Diyarbakır sahabeler şehri...
Diyarbakır denilince akıllara sahabe kabirleri, şehri kuşatan surlar ve Diyarbakır Ulu Camii gelir.
Diyarbakır'a her gittiğimde Ulu Camii ziyaret eder öğle ya da ikindi namazlarını burada kılmaya çalışırım.
Ulu Cami, Karacadağ kokan siyah bazalt taşları, eşsiz mimarisi, sabah akşam yükselen Kur'an sesleri, cami girişindeki figürleri, geniş avlusu, Hanifi ve Şafii bölümleri, güneş saati ve her vakit camii dolduran cemaati ile İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul ediliyor.
Camiye her gidişimde şadırvanın yanında, çevredekilere İslam'ı anlatan zayıf, uzun boylu, yüzü masumiyet saçan, kendine özgü mimikleri, tatlı dili ile dikkat çeken, ayet ve hadislere hakimiyetiyle insanlar üzerinde derin izler ve kulaklarda tatlı bir esinti bırakan, el kol hareketleriyle beden dilini ustaca kullanan Kur'an aşığı ve İslam davetçisi Ramazan Pışkin Hoca'yı görürdüm.
Ramazan Hoca, İslami ilimlere hakimiyeti ve derin vukufiyeti ile günümüzün bazı hocalarına adeta taş çıkarıyordu. Hurafeden uzak, tavizsiz ve sözünü kimseden esirgemeyen tevhidi duruşuyla sahabeleri andırıyordu.
Ramazan Hoca, son yıllarda sosyal medyada çok yer alıyordu. Hoca daha sonra hemen hemen Türkiye'nin her şehrinden insanların tanıdığı ve sevdiği bir şahsiyet olarak ortaya çıktı.
Hoca'yı bir ara "deli" diyerek akıl hastanesine kapattılar. Gelen tepkiler uzerine hocayı serbest bıraktılar.
Hoca, daha sonra İstanbul'a taşınarak küçük bir çay ocağında hem geçimini sağlıyor hem de kaldığı yerden İslami çalışmalarına devam ediyordu.
Bugün akşam saatlerinde Ramazan Hoca'nın bıçaklı bir saldırı sonucu şehit edildiğini öğrendim. Üzülmemek elde değildi. Allah kendisini şehitlerle birlikte haşreder inşallah.
Ramazan Hoca'yı kim, neden katletmek ister?
Hoca, kimin tavuğuna kış dedi?
Ramazan Hoca'nın anlattığı hakikatler kimleri rahatsız etti? Ramazan Hoca çekmiş olduğu bir videoda son günlerde bazı çevrelerin kendisini rahatsız ettiğini söylüyordu. Bu çevreler kim?
Bu cinayeti anlamak çok zor. İnşallah bu cinayet bir an önce aydınlatılır.
Hatırlarsanız geçen sene temmuz ayında, Adana'da, İslam tebliğcisi Sacid Pişgin, mahallede yapılan İslami hizmetleri hazmedemeyen bir şahıs tarafından namaz kıldığı sırada bıçaklanarak şehit edilmişti.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Fatih Camii İmamı Hafız Galip Usta, namazdan sonra cami içerisinde bıçaklanarak yaralanmıştı.
Yine İtalyan Klisesi Santa Maria'ya da pazar ayini sırasında yüzü maskeli 2 kişi tarafından düzenlenen silahlı saldırıda bir kişi hayatını kaybetmişti.
Bu olayların birbiriyle bağımsız olmadığını düşünüyorum.
Türkiye üzerine çok oyunlar oynanıyor. Türkiye düşmanı bazı ülkelerin ajanları ülkemizde cirit atiyor.
Bunlar yerli işbirlikçileri ile toplumdaki fay hatlarını harekete geçirerek ülkemizi bölmek, parçalamak ve yok etmek istiyorlar.
Özellikle toplumda sevilen İslami şahsiyetleri hedef alıyorlar.
Bazı kesimler, vatan, millet ve bayrak saikasiyla dolduruşa gelerek İslami simgelere kan kusuyorlar.
Yakın tarihte Filistin için düzenlenen mitingden dönen elinde tevhid bayrağı olan şahsın darp edilmesi ve sonrasında tevhid bayrağı ile ilgili yapılan tartışmaları ibretle izledik.
Dış güçlerin Turkiye'de taşeron siyasi destekçileri de var.
Maalesef bunlara dokunulamıyor. Atatürk isminin arkasına sığınarak ülkeyi nasıl karıştırdıklarını herkes görüyor.
Allah bu güruha asla fırsat vermesin.
Yazımın sonunda Ramazan Hoca'ya tekrardan Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve sevenlerine sabırlar diliyorum.
FACEBOOK YORUMLAR