Kurban olayım

Yokluğun hüküm sürdüğü bilinmez diyarlarda ve zamanlarda her bir zerremize nakşettiğin "anlam"ı heybesinde taşıyan fermandaki misaka kurban olayım.

Masivaya efsunlu dimağların kıyısına dahi yaklaşamayacağı, hikmet pınarlarının çağladığı diyarların anahtarının membaı olan, dağların bile yüklenmekten kaçındığı kutlu emanete kurban olayım.

Hafsalamızın kavramakta zorlandığı, evreni yaydıkça yayan, her an yeni bir mucize yaratmaktan yorulmayan, yazmaya kalksan murekkep yalamışların lal olduğu o yüce azametine kurban olayım.

Yıldırımların, kasırgaların, tufanların, dermansız dertlerin, şafak vaktine erememiş zifiri gecelerin önünde diz çöktüğü celalin hakkı için celaline kurban olayım.

Her biri ayrı bir müjde taşıyan güneşlere gebe, başağa durmuş buğdayın selam durduğu, gecelerin hasreti, gündüzlerin efendisi olan, uğruna and içtiğin kuşluk vaktine kurban olayım.

Başını avuçlarına gömmüş anaların yanaklarından süzülen yaşlara merhamet olan, başı okşanmamış yetimlerin ahının yankısını arşa nakşeden rahmetine kurban olayım. 

Alemler içre alem doğuran şu koskoca evreni süveydaya sığdıran, bizi bizden geçirip sana vuslatla onurlandıran ruhuna kurban olayım.

Levh-i mahfuzdan kum deryasına bir nur olarak inen, sinelerin õzünde gizlenmiş müzmin yaraların şifası, söylenmiş tüm kelimelerin şahı olan kelamına kurban olayım.

Uzak sanılanın yakınlığına şahitlik eden şah damarımıza dokunarak aşkınla onurlanmak için yere serdiğimiz, serinlince yere dudaklardan dökülen besmeleye teslim olan kurbanlara kurban olayım.

Karib olmaksa eğer şu alemde tek cevher, kabul et ya ilahi sana kurban olayım.