da sevdirirmiş. Biz bu sevgiye şahitlik ettik baba. İnsanlar sana duydukları sevgiyi büyük bir vefa duygusuyla bizimle paylaştılar. Hayatına dokunduğun kim varsa hepsi seni hayırla yad ediyor, hepsi senden razı, ne mutlu sana!
Sen yoksun artık. Bir yanım hep sensiz, hep eksik kalacak. Seni son gördüğümde yüzüne yayılmış o güzel gülüşün aklımdaki son resmin. Seni dünya gözüyle son görüşümmüş meğer. Bunu biliyor olsaydım yanından kalkar mıydım hiç?
Rabbin seni güzel bir ölümle yanına aldı. Hiçbir kalp rahatsızlığın olmamasına rağmen ani bir kalp kriziyle aramızdan ayrıldın. Adeta gaybi bir planla, yürüyerek ölüme giden kutlu bir yolculuk oldu seninki. Seni bu lütfa layık gören Allah'a hamd olsun.
Ayrılışın ani olsa da senden öğrendiğimiz üzere ilahi takdir karşısında boynumuz kıldan ince. Kalbimiz hüzünle dolu lakin dilimizden yanlış kelam dökülmez. Biz bu duruşu tüm insanlığın rehberi Hz Muhammed'den (as) öğrendik.
Seni çok özleyeceğim ama elbet bir gün tekrar buluşacağız. Mahzenler dolusu altından daha değerli olan güzel mirasını yaşamak ve yaşatmak artık öncelikli sorumluluğumuz. Gözün arkada kalmasın babam!
(Not: Neşet hoca topluma mal olmuş bir kişilik olduğu için yazmaya cesaret ettim. Sevenlerinin onun için "Onun övgüye ihtiyacı yok." dediğini aklımda tutarak...)
FACEBOOK YORUMLAR