Mahmut Hanpolat

Mahmut Hanpolat

mhanpolat@hotmail.com

YA DA DOĞURMAYIN NARİNLERİ

09 Eylül 2024 - 22:22


Geceyi yırtan sessiz bir çığlık:

"Neler oluyor böyle!?"

Arşı dalga dalga saran bu vaveyla arzda neden duyulmaz? Dört yanımız sis duvarı, göz gözü görmüyor artık. 

Kulaklar eritilmiş demir çanağı, gözlere şaşaanın mili çekilmiş. Gönül desen, kırk yerinde kırk taun yarası...

Güneşi çalınmış gündüzlerin kuytularında yarasalar pusuda. Tüm yolların menzili çıkmaz sokak, patikalar bile kördüğüm. 

"Neler oluyor böyle!?"

Merhametin boynuna çekilince yağlı bir urgan, bir Narin kurban olur, bin Narin dipsiz kuyularda sırada.

Narin'in yası tutulur her bir ocakta. Lakin odun taşır her ocak Narin'in sunağına. 

Baharına kavuşamadan bir körpe, can veriyorsa tapınağınızda, ağıt yakmayın, heyhat! Bu günah hepinizin. 

"Neler oluyor böyle!?"

Pusulası şaşmış kalabalıkların orta yerinde bir Narin savunmasız, bin Narin kem gözlerin çilingir sofralarında sırada. 

Havada küf kokusu, sineyi deler geçer. Açılan her kapının ardında zifiri karanlıklar... 

Fırtınadan, borandan ürperir nazeninler. Karanlıklardan korkar körpe bedenler. Bir mum ışığı hasretiyle can verir Narin'ler. 

"Neler oluyor böyle!?"

Şehrin meydanlarından boz bulanık sular akmakta. Dikilen her bir fide yeşermeden solmakta. 

Bilinmez mi ki suları berrak yapan sevda türküleridir, fidelere can veren aşk nağmeleridir. 

Duyulmaz mı ki ruhu kaybolmuş beden, metruk bir harabedir. Narin'siz her bir ocak yıkıktır, viranedir. 

Söyleyin ey zifiri karanlık haramileri! Daha kaç kurban gözünüzü doyuracak? Daha kaç Narin solacak ķıraç toprağınızda. 

Dinleyin ey kör kalabalıklar! Bırakın ağıtlar yakarak kendinizi avutmayı. Ya koruyun gözbebeklerimizi ya da doğurmayın Narin'leri.

Bu yazı 327 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum