Siyonist işgalcilerin sonu yakındır

Kendi peygamberlerini bile gözlerini kırpmadan katleden siyonist işgalciler, yanı başlarında onlarca halkı Müslüman olan ülke olmasına rağmen canavarca saldırılarını sürdürüyor.

Ne insan hakları tanıyorlar ne kanunları ne de uluslararası sözleşmeleri…

Siyonistleri en çok cesaretlendiren ve alçak saldırılarına teşvik eden ise nüfusu 2 milyarı aşan Müslümanların suskunluğudur.

Müslümanlar bugüne kadar saldırıları kınamaktan ve meydanlarda bağırıp çağırmaktan başka bir şey yapamadılar.

Tabi meydanlara çıkılması ve saldırıların lanetlenmesi önemliydi ama bu çıkışlar bugüne kadar gözlerini kan ve intikam bürümüş canileri saldırılarından zerre kadar vazgeçirmedi.

Kahraman, şanlı ve cesur şehir Gazze, adeta açık bir hapishaneye dönüştürüldü.

Müslümanların kutsalı olan Mescid-i Aksa ağızlarından salyalar akan insan görünümlü köpekler tarafından çiğnendi.

Üzerlerine her gün yağmur gibi bombalar yağan, en azizlerini şehid veren korkusuz Filistin halkı, ya her gün ölmeye devam edecekti ya da her şeyi göze alarak siyonistlere karşı yeni bir intifada daha başlatacaktı.

7 Ekim 2023 tarihinde Filistin halkı siyonist işgalcilere karşı "Aksa Tufanı" harekâtını başlattı.

Aksa Tufanı ile birlikte neye uğradığını şaşıran siyonist işgalcilerden bin 400'ü telef oldu, binlerce siyonist ise yaralandı.

Siyonist işgalcilerin yardım narasına büyük şeytan ABD ve aveneleri yetişti. Tabi ki içimizdeki siyonist haysiyet cellatları da boş durmadı. İsrailin çizilen karizmasını silmeye ve onarmaya çalıştı.

İsrail, uluslararası tüm sözleşmelere rağmen hastaneleri, mülteci kamplarını, sivil alanları, camileri bile bombalamaktan çekinmedi. Filistin'de son bilgilere göre, 5 bine yakın şehid var. Katledilenlerin çoğu ise çocuk ve kadınlar.

Televizyonlarda izlediğimiz vahşet videoları adeta kanımızı dondurdu. Geceleri gözümüze uyku girmiyor. Yediğimiz lokmalar boğazımızda düğümleniyor.

Urfa halkının ilk günden beri meydanlarda olduğuna hepimiz şahidiz, Rabbim sende şahit ol.

Müslümanlar sadece bu tepkilerle yetinmemelidir.

Bu tepkiler, siyonist işgalcileri zulümlerinden asla alı koymuyor.

Peki, ne yapalım?

Öncelikle Müslüman gruplar aralarındaki nizaya son vermelidir.

Her cemaat, parti ya da grup birlikte hareket ederek, tepkilerini beraber göstermelidir.

Filistin davasının meşru temelleri ile ilgili sosyal medyada çalışmalar yapılmalıdır.

Her cemaat, grup ya da parti, siyonist işgalcilerle mücadele konusunda siyasilere baskı uygulamalıdır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Bugünden itibaren 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, milletimle açık açık paylaşıyorum ki, Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır." sözü çok önemlidir. Eğer bu söz samimi olarak söylenmişse gereken yapılmalıdır.

Müslümanlar, siyonist işgalcilere destek veren tüm markaları deşifre ederek, halkın bu ürünleri kullanmaması konusunda bir çalışma başlatmalıdır.

İçimizdeki Müslüman görünen siyonist ahmaklar deşifre edilmelidir.

Hiçbir zaman hayatında umutsuzluğa yer vermeyen bir kardeşiniz olarak sesleniyorum.

Vallahi, billahi, tallahi Müslümanlar galip gelecektir.

Şehit Şeyh Ahmet Yasin, 2027 yılına kadar israil denen bir devletin kalmayacağı müjdesini bizlere veriyor.

Bu müjde bir temenni ya da dilek değil, bu Allah'ın koyduğu bir sünnetullah'dır. Zulüm ile asla abad olunmaz.

Yeter ki biz vazifemizi yapalım.

Not: israili ülke olarak kabul etmediğimden yazı içerisinde israilin "i"sini küçük harfle yazdım ve "in" ekini ayırmadım. israil, değil siyonist işgalciler denmesini uygun gördüm.