KONUK YAZAR

KONUK YAZAR

[email protected]

Ekalliyet mi Ekseriyet mi?

03 Nisan 2024 - 14:01


31 Mart itibariyle bir seçim geride bıraktık. CHP gibi bir parti iyi bir çıkış yaptı ve AKP ciddi bir hezimet yaşadı. Her fikir çevresi bulunduğu cenahın dinamikleriyle çeşitli okumalar yaptı. İslami cenahın bazı kesimleri bunu AKP’nin Gazze politikasına bağlarken Bazıları Eyt ve devamında sayıları artan emekli maaşlarını ödemedeki sıkıntıdan dolayı maaşlarına zam yapılmamasına karşılık emeklilerin hükümeti cezalandırmasına, Kimisi de hükümetin yanlış ekonomi politikası ve enflasyona bağladı vs. 

Elbette her kemalin bir zevali vardır. Böylece AKP’de de zevalin başladığını görmüş olduk. Ancak bu CHP ve CHP zihniyetli partilerin yeniden yükselişine sebep olmamalıydı. Zira AKP öyle bir politika uyguladı ki CHP gelince İslam’a şöyle zarar verir denilecek neredeyse işlenmedik hiçbir günah bırakmadı.

Evet, bütün bunları işin uzmanlarına havale ederek Allah’ın dinini hayatlarının merkezine alan ve referansı sadece İslam olan camianın siyasi ayağı olan HÜDAPAR’a gelelim. Özellikle sahada çalışan bazı kardeşlerimiz gece gündüz demediler şehir köy ilçe mahalle, esnaf çiftçi tamirci sanatçı demeden, herkese ulaşma konusunda ciddi çaba gösterdiler. Samimi ve siyasetin kirletemediği bu nadide kardeşlerimizden bazıları Kûfe’den hallice olan halkımızın mavi boncuklarına kandılar. Türkiye geneli Yüzde 10, 15’lere kadar olan beklentilerine “biz 5’e de 3’e de razıyız diyenlere kulak bile vermek istemediler. Sonuç maalesef bu kardeşlerimizi üzdü. Ancak biz kardeşlerimizin buna bilakis sevinmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki:

Öncelikle bu camianın davasının Âdem (as)’dan günümüze peygamberlerin davası olduğunu ve bu dava mensuplarının sadece ve sadece ihlasla Allaha kulluk vazifesini yerine getirme, İslam’ın ve Müslümanların faydasına olacak işleri yapmaya çalıştığını asla unutmamak gerek. Tarih boyunca peygamberlerin tevhit mücadelesine bakıldığında, hakikat yolunda olanlar her zaman azınlıktakiler olmuştur. Rabbimiz bu hakikate şöyle dikkat çeker: “onlardan öncekilerden çoğu yollarını sapıtmıştı. Oysa içlerinden uyarıcı elçiler göndermiştik. Bak, Allah’ın (az olan) samimi kulları dışında uyarılanların akıbeti ne oldu (es-Saffat 71-74).” Hem rabbimiz aynı hakikati en büyük düşmanımız şeytanın diliyle de şöyle ifade ediyor: “senin izzetine andolsun ki senin az olan ihlaslı kulların hariç ben onların tamamını yoldan çıkaracağım (es-Sad 82-83)” “Şu benden üstün kıldığına bak! Yemin ederim ki eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, az bir kısmı dışında, onun neslinin tamamını peşime takacağım! (el-İsra 62)” bu ayetler çoğunluğun doğru olduğuna değil bilakis yanlışta da olabileceğini açık bir şekilde ifade etmektedir. Sadece bu ayetler değil tabi ki kur’anın bütünlüğünde şu ayetleri de hatırlamamız gerek:

“Kıyametin vakti mutlaka gelecek, bunda kuşku yok! Ama insanların çoğu buna inanmıyor. (el-Mümin 59)” “Andolsun Nûh’u ve İbrâhim’i elçi olarak gönderdik, onların soyundan gelenlere de peygamberlik ve kitap verdik. Onlardan doğru yolu bulanlar olduğu gibi birçoğu da yoldan çıkmış kimselerdir.(el-Hadid 26)” “…İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler. (er-Rum 30)” “De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da öncekilerin âkıbeti nice oldu bir bakın. Onların çoğu şirke sapmış kimselerdi. (er-Rum 42)” “Onların çoğu ortak koşmadan Allah’a iman etmezler. (el-Yusuf 106)” rabbimiz başka ayetlerde insanların çoğunun kâfir (er-Rum 8), cahil (el-Enam 111), fasık (el-Hadid 26), gafil (el-Yunus 92), haktan yüz çeviren kimseler (el-Enbiya 24) olduğundan bahseder. Bu ayetlerden de anlıyoruz ki Allah katında nicelik çokta bir şey ifade etmiyor. 

Rabbimizin asıl razı olduğu kimseler çoğunluğu elde edenler değil bilakis azınlıkta kalanlardır. Bakın şu ayetlere ne diyor rabbimiz: “…aralarında ortaklık ilişkileri bulunanların çoğu birbirine haksızlık ederler; yalnız iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapmakta olanlar böyle değildir; ama onlar da o kadar az ki…! (el-Sad 24)” “…Ey Dâvûd ailesi! Şükür için çaba gösterin. Kullarım arasında hakkıyla şükredenler pek azdır. (el-Sebe 13)” hem Hz. Ömer’in meselesini de yâd etmemek olmaz: Hz. Ömer (ra) pazarda dolaşırken “Ey Allah’ım beni az olan kullarından eyle. Ey Allah’ım beni az olan kullarından eyle” diye yalvaran bir adamı işitti. Ömer (ra) adamın yanına gitti ve “Bu duayı nereden öğrendin?” dedi. Adam,  “Allah kendi kitabında “Kullarım arasında hakkıyla şükredenler pek azdır (el-Sebe 13)” buyuruyor.”  dedi. Bunun üzerine Ömer (ra) ağlayarak kendine öğütte bulundu. “Ey Ömer, vallahi insanlar senden daha bilinçli. Ey Rabbim bizi de az olan kullarından eyle.” Diye dua eder.

Bütün bunları gördükten sonra azınlıkta kalmış olmak kardeşlerimizi üzmemeli bilakis sevindirmeli yarın Türkiye siyaseti ne olur bilinmez ola ki bir gün ekseriyet yakalanırsa asıl o zaman durup bir muhasebeye girmek lazım istikamette bir sıkıntı var mı yok mu eğer yoksa o zaman çalışmaya devam…

Xayyât el-Âmedî

Bu yazı 326 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum