Allah'u Teâlâ'nın insanoğluna sunmuş olduğu nimetler, bazen "gafletten" dolayı bazen de o nimetlerin tam olarak idrak edilmemesinden dolayı anlaşılmayabilir.
İnsan, elindeki nimetleri kaybetmeye başladığı zaman, sahip olduğu nimetlerin kıymetini anlar ve o kaybettiği nimetlere yeniden kavuşmayı arzu eder.
Yüce Rabbimiz, kulunun elinden aldığı nimetleri hikmeti icabı geri vermeyebilir ya da o nimetlerin daha güzelini kuluna ikram edebilir. Bu tamamen Rabbimizin takdiridir.
"İnsan bir yolcudur. Sabâvetten (Çocukluktan) gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Her iki hayatın levazımatı(gerekli olan nimetleri) Mâlikü'l-Mülk tarafından verilmiştir. Fakat o levazımatı, cehlinden dolayı tamamen bu hayat-ı fâniyeye sarf ediyor. Hâlbuki o levazımattan lâakal (en az) onda biri dünyevî hayata, dokuzu hayat-ı bakiyeye sarf etmek gerektir." (Mesnevi-i Nuriye-10)
Üstad Said Nursi, insanoğlunun bir yolcu olduğunu bu yolculuğun çocukluktan ebedi âleme kadar uzandığını, Allah'u Teala'nın yolculuktaki kuluna her türlü nimeti sunduğunu ifade eder.
Allah'ın kullarına sunmuş olduğu nimetlerin bir püf noktası vardır. Yüce Rabbimiz, sunduğu nimetlerle kulunun ahiretini imar etmesini murat etmektedir. Bunun içinde verilen nimetlerin en az 10'da 9'u ahiretimizi imar etmemiz için verilmiştir.
İnsan gaflete düştü mü verilen nimetlerin 10'da 9'unu dünyaya ayırır, 10'da birini bile ahireti için çok görür!
Akıl bir nimettir. Bu nimet ile insan yüce yaratıcısını bulur ve ona layıkıyla kul olur. Aynı zamanda bu akıl sayesinde uçak yapar, mesafeleri kısaltır. Akıl, atom bombası yaparak bir ülkeyi yok etmek ya da bilim adamı olup, Allah'ın büyüklüğünü sorgulamak için verilmemiştir.
Göz, dünya güzelliklerini temaşa etmek için ikram edilmiş bir nimettir. Göz sayesinde Rabbinin yarattığı nimetleri görür. Dağa, denize, aya ve yıldızlara bakarak Rabbinin saltanatını keşfeder. Rabbimiz erkek ve kadınlar için "gözlerini sakınsınlar" diye emreder. Gözler, harama bakmak için verilmemiştir.
Sağlık bir nimettir. İnsan, sağlık sayesinde kısacık dünya hayatında acı çekmeden sağlıklı yaşar. Sağlık elden gitti mi insan kısacık hayatını hastane köşelerinde geçirir. Sağlık, Allah'ı unutmak ve keyif sürmek için verilmemiştir.
Saltanat ve iktidar bir nimettir. Allah, himayendeki insanlara adaletle hükmetmek için sana saltanat ve iktidar vermiştir. Belediye başkanı, vali, milletvekili, bakan ya da cumhurbaşkanı olabilirsin. Ama bu çok ağır bir sorumluluktur. Adil olmadın mı çalıp çırptın mı devlet imkânlarını birilerine peşkeş çektin mi bunun hesabını Allah'a veremezsin.
Zenginlik ve varlık bir nimettir. Allah'ın sana vermiş olduğu zenginliğin ne kadarını ahiretin için harcıyorsun. Yoksa sende Karun gibi bu zenginliğin senin sivri ticari zekândan ya da saatlerce dünya için çalışmaktan mı kaynaklandığını sanıyorsun.
Nefes bir nimettir. Hayatını sürdürmen için dakikada kaç kez nefes aldığını biliyor musun? Nefesin kıymetini nefes darlığı çeken solunum hastalarına sorarak öğrenebilirsin. Aldığımız her nefes için Rabbimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Aldığın nefesin kıymetini ne zaman bileceksin?
İnsanoğluna verilen nimetler saymak istenirse saymakla bitmez. Önemli olan o nimetlerin kıymetini anlamak ve tefekkür etmektir. Nimetlerin kıymetini idrak etmezsek o nimetler elimizden kayar gider.
Verdiği, vereceği, vermesini ertelediği ya da hikmeti icabı vermediği tüm nimetler için Rabbimize şükürler olsun. (AMİN)
FACEBOOK YORUMLAR